23 Ara 2015 10:19
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:15
İsmail Saymaz, Sabri Uzun'u canlı yayında topa tuttu! Televizyonda mı izlemiyordunuz!
Gazeteci İsmail Saymaz, Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'a canlı yayında zor anlar yaşattı.
Radikal gazetesinden İsmail Saymaz ve Eski İstihbarat Daire Başkanı
Sabri Uzun, "Şirin Payzın ile Ne Oluyor?" programına konuk
oldu.
Sabri Uzun'un Hrant Dink suikastine ilişkin kendini savunması üzerine Saymaz, Uzun'u adeta topa tuttu. Sabri Uzun'un Ali Fuat Yılmazer'in birimi tarafından Dink suikastine ilişkin raporun kendisine iletilmediği savunmasını yapınca, Saymaz şunları söyledi:
""Sabri Bey Haziran 2003'ten Mart 2006'ya kadar İstihbarat Daire Başkanı. Hrant Dink hakkındaki bütün yargılamalar, bütün duruşmalar, Dink'in başına gelen her şey sürecinde, Sabri Bey görev başında. 2004 yılında McDonals bombalanmış Trabzon'da, failler Hrant Dink'i 3 sene sonra öldürecek, Sabri Bey yine görev başında. Trabzon'da futbolcuların araçları taranmış yine görevinin başında. Yine İstanbul emniyetinden size Aydın Türkeli imzasıyla tebligat gönderilmiş, Hrant Dink'in tehdit edildiği yönünde. Bu rapor da size ulaştırılmış. Bütün bunlar varken siz 3 yıl boyunca ne yaptınız Sabri Bey? 3 yıl boyunca Hrant Dink'in korunması gerektiğini sadece bir F4 raporuna bakarak mı anlayacaktınız? Televizyon izlemiyor muydunuz, gazete okumuyor muydunuz? Ben genç bir gazeteciyken bütün Hrant Dink duruşmalarını izledim. Dink'in hedef gösterildiği her yerde genç bir gazeteci olarak vardım. Sizin Hrant Dink'i koruma altına almanız için sadece bir F4 raporuna mı ihtiyacınız vardı? Bu bakımdan siz görevinizi yerine getirdiniz mi acaba?"
"GÖREVİMİZ KAPSAMINDA DEĞİL"
Sabri Uzun ise Saymaz'ın bu sözlerine karşın kendini şöyle savundu:
"İstihbarat Daire Başkanlığı'nın görevi kendi dairesinden kendisine intikal eden olayları koruma kararı haline çevirmektir. 8 Şubat 2002'de yayınladığım bir emir var benim. İstihbarat Dairesi'ne illerden intikal eden haber raporları gereğince koruma dairesine yazıp koruma talep etmek İstihbarat Daire Başkanı'nın görevidir. İllerde meydana gelen olayları, gazete haberlerini veya adli vakaları koruma kararı haline dönüştürmek İstihbarat Daire Başkanı'nın görevi kapsamında değildir. İl koruma kurulları vardır. İllerinde meydana gelen olayları il koruma kurulları gerek görürse koruma kararı haline dönüştürür. İstihbarat Dairesi'ne illerden gelen raporları koruma kararı haline dönüştürmek 8 Şubat 2002 tarihli koruma emri kapsamındadır. Diğer olayları biz rapor haline getirip koruma kararı alamayız"
İşte o anlar...
Sabri Uzun'un Hrant Dink suikastine ilişkin kendini savunması üzerine Saymaz, Uzun'u adeta topa tuttu. Sabri Uzun'un Ali Fuat Yılmazer'in birimi tarafından Dink suikastine ilişkin raporun kendisine iletilmediği savunmasını yapınca, Saymaz şunları söyledi:
""Sabri Bey Haziran 2003'ten Mart 2006'ya kadar İstihbarat Daire Başkanı. Hrant Dink hakkındaki bütün yargılamalar, bütün duruşmalar, Dink'in başına gelen her şey sürecinde, Sabri Bey görev başında. 2004 yılında McDonals bombalanmış Trabzon'da, failler Hrant Dink'i 3 sene sonra öldürecek, Sabri Bey yine görev başında. Trabzon'da futbolcuların araçları taranmış yine görevinin başında. Yine İstanbul emniyetinden size Aydın Türkeli imzasıyla tebligat gönderilmiş, Hrant Dink'in tehdit edildiği yönünde. Bu rapor da size ulaştırılmış. Bütün bunlar varken siz 3 yıl boyunca ne yaptınız Sabri Bey? 3 yıl boyunca Hrant Dink'in korunması gerektiğini sadece bir F4 raporuna bakarak mı anlayacaktınız? Televizyon izlemiyor muydunuz, gazete okumuyor muydunuz? Ben genç bir gazeteciyken bütün Hrant Dink duruşmalarını izledim. Dink'in hedef gösterildiği her yerde genç bir gazeteci olarak vardım. Sizin Hrant Dink'i koruma altına almanız için sadece bir F4 raporuna mı ihtiyacınız vardı? Bu bakımdan siz görevinizi yerine getirdiniz mi acaba?"
"GÖREVİMİZ KAPSAMINDA DEĞİL"
Sabri Uzun ise Saymaz'ın bu sözlerine karşın kendini şöyle savundu:
"İstihbarat Daire Başkanlığı'nın görevi kendi dairesinden kendisine intikal eden olayları koruma kararı haline çevirmektir. 8 Şubat 2002'de yayınladığım bir emir var benim. İstihbarat Dairesi'ne illerden intikal eden haber raporları gereğince koruma dairesine yazıp koruma talep etmek İstihbarat Daire Başkanı'nın görevidir. İllerde meydana gelen olayları, gazete haberlerini veya adli vakaları koruma kararı haline dönüştürmek İstihbarat Daire Başkanı'nın görevi kapsamında değildir. İl koruma kurulları vardır. İllerinde meydana gelen olayları il koruma kurulları gerek görürse koruma kararı haline dönüştürür. İstihbarat Dairesi'ne illerden gelen raporları koruma kararı haline dönüştürmek 8 Şubat 2002 tarihli koruma emri kapsamındadır. Diğer olayları biz rapor haline getirip koruma kararı alamayız"
İşte o anlar...