26 Şub 2012 10:58
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:22
İSMAİL KÜÇÜKKAYA EMİNE ERDOĞAN'A YAZDIĞI AÇIK MEKTUPTA NE İSTEDİ?
Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya, Emine Erdoğan'a açık mektup yazdı..
Emine Hanım’a açık mektup
Bugün özel ve kritik bir konuda ağırlığınızı koymanıza ülkenin acil ihtiyacı var. Konu, sizin öteden beri çok önem verdiğiniz, duyarlılık gösterdiğiniz hayati bir sorunla ilgili. Kız çocuklarımızın geleceği.
Yani yarının annelerinin ve Türkiye’nin kaderi...
Hep böyledir. Siyasal süreç iktidarları zorladıkça muhafazakar söylem ve uygulamalar devreye girer.
Ne gam. Bazen liberal ve özgürlükçü, bazen de muhafaza edici politikalar ön plana gelir. Neticede uzun vadede
toplumsal dinamikler dengeyi bulmamızı sağlar.
Bakın üniversitelerde başörtüsü sorunu çözüldü. Kolektif zihniyetimizin olgunluğu, kangren gibi görülen krizi sessizce ortadan kaldırıverdi. Hiç de gürültü kopmadı. Muhalefet de dip dalgaya kayıtsız kalmadı, sürece katkı verdi.
Şimdi kesintisiz eğitime yeni düzen aranıyor, olsun. İmam hatibin önü açılıyormuş, açılsın. İsteyen çocuğunu istediği okula göndersin, yeter ki devlet baskısı da teşviki de aileleri özellikle bir yere yönlendirmesin. Çoğunluğun çocuklarını nasıl okullara göndermek isteyeceği bellidir. Zira çocukların hayatları söz konusudur.
Kesintisiz eğitime ara verilmesi kız çocuklarına telafisi imkansız zararlar verir. Pek çok eğitimci böyle düşünüyor; riskli.
28 Şubat’ın yıldönümündeyiz. O dönemin ucube uygulamaları tarihin çöplüğüne kaldırılabilir.
Ama kızların okulu dördüncü sınıftan bırakmalarına yol açacak düzenlemeye karşı çıkmanızı bekliyorum.
Toplumsal dönüşüm ancak kadın ile sağlanır. Son dokuz yıldaki reformları ve arkasındaki dinamikleri en iyi bilenlerdensiniz.
Siyasetin dili soğuktur, çoğu kere de acımasız. Kesintili eğitimi bile savunma noktasına getirir insanı.
Ancak anaların yüreği her zaman sıcaktır, sağduyunun sesidir. Propaganda yapmaz.
Güler Sabancı ve Ümit Boyner son derece içten konuştular. Haklılar...
Bu yeni düzenleme istismara ve suiistimale açık. Hem kız çocukları için hem de mesleki eğitim açısından risklerle dolu. Mutlak rötuş gerek.
Ara çözümler, akıllı formüller bulunabilir.
Kızlarımızın okuyabilmesi, bugünün koşullarında henüz sadece ailenin inisiyatifine, akıllı bir abinin, destekleyici bir anne veya babanın iradesine bırakılamaz.
Devletin zorlayıcı aklına ve gizli şefkatine ihtiyaç var.
Yoksa yaşamın ağır şartları ya da bugünün gerisinde kalmış kimi gelenekler baskın çıkabilir. Okul yerine düğün salonuna gönderilebilir çocuklar.
Siz evlatlarınızı okutabildiniz. Bin bir güçlük ve engel de yaşadınız. Devletin ceberut yüzü nedeniyle kızlarınız da acı çekti.
Evet, yürütmede, bürokraside görevli değilsiniz ama bir
kadın ve anne olarak sorumluluğunuz var.
Şimdi siz milyonlarca çocuğun, devletin şefkatli, gözeten ve akıl dolu yüzüyle tanışması için atılabilecek adımlara vesile olmalısınız.
Biliyor musunuz; beni son 9 yılda en çok etkileyen haberlerden biriydi, yazmıştım. Başbakan Erdoğan, Darüşşafaka yöneticilerine ’Niçin sadece erkek çocuklarını destekliyorsunuz, kız evlatlarımıza da burs verin’ demişti. Şimdi düzenleme ve hazırlıklar yapıldı, Genel Kurul’da değişiklik yapılacak. Anadolu’nun dört yanından yetim-öksüz kızların eğitim hayatları desteklenecek.
Değerli Emine Hanım; 4+4+4 sistemi böyle kabul edilirse pek çok kız çocuğunun eğitimi ilk
4 yılda biter. Bağımsız bireyler olabilmelerinin, doktorluk, öğretmenlik, avukatlık, işkadınlığı, siyaset yapmalarının yolu kapanır. Bunun engellenmesi için koyacağınız tavır, Türkiye’ye en büyük katkınız olur. Çünkü geleceğin ailelerini onlar ve yetiştirecekleri çocuklar şekillendirecek, ülkeyi de. Bu tarihi bir sorumluluktur, Türkiye’nin itirazınıza ihtiyacı var.
İsmail KÜÇÜKKAYA / AKŞAM
Bugün özel ve kritik bir konuda ağırlığınızı koymanıza ülkenin acil ihtiyacı var. Konu, sizin öteden beri çok önem verdiğiniz, duyarlılık gösterdiğiniz hayati bir sorunla ilgili. Kız çocuklarımızın geleceği.
Yani yarının annelerinin ve Türkiye’nin kaderi...
Hep böyledir. Siyasal süreç iktidarları zorladıkça muhafazakar söylem ve uygulamalar devreye girer.
Ne gam. Bazen liberal ve özgürlükçü, bazen de muhafaza edici politikalar ön plana gelir. Neticede uzun vadede
toplumsal dinamikler dengeyi bulmamızı sağlar.
Bakın üniversitelerde başörtüsü sorunu çözüldü. Kolektif zihniyetimizin olgunluğu, kangren gibi görülen krizi sessizce ortadan kaldırıverdi. Hiç de gürültü kopmadı. Muhalefet de dip dalgaya kayıtsız kalmadı, sürece katkı verdi.
Şimdi kesintisiz eğitime yeni düzen aranıyor, olsun. İmam hatibin önü açılıyormuş, açılsın. İsteyen çocuğunu istediği okula göndersin, yeter ki devlet baskısı da teşviki de aileleri özellikle bir yere yönlendirmesin. Çoğunluğun çocuklarını nasıl okullara göndermek isteyeceği bellidir. Zira çocukların hayatları söz konusudur.
Kesintisiz eğitime ara verilmesi kız çocuklarına telafisi imkansız zararlar verir. Pek çok eğitimci böyle düşünüyor; riskli.
28 Şubat’ın yıldönümündeyiz. O dönemin ucube uygulamaları tarihin çöplüğüne kaldırılabilir.
Ama kızların okulu dördüncü sınıftan bırakmalarına yol açacak düzenlemeye karşı çıkmanızı bekliyorum.
Toplumsal dönüşüm ancak kadın ile sağlanır. Son dokuz yıldaki reformları ve arkasındaki dinamikleri en iyi bilenlerdensiniz.
Siyasetin dili soğuktur, çoğu kere de acımasız. Kesintili eğitimi bile savunma noktasına getirir insanı.
Ancak anaların yüreği her zaman sıcaktır, sağduyunun sesidir. Propaganda yapmaz.
Güler Sabancı ve Ümit Boyner son derece içten konuştular. Haklılar...
Bu yeni düzenleme istismara ve suiistimale açık. Hem kız çocukları için hem de mesleki eğitim açısından risklerle dolu. Mutlak rötuş gerek.
Ara çözümler, akıllı formüller bulunabilir.
Kızlarımızın okuyabilmesi, bugünün koşullarında henüz sadece ailenin inisiyatifine, akıllı bir abinin, destekleyici bir anne veya babanın iradesine bırakılamaz.
Devletin zorlayıcı aklına ve gizli şefkatine ihtiyaç var.
Yoksa yaşamın ağır şartları ya da bugünün gerisinde kalmış kimi gelenekler baskın çıkabilir. Okul yerine düğün salonuna gönderilebilir çocuklar.
Siz evlatlarınızı okutabildiniz. Bin bir güçlük ve engel de yaşadınız. Devletin ceberut yüzü nedeniyle kızlarınız da acı çekti.
Evet, yürütmede, bürokraside görevli değilsiniz ama bir
kadın ve anne olarak sorumluluğunuz var.
Şimdi siz milyonlarca çocuğun, devletin şefkatli, gözeten ve akıl dolu yüzüyle tanışması için atılabilecek adımlara vesile olmalısınız.
Biliyor musunuz; beni son 9 yılda en çok etkileyen haberlerden biriydi, yazmıştım. Başbakan Erdoğan, Darüşşafaka yöneticilerine ’Niçin sadece erkek çocuklarını destekliyorsunuz, kız evlatlarımıza da burs verin’ demişti. Şimdi düzenleme ve hazırlıklar yapıldı, Genel Kurul’da değişiklik yapılacak. Anadolu’nun dört yanından yetim-öksüz kızların eğitim hayatları desteklenecek.
Değerli Emine Hanım; 4+4+4 sistemi böyle kabul edilirse pek çok kız çocuğunun eğitimi ilk
4 yılda biter. Bağımsız bireyler olabilmelerinin, doktorluk, öğretmenlik, avukatlık, işkadınlığı, siyaset yapmalarının yolu kapanır. Bunun engellenmesi için koyacağınız tavır, Türkiye’ye en büyük katkınız olur. Çünkü geleceğin ailelerini onlar ve yetiştirecekleri çocuklar şekillendirecek, ülkeyi de. Bu tarihi bir sorumluluktur, Türkiye’nin itirazınıza ihtiyacı var.
İsmail KÜÇÜKKAYA / AKŞAM