''İSLAM'DA TERÖRÜN YERİ YOKTUR!'' GÜLEN BU KEZ NEW YOK TIMES'A KONUŞTU!

Wall Street Journal (WSJ) gazetesinden bir hafta sonra The New York Times’a (NYT) da bir mülakat veren Fethullah Gülen, "Amerika’da Türkiye, Afganistan, Pakistan ya da diğer ülkelerden gelen radikal düşünceli insanlardan rahatsız edilmeden yaşamayı ümit ettim. Amerika’nın misafiriyim" dedi. NYT muhabiri Brain Knowlton’un kaleme aldığı "Bir hareketin lideri Türk’ün taraftarları da var karşıtları da" başlığıyla verilen haberde, sevenleri tarafından "Tatlı dilli bir Müslüman vaiz, yazar ve öğretmen" olarak tanımlanan Gülen’in karşıtlarının ise gizli bir ajandası ve laiklik karşıtı olmakla suçladıkları vurgulandı.

SHAKESPEARE OKUYOR
Georgetown Üniversitesi’nden Prof. Dr. John L. Esposito’nun, Fethullah Gülen’i, Tibet Lideri Dalai Lama’ya benzetmesine yer verilen yazıda, Gülen’in barışa, hoşgörüye, ABDTürkiye ilişkilerinin güçlendirilmesine ve serbest pazar ekonomisine önem verdiği kaydediliyor. Ayrıca Gülen’in, "Gerçek İslam’da terörün yeri yoktur" sözlerinin Batılı yöneticileri, yüreklendirdiğinin altı çiziliyor. Fethullah Gülen’i Türkiye’nin hem en etkili, hem de en fazla tartışılan ismi olarak tanımlayan gazete, tüm bunlara rağmen ABD eski Dışişleri Bakanı Madeleine K. Albright ve onun seleflerinden James A. Baker gibi isimlerin, Gülen hareketince organize edilen toplantılarda konuşma yaptıkları ve Gülen’in demokrasi ve diyalog çağrısından övgüyle bahsettikleri aktarılıyor. Yazıda, Gülen’in Pensilvanya’da mütevazı bir yaşam sürdürdüğü dile getiriliyor. Gülen’in ağır sağlık sorunları olduğu belirtilen yazıda, kendisinin çok nadir olarak konakladığı yerden ayrıldığı kaydedildi. Gülen’in yaşamını da özetleyen yazıda, kendisinin beş yaşında Kur’an öğrendiği, 14 yaşından sonra da vaizlik yaptığı vurgulandı. Yazıda Gülen’in Shakespeare’den Kant’a kadar faklı kitaplar da okuduğu belirtiliyor.

TERÖRDEN KORUYOR
Dünyanın 110 ülkesinde hareketle irtibatlı binden fazla okulun bulunduğu belirtilen haberde, şöyle denildi: ’’Bu okullar zengin Müslüman iş adamları tarafından destekleniyor. Amerika’da buna benzer birkaç okul var, hatta Burma’da bile bir tanesi mevcut. İslami değerleri taşıyorlar ama medreselerin aksine içinde bulundukları ülkenin resmi müfredatını uyguluyorlar, ayrıca modern bilim ve teknolojinin üzerinde duruyorlar. Eğitim kaliteleri oldukça yüksek olarak değerlendiriliyor ve bu okullarda yer bulmak için rekabet çok yoğun.’’ Houston Üniversitesi’nden Sosyolog Helen Rose Ebaugh ise dünyanın her yerinde açılan okulları kastederek, "Bu okullar gençler için bir alternatif. Böylelikle terör örgütlerine katılmak zorunda kalmıyorlar" diye konuştu. Gülen hakkında Türkiye’de davaların açıldığı, ancak bunların hepsinden beraat ettiği belirtilen yazıda, Gülen hareketi üzerine yazılar yazmış olan Utah Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü Hakan Yavuz’un görüşlerine de yer verildi. Yavuz’un hareket için, "Savunmasız ve marjinalleştirilmiş insanlar için koruyucu bir mekan üreten bir İslam türü değil, bunun aksine amacı Opus Dei gibi kontrolü ele geçirmek ve güç sahibi olmak" dediği belirtildi.

’Kötü devlet, devletsizlikten iyidir’

Haberde, Gazze’ye yardım götüren gemiler konusunda Gülen’in, daha önce Wall Street Journal’a ifade ettiği görüşleri yinelediği belirtildi. Haberde, Türk hükümetinin, İsrail’in yardım gemilerine müdahalesini şiddetle eleştirdiği bir dönemde, Gülen’in hatayı organizatörlerde bularak, "otoriteye karşı çıkmaktansa" önceden İsrail yönetiminden izin alınması gerektiği görüşüne yer verdi. Haberde daha sonra gönderdiği e-posta mesajında ise Gülen’in "En kötü devlet ve hükümet bile, devletsizlikten ve kaostan daha iyidir" dediği yazıldı.

’Olumlu adımları destekleriz’

Gülen röportajda, "Türk hükümetlerinin bazı "olumlu adımlarını" destekleyebiliriz. Bu, onlara siyasi tavsiyelerde bulunduğumuz ya da onların etkisi altında hareket ettiğimiz manasına gelmez" dedi. Gülen’in "dindar ya da laik, hiçbir iktidar Türkiye’deki gerçekleri göz ardı edemez" sözlerine yer verilen haberde, yine "Dinini yaşayan bir sürü insan var ve camiler her gün insanlarla doluyor. Aynı zamanda, her hükümet, Nasturi Hıristiyanlar, Protestanlar ya da Yahudiler olsun, dini azınlıkları da hesaba katmak zorunda" sözlerine vurguda bulunuldu.


Sabah