İSLAMCI YAZAR ŞAŞIRTTI!!! "CUMHURBAŞKANI İSLAMCI OLMAMALI" DEDİ.KİM BU ÜNLÜ YAZAR?
İslami kesimin etkili kalemi,önceki gün gazetedeki köşesinde halkın nasıl bir Cumhurbaşkanı istediğini yazdı.İşte kriterler: İslamcı, dindar Müslüman olmasın.Eşinin başı açık olsun.Saygın olsun.Selametimiz için en iyisi bu.Ünlü yazarın gerekçesi ne?
KONUŞMA HAKKI
Ben şuna bakarım:
Komutanların söylediklerine "son söz" muamelesi mi çekeceğiz?
Yoksa...
İleri sürdükleri "fevkalade tartışmalı tezler" ile ilgili fikrimizi hiç çekinmeden söyleyebilecek miyiz?
Yani... Onlar "İrtica vardır" diye buyuruyorlar ise...
Biz de, "Pek isabet buyurdunuz sayın paşalarımız! Tabii ki irtica vardır" demek zorunda mı hissedeceğiz kendimizi?
Yoksa...
En azından "Belki olmayabilir" deme hakkına sahip olacak mıyız?
Komutanlar konuşunca, "Helal olsun paşalarım! Ders verdiniz ders!" diye takla atmak zorunda mı kalacağız?
Yoksa...
O konuşmaları, şu "zavallı sivil aklımız" ile en azından yorumlamaya cüret edebilecek miyiz?
Benim ölçüm bellidir: Herkes konuşur. Konuşmalıdır!
Siyasetçi de konuşur, komutan da.
"Şak diye emrettiniz, tak diye geldim" diyen Celal Şengör tarzı bilim adamı da konuşur, komutanların konuşmalarını en net şekilde eleştiren hukuk profesörü Mustafa Erdoğan tarzı bilim adamı da.
Sonuna kadar "liberal" de konuşur, sonuna kadar "faşist" de.
Sofu mu sofu adam da konuşur, ateist mi ateist adam da.
Yeter ki...
Hiç kimse "Söz söylenmez sözüm üstüne" tavrı geliştirmesin.
´Cumhurbaşkanı İslamcı olmamalı´ diyen İslamcı
Bağımsız İslamcılardandır.
"Gruplar üstü"dür.
Galatasaray mezunudur ama kendi tabiriyle "imalat hatası"dır.
Bir yanıyla acayip sofudur; İslam´ın en "ortodoks" yorumlarını yapar ama aynı zamanda en ağır cemaat, tarikat eleştirilerine de imza atar.
Onun adı Mehmet Şevket Eygi´dir.
Dini bütün olduğuna en azından zahiren hükmedebileceğimiz bu "etkili kalem", önceki gün Milli Gazete´deki köşesinde, nasıl bir cumhurbaşkanı istediğini maddeler halinde anlatmış.
İlk maddesi şu:
"Bu zatın kesinlikle İslamcı, dindar Müslüman olmaması gerekir. Durum buna müsait değildir."
Durun, daha bitmedi! Bir de ikinci maddeye bakın:
"Karısının başının kapalı olmaması gerekir."
Diğer maddelerde ise "saygın, herkes tarafından kabul edilebilir" bir "zat-ı muhterem" tarifi var.
Peki Eygi gibi İslamcı bir yazar, İslamcılar açısından "kabul edilir" bulunması pek de mümkün olmayan koşulları neden sıralıyor?
Gerekçesi şu: "2007 büyük olaylara gebe! Aman dikkat edelim! Selametimiz için en iyisi budur."
Bana hayli enteresan gelen bu görüşlerin gözden kaçmasına gönlüm razı olmadı ve kayıtlara geçsin istedim.
Yorumunu ise sonra yapacağım.
Ahmet Hakan/Hürriyet>