"ISLAK İMZALI BELGE İLE DALGA GEÇTİ YAZARLARIMIZ..." ISLAK İMZA İLE HANGİ YAZAR NE YAZMIŞTI?
Bekir Hazar ıslak imzayla dalga geçen yazarların yazılarından alıntı yaptığı yazısında "Bakalım dereyi görmeden paçaları sıvayanlar... Kavak ağacından inecek mi?.." diye soruyor.
Ne olur ıslak ıslak bakma öyle!
Islak imzalı belge ile dalga geçti yazarlarımız...
"Hadi canım sende... Islak imzaymış... Yemezler" diyenler çıktı...
Hatta Bekir Coşkun "Ergenekon davası, emekli paşalara ve sıradan insanlara gerekeni yaptı. Ama TSK içindeki rütbelilere uzanamadı... Bunun ön hazırlığı mıdır bu?" diye komplo teorisi üretti ıslak imza için...
Yani aslında ıslak imzalı plan-mlan yokmuş ama birileri TSK içinde üst rütbelilere uzanmak için komplo kuruyormuşmuş...
Bazı televizyon haberlerinde canlı yayında seçmece konuklar ağırlanıp olay iftira demeye getirildi.
En çok dalga geçenlerin başında da Yılmaz Özdil büyüğümüz geldi. Geçtiğimiz Haziran ayında "Askeri Savcılık, 'Bu belge sahte' dedi ve 'Bu sahte belgeyi hazırlayan karanlık ellerin bulunması için' dosyayı sivil savcılığa gönderdi. Üstünü örtmedi yani... Aksine, polis sende, MİT sende, savcı sende, Adli Tıp sende... 'Bul' dedi. (...) Bulun arkadaş..." diye bağırıyordu avaz avaz...
Ve buldular...
Hatta bulunmakla kalmadı, ıslak imza askeri savcı tarafından onaylandı. "Evet sahibine aittir" dendi...
Ne yazıyordu o ıslak imzalı planda?.. Hadi gelin hatırlayalım...
"Ergenekon davasında sanık konumundaki emekli ya da muvazzaf askerlere sahip çıkılacak. Söz konusu TSK personelinin masum olduğu, irticayla etkin şekilde mücadele ettikleri için üzerlerine iftira atıldığı şeklinde haberler yaptırılacak, gerekli hassasiyet sağlanacaktır"
Eğer ıslak imza sahibine aitse...
Yukarıdaki plan uygulamaya kondu mu?...
İftira, fasa-fiso diye haberler yaptırıldı mı?...
Yaptırılmadıysa mesele yok...
Ama yaptırıldıysa eğer...
Kimlere yaptırıldı?...
HİKMET BİLA, 24 Haziran'da "Komik bir manzara... Bir o kadar da içler acısı... Biri havaya bir fotokopi attı, bütün Türkiye, rüzgârda uçuşan kâğıt parçasının peşinde koşuyor. Koskoca Türkiye'nin hali son günlerde bu..." diye yazıyordu...
Olayı komediye kadar taşıdılar... "Komik hah hah haa" dediler...
Mesela FATİH ALTAYLI 27 Haziran'da "Olup olmadığı belli olmayan ve bir türlü belirlenemeyen bir belge. ...Bana göre Türkiye'de küçük bir azınlık dışında kimse bu meselenin detayına ilgi falan duymuyor. Oluşturulmuş bir suni gündem içinde debelenip duruyoruz" diye yazdı...
Türkiye suni bir gündem için debelenip duruyormuş...
Birileri bizi yiyormuş...,
Bunlar ve benzerleri "Yahu tamam olmayabilir de ama... Geçmişimize baktığımız zaman Türkiye darbeler ülkesi... Olabilir de ha... Bırakalım bu işi yargı çözsün. Ortada bir iddia varsa sonuna kadar hatta dibine kadar araştırılsın" diyemediler...
Noktayı Askeri savcılık koydu... Konu araştırılacak kadar ciddi dedi...
Dereyi görmeden paçaları sıvayanlar...
Kavak ağacında yüzmeye kalkanlar...
"Bak çekirge" diye dalga geçenler...
Ne yazacak şimdi?.. Onu da merak ediyorum.
Bazıları ekranlarını Ergenekon'u savunanlara açtı tek taraflı olarak...
Islak imzayı sulandırmak için kendini yırttı neredeyse...
Hatta ciddi bir olayı magazinleştirmeye çalıştılar...
Utanmasalar haberlerin altına Cem Karaca'dan "Ne olur ıslak ıslak bakma bana öyle" şarkısını döşeyeceklerdi...
Şimdi Askeri Savcılık "Islak imza" dedi...
Bakalım dereyi görmeden paçaları sıvayanlar...
Kavak ağacından inecek mi?...
Yoksa kavak ağacından...
Bize...
Islak ıslak bakacak mı?
Bekir Hazar/Yenişafak