İRFAN ŞAHİN ÖYKÜSÜNÜ YAZDIĞI 'KAYIP'I ANLATTI! ABD'DE YAYINLANACAK KALİTEDE!
Kanal D'nin bu sezonki iddialı yapımlarından Kayıp dizisini Doğan TV CEO'su İrfan Şahin anlattı..
İlk bölümü cuma akşamı yayımlanan bu polisiyenin hikâyesi ise
kendisi de eski bir polis olan Doğan TV CEO’su İrfan Şahin’e
ait.
Şahin Radikal’den Alpbuğra Bahadır Gültekin’e dizi sektörünü
anlattı..
İşte o söyleşinin bir kısmı;
‘Kayıp’ sürükleyici bir polisiye... Proje kâğıda
dökülürken, aktif görevde olduğunuz zamanlar etkiledi mi
sizi?
20 yıldır televizyon dünyasındayım, bir sürü pozisyonda yer aldım.
İlk yapımcılık deneyimlerimden biri ‘Gümüş’tür. ‘Gümüş’,
amatörlerin dünya çapında yaptığı bir iştir. Bu süreçte aklınıza
pek çok fikir geliyor ve onları gerçekleştirmek için çaba
gösteriyorsunuz. ‘Kayıp’ ise pek çok şeyin etkileşimiyle bir araya
geldi. Anne-babaların en büyük korkularından biri çocuklarının
kaybolmasıdır. Büyük, doğal ve bana göre genetik bir korkudur
onlara ulaşamamak... Ve ben iki çocuk babasıyım. Bu duyguyu bir
dizide görmek istedim.
Peki, salt bir çocuk kaçırma hikâyesi mi
‘Kayıp’?
Hayır, kaçırılma olayı pek çok şeyin düğmeye basış noktası. Bir
aile var, her şey normal görünüyor ama çocuk kaçırılınca, aslında
olayların ve insanların arkasında bir dünya olduğunu
öğreniyorsunuz. Gerçek hayatta da öyledir. Herkesin bir gizemli
noktası vardır. Bunların bir kısmını paylaşır, bir kısmını
paylaşmaz. Önemli olan bu sırların başka insanları nasıl
etkilediğidir.
‘Kayıp’ın senaryosuna da kurgusuna da katkıda bulundunuz…
Oyuncu seçimlerinde de etkili miydiniz?
Hikâyesini, ana karakterlerini ben yazdım ama bir televizyon
dizisinin mutfağında çok insan vardır. Biz iyi bir ekibiz ve ekip
üyelerinin hepsinin çok katkısı var. Bu bir konsept dizaynı. İçinde
karakterlerin oluşturulması, müziği, efekti ve pek çok ayrıntısı
var. Hepsinin içinde olmanız gerekiyor. Sizin bir hikâyeniz ve
karakterleriniz var, çıkan işin gerçeğe mümkün olduğu kadar,
kafanızdaki gibi yansımasını istiyorsunuz. Burada çok önemli iki
insan var. Biri yönetmen, diğeri senarist. Zeynep (Günay Tan) çok
önemli bir yönetmen, bence dünya çapında bir isim. Senaristimiz
Elif Usman’la da çok uyumlu bir ortamda çalıştık ve yazdıklarının
çok başarılı olduğuna ekip olarak inandık. Bir yenilik de bu
dizinin ses ve efekt dizaynının da ABD ’de yapılmasıdır.
Gördüğümüz kadarıyla teknik açıdan bir ABD dizisini
andırıyor…
İlk bölümde kullanılan efekt sayısı ne kadar biliyor musun? 16 bin.
Bu dizilerin efektlerini ve seslerini ‘Gossip Girl’, ‘Suits’i
yapmış, Emmy ödülleri almış bir firma, ANEFX yaptı. Bu diziyi
stereo yayımlayacağız. Müzikler üzerine de çok çalışıldı. Dört yıla
yakın bir zamandır bu projenin üzerinde çalışıyoruz.
Evet, 2010’da çıkan bir röportajınızı okudum. Orada da
‘Kayıp’ın planlarından bahsetmişsiniz…
Ana hikâyeyi yazdığım tarih Haziran 2010. Onun üzerine kaç senaryo
çalışması yaptık, gerçekten hatırlamıyorum... Ama klasik Türk
dizilerinden farklı bir şey yapmak istedik. Dedik ki, bunu
çektikten sonra amacımız şu olsun: Koltuğumuzun altına CD’yi
alıyoruz, ABD’deki bir kanala götürüyoruz. “Al kardeşim, yayımlar
mısın?” diye soruyoruz... “Yayımlarız” diyebileceği kalitede bir iş
yapmak istedik. “Reyting alır mı?” diye düşünmedik.
Dizinin 14.41 dakikalık bir ön gösterimi yapıldı… Bunun
nedenini merak etmiyor değilim açıkçası.
Çok basit bir sebebi var. 14.41 benim uğurlu rakamım. Burada esas
olan pazarlama
prensipleridir. Ön izleme 15 dakikayı geçmemeli, biz de bu işe
gizem ilave etmek istedik, 15 yerine neden 14.41 olmasın? Hayatımın
pek çok yerinde olan rakamlar bunlar. Bir de 41 kere maşallah
derler ya...
Türk televizyonlarında çok sık denk gelmediğimiz bir
tanıtım şekli bu. Bir yerden ihraç mı edildi, sizin fikriniz
miydi?
Bizim fikrimizdi. Kanal D her sene farklı bir yenilik yapar.
Örneğin 2006’da ilk defa bu sektörde iki şey yaptık. İlk defa
reklam filmi mantığında sezon tanıtımı yaptık. O yılla beraber,
bütün dizilerin sinema gibi afişlerini yaptık. Bu sene de bir
yeniliğe ihtiyacımız vardı. Şunu da belirtmem lazım: Ön gösterim
bir pazarlama yöntemidir, sinema filmleri için internet ortamında
ABD’de kullanılmaya başlandı.
RÖPORTAJIN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN