Mantık mı, içgüdü mü?
İçgüdü, hem de hayvanisinden.
Bugün aldığınız kararlarda anneniz mi, babanız mı daha etkilidir?
İkisi de değildir. “Yapma” derlerse de inadına yaparım.
Bir şeyi... Geceden planlamak mı, sabaha bırakmak mı?
Geceden. Zaten deli dumrul yaşıyorum, en azından bir gün önceden ne yapacağım belli olsun.
? Hangisi daha çok çekti: Pamuk Prenses mi, Külkedisi mi?
Külkedisi ayol! Pamuk Prenses ne yaptı ki? Hatun elmayı yedi, hikâye boyu mal gibi uyudu. Sonra prensin busesiyle uyandı.
Külkedisi öyle mi, anası ağladı kızın...
Hangisi daha şanslı: Zengin ama çirkin doğan mı, güzel ama fakir doğan mı?
Çirkin ve zengin doğmak. 6-7 sene önceki fotoğraflarımdaki kıza bir bardak su veresim gelmiyor. Ama şu an dönüştüğüm kadını sigortalatmak istiyorum. Karşı cinsten olup kendime depar atasım geliyor. “Zorla güzellik olmaz” diyenler! Buralarda mısınız?
Zaman makinesini icat ettiniz. Geçmişe mi gitmek isterdiniz, geleceğe mi?
Bu soruyu normal bir dönemde sormuş olsaydın geçmişe gitmek isterdim. 1920’lere. Ama şu an sadece zaman makinesine binip “Koronanın kökünün kuruduğu yere sür kardeşim” demek istiyorum. Kendimi kesmeme ramak kaldı.
Hangisini tercih edersiniz: Tek başınıza ağlamak mı, birinin omuzunda ağlamak mı?
Her zaman tek başıma. Oturup millete dert anlatmam. Herkesin kova kova derdi var zaten...
İlkinde 812 bin ikincisinde 7 milyon takipçiniz var. Twitter mı, Instagram mı?
Instagram. Twitter’da ruhum çekiliyor. Herbokologların memleketi.
Hatır için çiğ tavuk... Yenir mi, yenmez mi?
Hatır için çiğ badem bile yemem be Savaş.
İmkân olsa hangisini tercih edersiniz: Bütün sporları yapabilmek mi, bütün enstrümanları çalabilmek mi?
Tüm müzik aletlerini çalabilmek tabii ki. Sporla aram yok. Takım sporları için fazla bencil, rekabet için fazla hırslıyım. Dans hariç, spor benden uzak.
Aşk Bodrum’daysa şehvet Çeşme’de yaşanıyor
İstanbul’un: Asya yakası mı, Avrupa yakası mı?
Avrupa. Net. Çünkü ben bir kaos bağımlısıyım. Rahat k.çıma batıyor.
Peki kokuları mı, sesleri mi?
Kanali-zasyon kokusuna bile âşığım İstanbul’un, o ayrı. Ama sesleri... Ezan okunurken vapur sesi duymak... Overlokçu anonsunu bile inanılmaz seviyorum. Sen dünyanın en güzel şehrisin be İstanbul!
Manzara Avrupa’dan mı daha güzel, Asya’dan mı?
Manzara insanı değilimdir çok ya. Gittiğimiz restoranlarda hep arkamı dönerim manzaraya. N’oluyor dağa taşa bakınca yani, oturup bana yılları mı özet geçiyor?
Deniz-kum-güneş mi, orman-ağaç-temiz hava mı?
Deniz ya... İmkân olsa hep denizin üzerinde yaşasam...
Çeşme mi Bodrum mu?
Çeşme! Bodrum benim için çok sakin. Bülent Serttaş bizi yıllarca “Aşk Bodrum’da yaşanıyor” diye kandırdı. Bülent Abi sana bir haberim var: Şehvet de Çeşme’de ikamet ediyor (Gülüyor)
Biraz yoldan çıkmak istediniz... Mantı mı, iskender mi?
Mantı. Bol tereyağlı, soslu, sarımsaklı. En az iki porsiyon.
Birinden vazgeçmek zorunda kalsanız: Kırmızı et mi, deniz mahsulleri mi?
Kırmızı eti bir kalemde silerim. Hiç aram yok.
Ama midye, karides, kalamar, balık... Kendimden vazgeçerim de bunlardan vazgeçemem.
Mangal partisinde köfteleri beğenmediniz. Tabakta bırakmak mı, çaktırmadan köpeğe vermek mi?
“Bu ne ayol, at eti gibi, bana yemek sepetinden bir şey söyle” derim. Kendi beğenmediğim şeyi neden köpeğe yedireyim? Saygısızlık!