İran'da "FATF üyeliği" tartışması
- İran Şehit Beheşti Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Leylaz:-"İran hem dünyaya entegre olmak ve nimetlerinden istifade etmek istiyor, hem de bunun bedelini ödemek istemiyor"
TAHRAN (AA) - İran'ın önde gelen ekonomi uzmanlarından Şehit Beheşti Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Said Leylaz, "İran'ın ekonomide ilerleme kaydedebilmesi için Mali Eylem Görev Gücü (FATF) gibi uluslararası kurumlara üye olması gerektiğini" belirtti.
Leylaz, son yılların en ağır ekonomik krizinin yaşandığı İran'da, Mayıs 2017'de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde kara para aklama ve terör finansmanına karşı mücadele edilmesi için kurulan FATF'a üye olup olunmaması konusunda yaşanan tartışmalara ilişkin, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Reformistlere yakınlığıyla bilinen Leylaz, "İran ekonomisi uluslararası topluma bağımlı. İran hem dünyaya entegre olmak ve nimetlerinden istifade etmek istiyor, hem de bunun bedelini ödemek istemiyor. Eğer yüzde 8 ekonomik büyüme isteniyorsa, FATF gibi uluslararası topluluklara üye olmak gerekir." dedi.
İran'ın FATF üyeliğine yapılan itirazın "siyasi" olduğunu ifade eden Leylaz, "İran Meclisi’nin onayı olmadan İran devleti uluslararası hiçbir kuruluşa üye olmaz. Muhafazakarların sözü edilen üyeliğe karşı koymaları yersizdir." diye konuştu.
- FATF'ın işleyişi ve İran'ın durumu
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) bünyesinde Kara Para Aklanmanın Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu olarak da bilinen hükümetler arası bir kuruluş olan FATF, G7 ülkelerinin girişimiyle 1989'da kuruldu. FATF, kara paranın aklanması ve terör finansmanının engellenmesi alanında ülkelere 40 tavsiye sunuyor.
İran, FATH üyeliğine ilk adımı, 2010'da dönemin cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın 8'inci İran Meclisi'ne sunduğu öneri ile attı. 9'uncu dönem İran meclisi tarafından onaylanan öneri, Mart 2016'da Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından onaylandı. Kara para aklamaya ve terörün finansmanına karşı mücadeleyi etkili uygulamayı hedefleyen FATF, bu konuda güçlük çıkaran ülkeleri "Kara" ve "Gri" listeyle dünya kamuoyuna sunuyor.
İran, 2015'e kadar Kuzey Kore'yle aynı kara listede yer alırken, Uygulama Programı'nı 2016'da hayata geçireceği taahhüdünü vermesinin ardından hakkındaki karar, bir yıl süreyle askıya alındı.
Ilımlı politikalarıyla öne çıkan Hasan Ruhani hükümeti, ülkedeki ekonomik krizi aşmak için uluslararası bankacılık sistemine entegre olmaya çalışırken, muhafazakarlar, Devrim Muhafızları veya Hizbullah örgütü gibi İran içi ve dışında faaliyet gösteren grupların zarar göreceğini öne sürerek bu kuruluşa üye olmaya karşı çıkıyor.