İngiltere Elif Şafak’ın son romanını konuşuyor!
Elif Şafak’ın son romanı Havva’nın Üç Kızı yayımlandığı İngiltere’de yoğun ilgiyle karşılandı.
Elif Şafak’ın Türkiye'de 2016 yılının en çok okunan son romanı olan
"Havva’nın Üç Kızı" yayımlandığı İngiltere’de yoğun ilgiyle
karşılandı.
İngiliz basını Şubat ayında Penguin tarafından yayımlanan Three
Daughters of Eve hakkında beğeni dolu değerlendirmelere yer
verdi.
Haftalık Politico gazetesi ise Elif Şafak’ı tüm dünya iç karartıcı
bir dönemden geçerken, “2017’den umutlu olmamıza sebep olacak” 12
kişi arasında gösterdi.
Financial Times, The Sunday Times, The Guardian, BBC, Channel 4
gibi önde gelen yayın organlarında yazar ve kitap hakkında övgü
dolu değerlendirmelere yer verdi.
Ülkenin en büyük kitabevi zinciri Waterstones, yazarın eserlerini
vitrinden sergileyip “UnbElifably Good”, “Son Derece İyi”
etiketleriyle tanıtırken İngiltere’nin köklü bağımsız
kitabevlerinden Foyles’un web sitesindeHavva’nın Üç Kızı” üzerine
değerlendirmelere ve Elif Şafak ile özel söyleşilere yer verdi.
“The Book Eaters” ve “Lonesomereader” gibi bağımsız okur web
sitelerinde de roman hakkında övgü dolu tanıtım yazıları yer
aldı.
“Size iyi gelecek bir isim”
Uluslararası ölçekte haber ve analizlere yer veren Amerikan
politika gazetesi Politico’nun Avrupa edisyonu Elif Şafak’ı,
“2017’nin umut veren isimleri” arasında saydı. Politico’nun
“Kalbinizi ferahlatacak, size iyi gelecek” ifadeleriyle sunduğu 12
isim arasında; Gambiya’nın reformcu Devlet Başkanı Adama Barrow,
gelmiş geçmiş en iyi tenisçilerden Roger Federer, Putin muhalifi
Rus siyasetçi Vladimir Kara-Murza, Trump’ın yedi Müslüman ülke
vatandaşlarına uyguladığı ülkeye giriş yasağına karşı çıkan ABD’li
yargıçlar var. Politico, “Türkiye’nin en büyük çağdaş yazarlarından
biri” diye bahsettiği Elif Şafak’ın didaktik olmayan bir dille,
patriyarka ve feminizm üzerine yazdığını anlatıyor. Yazıda Şafak’ın
kitaplarındaki çok kültürlülüğün, “Erdoğan Türkiyesi’nin İslami
ortamına” karşı bir duruşu olduğundan bahsediliyor.
Gazete, Baba ve Piç romanı sebebiyle “Türklüğe hakaret”
suçlamasıyla yargılanan Şafak’ın; “Dava bir seneden uzun sürdü.
Beraat ettim ama zorlu bir dönemdi. Tüm bunları daha da sürreal
hale getiren ise Türkiye’de ilk defa bir romanın yargılanmış
olmasıydı” sözlerine yer verdi. Politico, Londra’da yaşayan Elif
Şafak’ın “İstanbul’u ruhunda taşıdığını” vurguluyor. “Zeki, ateşli
ve ayartıcı” Roman hakkında Financial Times gazetesinde Arifa Akbar
imzasıyla yer alan değerlendirmede Havva’nın Üç Kızı için “zeki,
ateşli ve ayartıcı” ifadeleri kullanılıyor. Müslüman kimliğine dair
hem cesurca bir sorgulama hem de çoğulculuğu savunma niteliğinde
olan romanın, Amerika’daki “Müslüman yasağı” ile aynı hafta
yayımlanmış olmasının mühim olduğuna dikkat çekiliyor. Financial
Times’ta yer alan değerlendirme ayrıca; Elif Şafak’ın birbirine zıt
ideolojik görüşleri, roman karakterleri arasındaki çatışmalı
ilişkiler aracılığıyla aktardığını, kadının İslam’daki yerine dair
birbiriyle çatışan argümanları da karakterlerin uzun tartışmalarına
yedirdiğini belirtiyor. Elif Şafak’ın burjuvaziyi eleştirdiği
satırların ise eğlenceli bir okuma sunan, kara komedi örneği
olduğundan bahseden yazıda, Şafak’ın komplike teolojik konuları
okunabilir bir hale getirdiği vurgulanıyor. “Anlayışlı ve cazibeli”
The Times’ta Lucy Atkins imzasıyla yayımlanan değerlendirme yazısı
ise Elif Şafak’ın “ırk, ulusal kimlik, kültür, cinsiyet, coğrafya
ya da daha mistik anlamdaki bariyerleri çözmeye dair tutkulu bir
yaklaşıma” sahip olduğundan bahsediyor. Atkins, “Şafak’ın 10.
romanı Tanrı konusundaki kişisel tavırlarımızın, kendi kimliğimize
dair kavrayışımızı da nasıl biçimlendirdiğini işaret ediyor” diyor.
The Times’ta “anlayışlı ve cazibeli” ifadeleriyle tanımlanan
Havva’nın Üç Kızı’nın, farklı dünyalar, bakış açıları ve ihtimaller
arasında bir bağ kurduğu vurgulanıyor. Elif Şafak’ın önceki
kitaplarından Aşk’ta (The Forty Rules of Love) Sufi mistisizmi ele
aldığını anımsatan yazı; spiritüel farklılık konusunun, ana
karakter Peri üzerinden Havva’nın Üç Kızı’nda da yerini aldığını
söylüyor. Yazı, Şafak’ın “bilinmeyen”i üretken ve canlı kılma
konusunda çok başarılı olduğundan bahsediyor. “İnanç ve şüphenin
dansı” The Guardian’da yer alan Kate Kellaway imzalı söyleşide ise
Elif Şafak’ın “inanç” kavramını ele alışı üzerinde duruluyor,
Şafak’ın “Roman yazmanın da aşkın da yeni bir ülkede yaşamaya
başlamanın da bir inanç meselesi olarak gördüğünü, inancı sadece
dini bir konsept içine sıkıştırmadığına” dair görüşleri yer
buluyor. Köklü İngiliz kitabevi Foyles’un web sitesinde yer alan
söyleşinin odağında da Elif Şafak’a özgü “inanç ve şüphenin dansı”
var. Söyleşide popülizmin kozmopolit sesleri bastırdığı bir çağda,
Elif Şafak’ın roman karakterleri aracılığıyla öne çıkan ”kafa
karışıklığının” ne kadar önemli olduğu anımsatılıyor.
Lonesomereader.com’da yer alan okur yazısında ise ABD’de
Müslümanlara yönelik baskının yükseldiği bir gündemde, Havva’nın Üç
Kızı’ndaki gibi dinamik ve karmaşık Müslüman kadın portreleri
okumanın önemli olduğundan bahsediliyor.