İngiliz medyasından bölünme uyarısı! "Erdoğan'ın zaferinin..."
İngiliz Times gazetesi, anayasa değişikliği referandumuna geniş yer ayırdığı haberinde "Erdoğan'ın zaferinin bölünmüş bir Türkiye geride bıraktığını" yazdı.
BBC Türkçe'nin aktardığına göre gazetenin İstanbul muhabiri Hannah
Lucinda Smith'in haberinde, Erdoğan'ın "bıçak sırtı" bir referandum
süreci sonrası zafer ilan ettiği ancak oylamaların yeniden
sayılması yönündeki çağrılar düşünüldüğünde, sonuçların toplumda
ayrışmayı derinleştirebileceği belirtildi.
Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) mühürsüz oyların geçerli sayılması
yönündeki kararı muhalefet kanadında tepkilere neden olmuştu. CHP
ve HDP oyların yaklaşık üçte ikisinin yeniden sayılmasını
istemişti.
Haberde, "Muhalifler Türk liderin zaferinin, modern Türkiye'nin
babası Mustafa Kemal Atatürk'ün mirası için ölüm çanları anlamına
geleceğinden korkuyor" ifadeleri yer aldı.
'ERDOĞAN İKİNCİ FATİH SULTAN MEHMET'
Times muhabiri, Erdoğan'ın büyüdüğü İstanbul'un Kasımpaşa
ilçesindeki referandum sonrası kutlamalara ilişkin izlenimlerine de
yer verdi:
"Sonuçlar gelirken, Erdoğan'ın halen kahraman olarak görüldüğü
Kasımpaşa'da bir kahvehanede erkekler toplanmış. Sürücüler
arabalarına astıkları ve Erdoğan'ın portresinin olduğu
bayraklarıyla korna çalıyor.
"Adını vermek istemeyen yaşlı bir adam cebinden bir fotoğraf
çıkararak, 'Bu kim biliyor musun?' diye soruyor. Fotoğraf 1453'te
İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet'e ait. Arkasını
çevirdiğindeyse Erdoğan'ın fotoğrafı var. Erdoğan için 'O ikinci
Sultan Mehmet' diyor."
Times'ın haberi, bu görüşün tam da muhaliflerin vurguladığı
korkularının temelinde olduğuna dikkat çekiyor.
ÜSKÜDAR'DA YÜZDE 53 HAYIR OYU 'SEMBOLİK BİR
DARBE'
Öte yandan, Erdoğan'ın kazandığı zafere rağmen seçmen tabanında
"utanç verici terslikler" yaşadığı da vurgulandı.
İstanbul'da çoğunluğu muhafazakarların oluşturduğu Üsküdar'da
seçmenlerin yüzde 53'ünün 'Hayır' oyu verdiği ve bunun "büyük bir
sembolik darbe" olduğuna dikkat çekildi.
Yazıda referandumda 'Evet' diyenlerin 'istikrar' ve 'güvenlik'
endişelerine de yer verildi.
'NE SİYASİ NE EKONOMİK İSTİKRAR GELİR'
Times'a konuşan bir tekstil işçisi, "Ekonomi çok kötüye gidiyor,
benim korkum o. Artık koalisyonlar olmayacak ve siyasi istikrar
olacak. Ayrıca biz Müslümanız. Ülkeyi daha İslamik yapma çabasına
da katılıyorum" dedi.
İngiliz ordusunun tarih ve çatışma araştırmaları biriminden siyaset
bilimci Ziya Meral'in ise şu ifadelerine yer verildi:
"'Evet' oyu ne siyasi ne de ekonomik istikrar getirecek. Güvenlik
ve savunma alanlarındaki zorluklar için de istikrarı
sağlamayacak."
Hannah Lucinda Smith'in analiz yazısında ise, Erdoğan'ın 2.6
puanlık farkla yakaladığı zaferin "'Yeni Türkiye'sini kurmak için
yeterli olduğu" belirtildi.
Öte yandan, oyların yeniden sayılması durumunda ülkede "şiddetli
protestolar olabileceği" kaydedildi.
Yazıda ayrıca, Türkiye'nin özellikle referandum kampanyaları
sırasında Avrupa ülkeleri ile yaşadığı diplomatik krizler
hatırlatılarak, "Türkiye bir zamanlar parçası olmayı arzu ettiği
Batı'ya yüzünü daha da çevirecek" denildi.
GUARDIAN: DEVASA SONUÇLARI OLAN AZ FARKLA BİR
KAZANIM
Guardian gazetesinin Orta Doğu muhabiri Martin Chulov İstanbul'dan
yazdığı görüş yazısında, "Yeni yasalara verilen sınırdaki destek
Türkiye ve AKP içindeki bölünmeyi derinleştirebilir" ifadesi yer
alıyor.
"Vatandaşlarının bugün uyanacağı Türkiye - Başkanlık için yeni
yetkiler verme üzerine yapılan referandumdan bir gün sonra - daha
fazla gücü elinde toplamak kariyeri boyunca itici güç olan bir
lider tarafından yönetilen, daha farklı bir yer olacakmış gibi
duruyor" sözlerinin yer aldığı yazı şöyle devam ediyor:
"Erdoğan'ın zaferinin kesinleştiğini varsayarak, Türkiye'nin
hastallıklı demokrasiden artan bir şekilde otokrasiye geçmesi
kararının halkın arzusuyla verilmesi, 1996'da 'Demokrasi bir amaç
değil, bir araçtır' diyen bir adam için hediye olacak."
Görüş yazısında, referandumda "Evet" ile "Hayır" oyları arasındaki
farkın Erdoğan'ın beklediğinden daha az olduğu belirtiliyor ve
muhalefetin de itirazları göz önüne alındığında bunun, referandum
sonucunun ülkede gerçekten kabul gördüğüne ilişkin sorular
doğurduğu belirtiliyor.
Modern Türkiye'nin yüz yıllık ömründe geçen yılın belki de "en
çarpıcı ve baş döndürücü" yıl olduğu belirtilen yazıda, bu süreçte
ülkede yaşananların "Sivil özgürlükleri ufalayan bir kişi için
fırsat yarattığı" belirtiliyor.
Yazıda, "Geçen Temmuz'daki başarısız darbe girişimi özellikle
Erdoğan'ı kendini, kuşatılmış bir ülke ve onun korunmasız halkının
tek uygun koruyucusu olarak ilan etmesine izin verdi" deniyor.
Yazıda ayrıca, "Eğer yeni kanunlar kabul edilirse, denetim ve denge
zayıflatılacak, güçler ayrılığı neredeyse hiçe indirgenecek"
ifadeleri yer alıyor.
Yazı şöyle devam ediyor:
"Meclis denetimi yerine bir kişinin isteği geçecek, bu kişi de
mevcut dönemi haricinde 5 yıllık iki dönem için başkan olarak
seçilebilecek. Eğer Meclis ikinci döneminde erken seçim çağrısı
yaparsa, başkan üçüncü bir dönem için tekrar aday olabilecek. Bu
onu, 14 yıllık görev süresinin üstüne, 2034'e kadar görevde
tutabilir."
Yazıda ülkenin giderek daha fazla bir şekilde yakında ve uzakta
düşmanlarının olduğuna inandığı, Avrupa'ya şüpheyle baktığı ve
ABD'yi de Fethullah Gülen'i iade etmemesi nedeniyle iç huzuru bozan
bir ülke şeklinde gördüğü belirtiliyor.
Yazıda aynı zamanda Erdoğan'ın çevresinde yeni rolü için ezici bir
zaferin kazanılmamasının endişe yarattığı da belirtiliyor. "Evet"
kampanyasının İstanbul ve Ankara'da kaybedildiği belirtilen yazıda
"Ülke genelindeki kentli muhafazakarlar da yeni kanunlar için
istenilenden daha az heyecanlıydı" deniyor.
Yazıda "AKP kademelerinde dün gece coşku yoktu" ifadesi yer
alıyor.