17 Nis 2017 08:47 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 22:37

İngiliz medyasından bölünme uyarısı! "Erdoğan'ın zaferinin..."

İngiliz Times gazetesi, anayasa değişikliği referandumuna geniş yer ayırdığı haberinde "Erdoğan'ın zaferinin bölünmüş bir Türkiye geride bıraktığını" yazdı.

BBC Türkçe'nin aktardığına göre gazetenin İstanbul muhabiri Hannah Lucinda Smith'in haberinde, Erdoğan'ın "bıçak sırtı" bir referandum süreci sonrası zafer ilan ettiği ancak oylamaların yeniden sayılması yönündeki çağrılar düşünüldüğünde, sonuçların toplumda ayrışmayı derinleştirebileceği belirtildi.

Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) mühürsüz oyların geçerli sayılması yönündeki kararı muhalefet kanadında tepkilere neden olmuştu. CHP ve HDP oyların yaklaşık üçte ikisinin yeniden sayılmasını istemişti.

Haberde, "Muhalifler Türk liderin zaferinin, modern Türkiye'nin babası Mustafa Kemal Atatürk'ün mirası için ölüm çanları anlamına geleceğinden korkuyor" ifadeleri yer aldı.

'ERDOĞAN İKİNCİ FATİH SULTAN MEHMET'

Times muhabiri, Erdoğan'ın büyüdüğü İstanbul'un Kasımpaşa ilçesindeki referandum sonrası kutlamalara ilişkin izlenimlerine de yer verdi:

"Sonuçlar gelirken, Erdoğan'ın halen kahraman olarak görüldüğü Kasımpaşa'da bir kahvehanede erkekler toplanmış. Sürücüler arabalarına astıkları ve Erdoğan'ın portresinin olduğu bayraklarıyla korna çalıyor.

"Adını vermek istemeyen yaşlı bir adam cebinden bir fotoğraf çıkararak, 'Bu kim biliyor musun?' diye soruyor. Fotoğraf 1453'te İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet'e ait. Arkasını çevirdiğindeyse Erdoğan'ın fotoğrafı var. Erdoğan için 'O ikinci Sultan Mehmet' diyor."

Times'ın haberi, bu görüşün tam da muhaliflerin vurguladığı korkularının temelinde olduğuna dikkat çekiyor.

ÜSKÜDAR'DA YÜZDE 53 HAYIR OYU 'SEMBOLİK BİR DARBE'

Öte yandan, Erdoğan'ın kazandığı zafere rağmen seçmen tabanında "utanç verici terslikler" yaşadığı da vurgulandı.

İstanbul'da çoğunluğu muhafazakarların oluşturduğu Üsküdar'da seçmenlerin yüzde 53'ünün 'Hayır' oyu verdiği ve bunun "büyük bir sembolik darbe" olduğuna dikkat çekildi.

Yazıda referandumda 'Evet' diyenlerin 'istikrar' ve 'güvenlik' endişelerine de yer verildi.

'NE SİYASİ NE EKONOMİK İSTİKRAR GELİR'

Times'a konuşan bir tekstil işçisi, "Ekonomi çok kötüye gidiyor, benim korkum o. Artık koalisyonlar olmayacak ve siyasi istikrar olacak. Ayrıca biz Müslümanız. Ülkeyi daha İslamik yapma çabasına da katılıyorum" dedi.

İngiliz ordusunun tarih ve çatışma araştırmaları biriminden siyaset bilimci Ziya Meral'in ise şu ifadelerine yer verildi:

"'Evet' oyu ne siyasi ne de ekonomik istikrar getirecek. Güvenlik ve savunma alanlarındaki zorluklar için de istikrarı sağlamayacak."

Hannah Lucinda Smith'in analiz yazısında ise, Erdoğan'ın 2.6 puanlık farkla yakaladığı zaferin "'Yeni Türkiye'sini kurmak için yeterli olduğu" belirtildi.

Öte yandan, oyların yeniden sayılması durumunda ülkede "şiddetli protestolar olabileceği" kaydedildi.

Yazıda ayrıca, Türkiye'nin özellikle referandum kampanyaları sırasında Avrupa ülkeleri ile yaşadığı diplomatik krizler hatırlatılarak, "Türkiye bir zamanlar parçası olmayı arzu ettiği Batı'ya yüzünü daha da çevirecek" denildi.

GUARDIAN: DEVASA SONUÇLARI OLAN AZ FARKLA BİR KAZANIM

Guardian gazetesinin Orta Doğu muhabiri Martin Chulov İstanbul'dan yazdığı görüş yazısında, "Yeni yasalara verilen sınırdaki destek Türkiye ve AKP içindeki bölünmeyi derinleştirebilir" ifadesi yer alıyor.

"Vatandaşlarının bugün uyanacağı Türkiye - Başkanlık için yeni yetkiler verme üzerine yapılan referandumdan bir gün sonra - daha fazla gücü elinde toplamak kariyeri boyunca itici güç olan bir lider tarafından yönetilen, daha farklı bir yer olacakmış gibi duruyor" sözlerinin yer aldığı yazı şöyle devam ediyor:

"Erdoğan'ın zaferinin kesinleştiğini varsayarak, Türkiye'nin hastallıklı demokrasiden artan bir şekilde otokrasiye geçmesi kararının halkın arzusuyla verilmesi, 1996'da 'Demokrasi bir amaç değil, bir araçtır' diyen bir adam için hediye olacak."

Görüş yazısında, referandumda "Evet" ile "Hayır" oyları arasındaki farkın Erdoğan'ın beklediğinden daha az olduğu belirtiliyor ve muhalefetin de itirazları göz önüne alındığında bunun, referandum sonucunun ülkede gerçekten kabul gördüğüne ilişkin sorular doğurduğu belirtiliyor.

Modern Türkiye'nin yüz yıllık ömründe geçen yılın belki de "en çarpıcı ve baş döndürücü" yıl olduğu belirtilen yazıda, bu süreçte ülkede yaşananların "Sivil özgürlükleri ufalayan bir kişi için fırsat yarattığı" belirtiliyor.

Yazıda, "Geçen Temmuz'daki başarısız darbe girişimi özellikle Erdoğan'ı kendini, kuşatılmış bir ülke ve onun korunmasız halkının tek uygun koruyucusu olarak ilan etmesine izin verdi" deniyor.

Yazıda ayrıca, "Eğer yeni kanunlar kabul edilirse, denetim ve denge zayıflatılacak, güçler ayrılığı neredeyse hiçe indirgenecek" ifadeleri yer alıyor.

Yazı şöyle devam ediyor:

"Meclis denetimi yerine bir kişinin isteği geçecek, bu kişi de mevcut dönemi haricinde 5 yıllık iki dönem için başkan olarak seçilebilecek. Eğer Meclis ikinci döneminde erken seçim çağrısı yaparsa, başkan üçüncü bir dönem için tekrar aday olabilecek. Bu onu, 14 yıllık görev süresinin üstüne, 2034'e kadar görevde tutabilir."

Yazıda ülkenin giderek daha fazla bir şekilde yakında ve uzakta düşmanlarının olduğuna inandığı, Avrupa'ya şüpheyle baktığı ve ABD'yi de Fethullah Gülen'i iade etmemesi nedeniyle iç huzuru bozan bir ülke şeklinde gördüğü belirtiliyor.

Yazıda aynı zamanda Erdoğan'ın çevresinde yeni rolü için ezici bir zaferin kazanılmamasının endişe yarattığı da belirtiliyor. "Evet" kampanyasının İstanbul ve Ankara'da kaybedildiği belirtilen yazıda "Ülke genelindeki kentli muhafazakarlar da yeni kanunlar için istenilenden daha az heyecanlıydı" deniyor.

Yazıda "AKP kademelerinde dün gece coşku yoktu" ifadesi yer alıyor.