26 Oca 2017 09:40
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 22:25
Independent'tan çarpıcı analiz: Türkiye Suriye'de ağır bir bedel ödüyor!
Independent, Türkiye'nin devam etmekte olan El Bab harekatına dair bir değerlendirmeye yer verdi.
Independent'ın Ortadoğu muhabiri Patrick Cockburn, Türkiye'nin Suriye'de Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile mücadelesinde beklenmedik ölçüde büyük kayıplar verdiğini belirtti.
Cockburn, Perşembe günü yayımlanan makalesinde, Türk ordusunun Halep'in kuzeydoğusunda yer alan küçük ama stratejik El Bab kasabasını almak için ilk kez IŞİD savaşçılarıyla "gerçek bir muharebeye" girdiğini ifade etti.
BBC Türkçe’nin aktardığı habere göre; Ortadoğu uzmanı gazeteci, El Bab'taki mücadelede Türk ordusu "beklenmedik derecede ciddi asker ve ekipman kaybı" vermeye başladığını öne sürdü.
Yazıda, Türkiye'nin ilk baştaki niyetinin sınırın Suriye tarafından IŞİD'i uzaklaştırmak ve Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG) Kobani ile Kamışlı kantonlarını birleştirmesini engellemek olduğu belirtildi.
Türkiye ve desteklediği militanların oluşturduğu Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) Aralık ayı içerisinde IŞİD'in elinde bulunan El Bab kasabasını almak için operasyona başlamıştı.
24 Ağustos 2016'da başlayan Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında şu ana kadar 44 asker yaşamını yitirdi.
Cockburn yazısında şu yorumlara yer verdi:
"Bu stratejiyi uygulamak, IŞİD'in Ankara'nın öngördüğünden daha kararlı ve ustaca çıkan direnişi nedeniyle çok daha maliyetli ve çok daha yavaş ilerliyor. Türkiye öncelikli olarak, kendi operasyonel kontrolünde Özgür Suriye Ordusu şemsiyesi altında birleştirdiği Arap ve Türkmen milislere güveniyordu. Bu vekil gruplara, Türkiye'nin top atışları, hava operasyonları ve sahadaki sınırlı sayıda askerle destek verilmesi öngörülüyordu."
Cockburn, bu stratejinin Cerablus'un alındığı Fırat Kalkanı Harekatı'nın ilk aşamalarında başarılı olduğunu vurguladı.
EL BAB ASTANA'NIN EN BÜYÜK ZAAFINI DA GÖSTERİYOR
Yazara göre, bunda IŞİD'in savaşmamayı tercih edip, savaşçılarını geri çekmesinin ya da sakallarını kestirerek, yerel halkın içine karıştırmasının etkisi büyük oldu.
Cockburn yazısını ayrıca şöyle noktaladı:
"Rusya ve İran'la yürütülen diplomatik yakınlığın da desteğiyle Türkiye, Suriye'de altı yıldır süregelen savaşın sonucu üzerinde önemli bir etki sahibi olmayı başardı. Ancak El Bab'ta ağır giden ilerleme Suriye'ye askeri müdahalenin daha henüz ilk aşamalarında dahi bir bedel getirdiğini gösteriyor. El Bab civarındaki muharebe, Astana'da açıklanan ateşkes planlarının en önemli zaafını da ortaya koyuyor. En güçlü iki isyancı silahlı hareket olan IŞİD ve eski adı El Nusra olan Şam'ın Fethi Cephesi, ateşkesin kapsamında bulunmuyor. Dahası, El Nusra, barış görüşmelerine ve ateşkese sıcak bakan isyancı grupları ortadan kaldırmak için Baıt Halep'te bir harekat başlattı. Daha önemlisi, Irak ve Suriye hükümetinin yenilmesinin yakın olduğunu öne sürdüğü IŞİD ise bu iddiaların aksine hala çok farklı cephelerde savaş yürütebileceğini ortaya koyuyor."
Cockburn, Perşembe günü yayımlanan makalesinde, Türk ordusunun Halep'in kuzeydoğusunda yer alan küçük ama stratejik El Bab kasabasını almak için ilk kez IŞİD savaşçılarıyla "gerçek bir muharebeye" girdiğini ifade etti.
BBC Türkçe’nin aktardığı habere göre; Ortadoğu uzmanı gazeteci, El Bab'taki mücadelede Türk ordusu "beklenmedik derecede ciddi asker ve ekipman kaybı" vermeye başladığını öne sürdü.
Yazıda, Türkiye'nin ilk baştaki niyetinin sınırın Suriye tarafından IŞİD'i uzaklaştırmak ve Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG) Kobani ile Kamışlı kantonlarını birleştirmesini engellemek olduğu belirtildi.
Türkiye ve desteklediği militanların oluşturduğu Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) Aralık ayı içerisinde IŞİD'in elinde bulunan El Bab kasabasını almak için operasyona başlamıştı.
24 Ağustos 2016'da başlayan Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında şu ana kadar 44 asker yaşamını yitirdi.
Cockburn yazısında şu yorumlara yer verdi:
"Bu stratejiyi uygulamak, IŞİD'in Ankara'nın öngördüğünden daha kararlı ve ustaca çıkan direnişi nedeniyle çok daha maliyetli ve çok daha yavaş ilerliyor. Türkiye öncelikli olarak, kendi operasyonel kontrolünde Özgür Suriye Ordusu şemsiyesi altında birleştirdiği Arap ve Türkmen milislere güveniyordu. Bu vekil gruplara, Türkiye'nin top atışları, hava operasyonları ve sahadaki sınırlı sayıda askerle destek verilmesi öngörülüyordu."
Cockburn, bu stratejinin Cerablus'un alındığı Fırat Kalkanı Harekatı'nın ilk aşamalarında başarılı olduğunu vurguladı.
EL BAB ASTANA'NIN EN BÜYÜK ZAAFINI DA GÖSTERİYOR
Yazara göre, bunda IŞİD'in savaşmamayı tercih edip, savaşçılarını geri çekmesinin ya da sakallarını kestirerek, yerel halkın içine karıştırmasının etkisi büyük oldu.
Cockburn yazısını ayrıca şöyle noktaladı:
"Rusya ve İran'la yürütülen diplomatik yakınlığın da desteğiyle Türkiye, Suriye'de altı yıldır süregelen savaşın sonucu üzerinde önemli bir etki sahibi olmayı başardı. Ancak El Bab'ta ağır giden ilerleme Suriye'ye askeri müdahalenin daha henüz ilk aşamalarında dahi bir bedel getirdiğini gösteriyor. El Bab civarındaki muharebe, Astana'da açıklanan ateşkes planlarının en önemli zaafını da ortaya koyuyor. En güçlü iki isyancı silahlı hareket olan IŞİD ve eski adı El Nusra olan Şam'ın Fethi Cephesi, ateşkesin kapsamında bulunmuyor. Dahası, El Nusra, barış görüşmelerine ve ateşkese sıcak bakan isyancı grupları ortadan kaldırmak için Baıt Halep'te bir harekat başlattı. Daha önemlisi, Irak ve Suriye hükümetinin yenilmesinin yakın olduğunu öne sürdüğü IŞİD ise bu iddiaların aksine hala çok farklı cephelerde savaş yürütebileceğini ortaya koyuyor."