İmamoğlu konuşurken Kılıçdaroğlu sloganı atıldı! Kongrede dikkat çeken sözler…
CHP 38. Olağan İstanbul İl Kongresi’nde Ekrem İmamoğlu konuşma yaparken "Halkın gururu Kılıçdaroğlu" sloganları atıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı ve 196 kurultay delegesinin belirleneceği 38. Olağan İstanbul İl Kongresi'nde konuştu.
4.5 yıllık iktidarlarında neler başardıklarını anlatan İmamoğlu, "Hepimizin asli görevi dünya tarihinin en müstesna başarılarından birine imza atmış olan partimizin tarihi rolünü hatırlayarak yenilenmesi ve güçlenmesi için çalışmaktır" dedi.
İmamoğlu konuşmasını yaptığı sırada ara ara "Halkın gururu Kılıçdaroğlu" sloganları atıldı.
İşte o anlar…
İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"CHP İstanbul İl Kongremiz hepimize hayırlı ve uğurlu olsun. Temmuz başında mahallelerde başlayan ardından ilçelerde devam eden kongrelerimiz İstanbul çağında bugün itibariyle tamamlanıyor. Bu süreçte her bir mahallede, her ilçede emek sarf eden üyelerimize her kademede seilen delegelerimize ve bu kongreye katılarak partimizin geleceğini şekillendirmek için sorumluluk alan her birinize içtenlikle teşekkür ediyorum. Emeklerinize sağlık.
İstanbul il başkanlığı için yarışan sayın Cemal Canpolat ve Özgür Çelik'e başarılar diliyorum.
"100. YILI CUMHURİYETİMİZİN KUTLU OLSUN, BİN YAŞA CUMHURİYET"
Her birimiz çok önemli günlerden geçiyoruz. 9 Eylül 2023 partimizin tam 100. yaşını kutladık. 6 Ekim 2023 şehrimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılınız kutladık. Birileri bu millete yıllarca bu günlerin önemlerini unutturmak istediler. Bu şehrin tam 5 yıl boyunca işgal altında kaldığını, 5 saniye tahammül edebilir miyiz? 5 yıl!İşte bu milletin istiklal mücadelesini küçümseyen o akıl bunları bilmeden ya da bilerek küçümseyerek milletin ayağa kalkışını istiklal mücadelesini özgürlük mücadelesini yok saymaya çalışmışlardır. bundan 100 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kararlı mücadelesi sonunda İstanbul işgalden kurtarılmıştır. Bu kurtuluşu bize sağlayan başta Atatürk ve silah arkadaşları ve bu milletin büyükleri her birisini minnetle yad ediyorum.
Lozan Antlaşmasının 100. yılını kuladık bundan tam 3 hafta sonra ise 29 Ekim 2023'te cumhuriyetimizin hep birlikte 100. yılını kutlayacağız. 100. yılı cumhuriyetimizin kutlu olsun. Bin yaşa cumhuriyet.
"HEPİMİZİN ASLİ GÖREVİ PARTİMİZİN TARİHİ ROLÜNÜ HATIRLAYARAK YENİLENMESİ VE GÜÇLENMESİ İÇİN ÇALIŞMAKTIR"
CHP, tarihsel olarak büyük bir davanın sarsılmaz bir mücadele azminin ve mazlum dünya halklarına ilham kaynağı olmuş ulusal bir zaferin adıdır. Bu ülkenin kurtuluş ve kuruluş tarihi çok partili demokratik düzene geçiş dönemi 1960'ların 70'lerin siyasi ve toplumsal gelişmeleri CHP anmadan anlaşılamaz. Hepimizin asli görevi dünya tarihinin en müstesna başarılarından birine imza atmış olan partimizin tarihi rolünü hatırlayarak yenilenmesi ve güçlenmesi için çalışmaktır. Bugün Orta Doğu'da yeniden ne yazık ki çok kötü günler yaşanıyor. buradan söylüyorum. CHP'nin bu ülkedeki varlığı kendine miras bırakılmış olan yurtta sulh cihanda sulh kimliğinin CHP'nin iktidarındaki bir Türkiye'nin ne kuzeyinde ne güneyinde savaş olur. CHP 21. yy'da yine mazlum milletlerin çıkışı olur. Onun için bu ortamda bu salonda görev alan sizler sadece CHP'nin bir üyesi bir delegesi olduğunuzu düşünmeyin, İstanbul'un Türkiye'nin , yakın coğrafyanın akresinin elinizde olduğunu unutmayın. CHP iktidarının yakın coğrafya için de ülkemiz için de ne kadar önemli olduğunu hafızanızda hep sıcak tutun.
"BU AZİZ ŞEHİRDE EN ZOR ZAMANLARINDA KİMSEYİ AÇ BIRAKMADIK KİMSEYİ AÇIKTA BIRAKMADIK"
Geride bıraktığımız 4.5 yıl boyunca ahlak dışı engellemeleri yaşadık ama bunların hiçbiri bizi yıldırmadı. Bu aziz şehirde en zor zamanlarında kimseyi aç bırakmadık kimseyi açıkta bırakmadık. Sevgili yol arkadaşlarım bizim partimizin adı Cumhuriyet Halk Partisi'dir, ülkemizin kurucusu ve ilk genel başkanımız Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları partimizi iki kelimeyi bilhassa tarih ettiler cumhuriyet ve halk bir arada. bu iki kelime. Bu iki kelime ve bu kavram aslında iç içedir. Cumhuriyet halkın eşitliğini ve egemenliğini temsil eder. O nedenle partimiz devletim veya piyasanın değil halkın partisi olma iddiasındadır. Halkçılık ilkemiz buradan gelir. Halkçılık demek halkın çıkarlarını beklentilerini duygularını siyasetin merkezine taşımak demektir. Eğer öyleyse bir belediye başkanının halkçılığını ve sosyal demokratlığının sınanacağı alanlar bellidir. Belediyemiz İstanbul tarihinin ilk öğrenci yurtlarını ilk kreşlerini açmak işte tam da kamucu halkçı, sosyal demokratik bir belediyecilik değil midir? Hep birlikte hatırlayalım; bu şehri devraldığımızda koca istanbul büyükşehir belediyesinin tek bir öğrenci için dahi yatağı yoktu. Bugün 14 tane yurdumuz var, bunlarda 5 bin üniversite öğrencisi var. Adil bir şekilde Anadolu'nun Trakya'nın vatandaşlarımızın evlatları geliyor o öğrenci yurtlarında emin ellerde Türkiye'nin geleceği için okuyorlar.
BİLAL ERDOĞAN'A GÖNDERME
Birisinin çocukları bizden şikâyetçi olmaya başladı yerel seçim yaklaşırken. niye? Ailelerin vakıflarına teslim edilecek yurtlar artık teslim edilmiyor, hani geçen dedim ya işine git diyeceğim ama işi gücü olmayan evlatları, keşke işi gücü olsaydı. keşke politikanın siyasetin mecrasından beslenen insanlar olmasaydı. Siyaset aile mesleği değildir, aile mesleği haline getiren bu anlayışa hep birlikte son evreceğiz.
Kreş sayımız sıfırdı, bugün itibariyle 75'i tamamladık. Hızla 150 sayısına koşuyoruz. Yani hiç durmadan yolumuza devam ediyoruz. Düşünün 4.5 yılda 5 bin öğrenciye yurt yağan anlayış bu şehirde 25 yılda iktidar olsa neler yapar neler.
"İŞTE HALKÇI BELEDİYECİLİK BÖYLE YAPILIR"
Düşünün 25 yılımız bu anlayışla geçse milyonlarca gencimize burs versek kötü mü olur? İyi olur iyi. Yenisini açtığımız halk ekmek fabrikasında kullanılan buğdayın tamamını İstanbulun buğday üreticilerinden almak, İstanbul'un süt üreticilerinden alarak 23 milyon sütü İstanbul'un bebelerine dağıtmak... Geçen MEB'e bağlı BİR kreşe gittim, çocuklara sordum büyükşehir belediye başkanıyım dedim, ne yapar deyince biri elini kaldırdı 'süt getirir' dedi. hayatımın en büyük ödülü. İşte kent lokantaları açtık, milyonlarca insanımız kent hayatında mağdur olan bir lokantaya gidip öğle yemeğini yiyemeyen öğrencisi işçisi emekçisi kent hayatına bu kent lokantaları insandan yana kamucu bir müdahale yapmış olmuyor muyuz? Bugüne kadar kent lokantalarında 1 yılı aşkın sürede oradan bir öğün yemek yiyen insan sayısı milyonları aştı. İşte halkçı belediyecilik böyle yapılır. Biz görece gelir gelmez İstanbul'da binlerce özel halk otobüsünü bünyemize kattık, risk aldık. Orada insanların emekleriyle ilgili sorunlarını ortadan kaldırdıki Adalar'daki fayton sorununu yıllarca konuştular, biz bir kişinin burnu kanamadan uzlaşarak bünyemize aldık. Şu anda iki metrobüsten birisini bütün kredilerimizin onaylanmamasına rağmen israftan ve bir avuç insanın zenginleşmesinden kopararak iki metrobüsten birini yeniledik.
"İBB VE TÜRKİYE TARİHİNDE İLK KEZ İMAMLARIN YANI SIRA ALEVİ DEDELERİNİ BİZ GÖREVLENDİRDİK"
Taksi sorununu çözmek için geliştirdiğimiz belediyenin piyasa üzerindeki ekinliğini artırmayı amaçlayan bu yöntem iktidar tarafından neden engelleniyor? Çünkü bir avuç insanın çıkarına işleyen başıboş bir piyasa orası. kamucu ve halkçı bir düzenleme getirmeye çalışıyoruz da ondan. İşte halkçılık ve sosyal demokrat belediyecilik budur. Biz zor durumdaki bakkalları halk bakkal olarak organize ediyoruz. Nakit yardımında bulunduğumuz insanlarımız oralardan alışveriş yapsın istiyoruz. bu yaptığımız iş aynı zamanda halk ekmek ve desteklediğimiz üreticilerin ürünlerinin de orada satılmasına ortam yaratmış oluyor. Bizden öcneki yönetimin imara açmak için fırsat kolladığı tarihi Haliç tersanesini yeniden işler ve kâr elde eder hale biz getirdik. İBB olarak biz neredeyse yarım asır sonra kendi gemilerini yapan hatta kendi gemilerini tamir eden hatta başka gemileri de tamir eden kâr elde eden bir işletme haline getirdik. Sizleri 4.5 yıldır uyguladığımız ve adına İstanbul modeli dediğimiz halkçı belediyecilik adına bir örnek daha vereyim; farklı inançtan olan vatandaşlarımızın ne yazık ki sadece bir kısım vatandaşımızın kendi inançlarına göre hazırlık yapılan mezarlıklarımızın yönetim kadrosu içerisine İBB ve Türkiye tarihinde ilk kez imamların yanı sıra alevi dedelerini biz görevlendirdik.
"İBB TARİHİNDE KADIN YÖNETİCİ VE ÇALIŞAN İSTİHDAMI KONUSUNDA İNANILMAZ BİR İVME YAKALADIK"
İBB tarihinde kadın yönetici ve çalışan istihdamı konusunda inanılmaz bir ivme yakaladık. Bakın daha önce ondan fazla meslekte hiç kadın yokken artık İBB'de o meslek dallarında da kadın var. kadın yönetici oranı dönemimizde tam 3 kat büyüdü. Daha önce o masalarda hiç kadın yokken genel sekreterden daire başkanlıklarına kadar birçok kademede ilkler yaşandı ve kadınlar atandı.
"İSTANBUL'DA TEK BİR KİŞİ YA DA KURUMA ÖZEL PARSEL BAZLI TEK BİR İMAR ARTIŞINI YAPMADIK YAPTIRMADIK YAPTIRMAYACAĞIZ"
Biz iş başına geldiğimiz günden bu yana bu şehirde kimseyi aç bırakmadık açıkta bırakmadık. bir yandan halkçılık bir yandan kamucu projecilik. Kurduğumuz tesislerde İstanbul'un çöpten elektrik üretimini görülmemiş seviyede artırdık. İstanbul'un aynı şekilde farklı branşlarda elektrik üretimi konusunda adımlar attık. Bütün bunları yaparken, bundan önce gelenek haline gelmiş İstanbul'da tek bir kişi ya da kuruma özel parsel bazlı tek bir imar artışını yapmadık yaptırmadık yaptırmayacağız.
"KİŞİLERE, DERNEKLERE BİR KISIM CEMAATLERE AKTARILAN PARAYI KÖKÜNDEN KESTİK"
Kişilere, derneklere bir kısım cemaatlere aktarılan parayı kökünden kestik. Musluğun yönünü halkımıza döndürdük. Çok özet bir rakam vermemiz gerekirse sosyal yardımları bizden önceki dönemin tam 5 katına çıkarttık. Bu şehirde mağduriyetini en çok önemsediğimiz kadınları çocuklarıyla yaasınlar diye tam 571 bin annemizin cebine anne kartı koyduk. Bu özeni gösteren anlayış CHP'li ekrem İmamoğlu halkçı ve sosyal demokratik anlayışıdır.
"17 BİNDİ, 4.5 YILDA İBB'DE SENDİKALI ÇALIŞAN SAYISI TAM 80 BİN OLDU"
Hiç kimse diyemez ki bu belediyede kayırmacılık var. Mutluyuz. Biz halkçı bir belediyecilik yapıyoruz. bİZ GÖREVE geldiğimizde belediyemizde sendikalı çalışan sayısı 17 bindi, 4.5 yılda İBB'de sendikalı çalışan sayısı tam 80 bin. Halkçılık sosyal demokrat olmak icraatla olur, lafla değil. DİSK 43 yıl sonra belediyemizde ilk kez temsil edilir haline gelmiştir. Bugün itibariyle İBB bünyesinde 30'a yakın sendikayla 50ye yakın toplu sözleşme ile yola devam ediyoruz. Belediyemizde çalışma saatlerini kamuda 45 saatten 40 saate düşüren öncü kurum biz olduk. Halkçılık bize Atatürk'ün emanetidir.
"İSTANBUL MODELİYLE ORTAYA KOYDUĞUMUZ HALKÇILIK, OTORİTER ANLAYIŞLARA KARŞI GÜÇLÜ BİR MÜCADELENİN ŞIĞI OLACAK"
Kim olduğuna bakmaksızın vatandaşına bireyi hizmeti odağına koyan istanbul modeliyle ortaya koyduğumuz halkçılık, dünyanın başına bela olan otoriter anlayışlarA ve popülizme karşı güçlü bir mücadelenin de ışığı olacak.
"GELMİŞ GEÇMİŞ EN DEMOKRAT EN BAŞARILI BELEDİYE BAŞKANI OLACAĞIM DEMİŞTİM, SÖZÜMÜ TUTTUM"
16 milyon insanımıza söz vermiştim bu şehrin gelmiş geçmiş en demokrat en başarılı belediye başkanı olacağım demiştim. Gururla söylüyorum ki sözümü tuttum sözümü tutuyorum sözümü tutmaya devam edeceğim.
Parti olarak elbetteki konuşmamız gerekenler var. Pek çok vatandaşımızın uzunca süredir iktidar olma ve ülkeyi yönetme hevesinden kararlılığından ne yazık ki buna karşılık veremeyen bir parti olarak görülüyoruz. Her birimiz kurucu genel Başkanımız Mustafa Kemal Atatürk’ün her şartta mücadele eden hedefe ulaşmak için sürekli yeni yollar arayan icracı projeci ve tutkulu vatan sevgisini aynı yoğunlukta taşımak aynı enerjiyi sergilemek zorundayız. Bu ülkenin geleceği be bu aziz halkın refahı için içine düştüğümüz bu zor durumlardan bir an önce kurtulmak zorundayız. Birileri tabii ki birtakım hususlara, muhalefete karşı duruşlar gösterecektir bunlar önemli değil. Bakınız temel değerlerimizi ve en önemli ilkelerimiz savunmak zorundayız. Parti yönetimine olan eleştirileri bir saldırı olarak yorumlamanın asla doğru olmadığını düşünüyorum. Parti içi demokrasiyi bir bölünme ve parçalanma riski olarak göstermenin asla doğru olmadığını düşünüyorum. Parti içinde sanki ötekiler veya düşmanlar varmış gibi davranmanın ve propagandanın yeri asla yoktur partimizde. Bunlar bize yakışan veya fayda sağlayacak şeyler değildir. Bunlar bizim sonuna kadar mücadele edeceğimiz yaklaşımlardır. Birilerini işaret edip düşmanlaştırmaya çalışanlar CHP’nin yüzyıllık mücadelesine kötülük yaparlar. Parti hukukuna uygun, şeffaf bir şekilde partiye üye olmuş görev üstlenmiş ve mücadele etmiş herkese bu partide yer vardır. Kendi iradesi ve gönüllü emeğiyle bu partiye ve bu partinin mücadelesine destek vermek için katılan hiçbir üye ayrıştırıcı tutuma tabii tutulamaz. Bu ülkenin modern özgür demokrat ve müreffeh bir ülke olması için saflarımıza katılan herkese bu partide yer vardır. Farklılıklara saygı göstererek bir arada yaşama ve çalışma kültürünü önce partimizde sergileyerek halkımıza örnek olmalıyız. Hayatım boyunca defalarca gerçekleştiğini gördüğüm bir sırrı sizinle paylaşmak istiyorum; bu millet Türkiye’yi zenginleştirecek güçlü ve adil bir Türkiye’yi inşa edecek bir seçeneği gördüğünde tereddüt etmeden iktidara taşır. İşte bu millet CHP’nin iktidar olmasını istiyor. Bizlerin görmezden gelmeyeceği ulusal ihtiyaç budur. Bizim en acil ve en önemli görevimiz hep beraber iktidar olma seçeneğini milletimize acilen sunmaktır. CHP’yi güçlendiren ayağa kaldıran devrimci ve halkçı bir parti yapın diyor halk bize.
İstanbul'u kazanacağız. Bu yolculuk zafere giden yolculuktur. Bu yolculuğun sonunda CHP millet kazanacak.