İmamoğlu davasıyla ilgili uzman raporu hazırlandı: "YSK'ya gönderme kesinlikle yoktur"
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkan ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla 4 yıla kadar hapis ve seçme-seçilme haklarından mahrum bırakılması istemiyle yargılandığı davaya ilişkin İmamoğlu’nun avukatının talebi üzerine uzman raporu hazırlandı.
İBB Başkanı İmamoğlu’nun YSK Başkan ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davaya 1 Haziran’da Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam edilecek. Savcının mütalaasını vererek 1 yıl 3 aydan 4 yıla kadar hapis ile seçme ve seçilme haklarından mahrumiyet istediği davaya ilişkin duruşmadan karar çıkması bekleniyor.
İmamoğlu’nun avukatı; dilbilimci, gösterge bilimci ve iletişimci uzmanlara rapor hazırlattı. Dava dosyasına eklenen uzman raporunda, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun YSK Başkan ve üyelerine yönelik söylediği iddia edilen sözlerinin aslında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yönelik olduğu şeklindeki savunma doğrultusunda görüş ortaya çıktı. Raporda, “İki siyasetçi arasında geçen tartışmada YSK'ya gönderme yoktur” denildi.
"İMAMOĞLU SORU ÜZERİNE SOYLU'YA ONUN SÖZLERİYLE YANITLAMIŞTIR"
Raporun "İnceleme" başlıklı kısmında şu değerlendirme yapıldı:
“Söz konusu edilen olayda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ekrem İmamoğlu’nun Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Kongresi’nde yaptığı açıklamalar nedeniyle Ekrem İmamoğlu’na yönelik 'Ahmak' ifadesini kullanmıştır. Ekrem İmamoğlu bu söyleme karşılık olarak gazetecilerin konuyla ilgili sorularını aynı ifadeyi kullanarak yanıtlamıştır.
Konu irdelendiğinde iki sözce arasında bağlantı yadsınamaz biçimde görülmektedir. Sözcelerin ilki İçişleri Bakanı Soylu’nun sözcesidir: 'Avrupa’ya giderek Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Yazıklar olsun, bu milletin sana okuttuğu okula yazıklar olsun. Bu milletin sana verdiği emeğe yazıklar olsun.'
İkinci sözce ise İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu sözcesidir: 'Ben lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyen adama bakarım adam mı diye. Bu seviye noktasında da söyledikleri, yaptıkları zaten belli o tarafına çok girmek istemiyorum ama oraya bir cümle yapmak isterim. 31 Mart seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa’da onların gözünden düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda tam da işte 31 Mart seçimi iptal edenler ahmaktır. Önce ona bir odaklansın.”
Bu sözce gazetecilerin kendisine Süleyman Soylu’nun sözcesiyle ilgili soru yöneltildiğinde Ekrem İmamoğlu’nun yanıtıdır."
"BİR YANDA SOYLU, ÖBÜR YANDA İMAMOĞLU OLDUĞU KUŞKU GÖTÜRMEZ BİR GERÇEKTİR"
Raporunun “Görüş” bölümünde ise şu ifadelere yer verildi:
“Ele alınan bu iki sözce birbiriyle yakından bağlantılıdır. Günümüzde İletişim Bilimi olarak tanımlanan gösterge bilime dayalı bir çözümleme yapıldığında her iki metnin karşılıklı bir konuşma metni işlevi taşıdığı gözlemlenmektedir. Önceden de vurgulandığı gibi her iki metnin de ayrı ayrı kim tarafından hangi bağlamda ve hangi tartışma ortamında oluşturulduğuna bakıldığında: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçim bağlamında İçişleri Bakanı tarafından seçimin iptal edilmesi gerekirliği ve seçimi kaybeden adayla yaptığı konuşmaların da varlığı göz ardı edilmezse metinler arası ilişki, gönderen ve gönderilen arasındaki bağlantının görülmesine kolaylıkla yol açacaktır.
Bu işlemin sonucunda bir tartışma sayılabilecek bir ortamda iki muhatabın bir yanda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu öbür yanda ise Ekrem İmamoğlu olduğu kuşku götürmez bir gerçektir. Dolayısıyla, Ekrem İmamoğlu tarafından Soylu’nun sözlerine aynı terimle karşılık verilmiştir ve iki siyasetçi arasında geçen bu tartışma Yüksek Seçim Kurulu’na gönderme kesinlikle yoktur. Çünkü açıklamaların tümü göz önünde bulundurulduğunda seçim iptalinin hangi kişi ya da kurum tarafından gerçekleştirildiğinden söz edilmemektedir.”