Sizin döneminize göre dizi saatleri çok uzadı...
Ekranlarda olduğum dönemlerde diziler daha kısa süreliydi ama şartlarımız şimdiye göre zordu. İnsan eğer işini seviyorsa oynar. 48 saat uykusuz kaldığım çok zamanlarım oldu. İnsan sevdiği işi yaptığı zaman yorulmuyor. Daha çok şeyler yapıp, katmak istiyor. Bu dizi saatlerine verilen aşırı tepkileri şımarıklık gibi görüyorum. Türkan Şoray kanunları gibi geliyor bana.
Şöyle bir karakter gelse de canlandırsam dediğiniz bir rol var mı?
Sert ve iz bıraksın isterim. Gülen yüzlü İlknur'dan ziyade kötü kadın rolü istiyorum. Maalesef kötü roller daha çok akıllarda kalıyor. (Gülüyor)
Geçmişe gidelim. Hollanda'da dünyaya gelmişiniz...
Babam eğitimini tamamladıktan sonra Rotterdam'a gidiyor. Kendine bir hayat kurup çalışıyor. Yaz tatilinde Türkiye'de annemle tanışıp evleniyor. Sonra annem de Hollanda'ya geliyor. İlerleyen dönemde de babamın sağlık sorunları nedeniyle Türkiye'ye dönmeye karar verdik. Hollanda'da büyümem benim için büyük şanstı diyebilirim. Çünkü orada aldığım eğitim bana ayrı bir disiplin kattı.
Annenizi küçük yaşlarda kaybetmişsiniz...
Evet, ben 11 yaşındayken trafik kazasında yaşamını yitirdi. Ben de arabadaydım. Ailecek, annem, babam ve kardeşim Antalya'ya tatile gidiyorduk. Balıkesir yolunda kaza geçirdik. Şarampole yuvarlandık. Babam ve kardeşim ile kurtulduk ama annemi kaybettik. Kazadan dört gün sonra gözlerimi açabildim. Gözlerimi açtığımda bütün gövdem alçı içindeydi.