İLKER BAŞBUĞ SONER YALÇIN'I GENELKURMAY'A NEDEN ÇAĞIRDI?
İlker Başbuğ 2009'da ODA TV'deki yazısında kendisine “Psikolojik savaşa aynı şekilde cevap verin” çağrısı yapan Soner Yalçın'ı Genelkurmay'a çağırmış.
Ergenekon soruşturmasında tutuklanan Oda TV’nin sahibi gazeteci Soner Yalçın’ın savcılık sorgusunda 2009 yılında yazdığı orduya psikolojik harekâta karşı aynı yöntemlerle cevap verme çağrısı yapan bir yazısından sonra eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ tarafından Karargâh’a çağırıldığı ortaya çıktı. Yalçın ifadesinde tarafsızlığını yitirmemek için görüşmeye gitmediğini söylüyor.
Savcı Zekeriya Öz, Yalçın’a sorgusu sırasında 01.02.2009 tarihinde Oda TV’de yayımlanan “Süreci Analiz Edemediniz” başlıklı yazıyı soruyor önce.
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a yönelik bir mektup şeklindeki yazının sonunda Yalçın şöyle diyor: “Paşam! Sizi ve ordunuzu zor günler bekliyor. Sanmayınız ki bizler bu büyük oyunun farkında değiliz. Farkındayız. Bunun demokrasiyle, hukukla, anti-darbecilikle ilgisi olmadığını biliyoruz. Kafasını yukarı çevirip “renkli devrimlere” sahne olan ülkelere bakanlar bunu anlayacaktır. Evet, bu bir iç savaştır Paşam! Bunun topu tüfeği, askeri bazı gazetelerdir, tv’lerdir. Bazı sivil toplum kuruluşlarıdır. Bazı partilerdir. Bazı cemaatlerdir. Bin kez basın toplantısı yapsanız da, gerçeği açıklasanız da bunları ikna edemezsiniz. Bunları ikna edemezsiniz... Paşam! Sizi zor günler bekliyor. Ya bu yeni konsepte uygun karşı adımlar atacaksınız ya da bu savaşta yenileceksiniz.”
Sivilleri giyip konuşalım
Savcının, “Ya konsepte uygun karşı adımlar atacaksınız ya da bu savaşta yenileceksiniz” diyerek neyi kastettiğini” sorduğu Yalçın “Yazının sonunda İlker Başbuğ’a “Darbe Yapmayın” çağrısında bulundum. Çünkü kendisi psikolojik hareket yapılıyor diye açıklamada bulunmuştu” şeklinde bir cevap vermiş.
Savcı bu kez yazının yayımlanmasından bir gün sonra yaptığı bir görüşmeyi soruyor Yalçın’a. Arayan Genelkurmay Basın Sözcüsü Tuğgeneral Metin Gürak.
Metin Gürak: Müsaitseniz yarın için sizi buraya davet etmek istiyoruz. Komutanımız bir görüşmek isterler.
Soner Yalçın: Ya paşam bunu niye İstanbul yapmıyorsunuz ya Ankara. Ya lütfen ben bir Ankara’ya değil de İstanbul’a beni davet ederseniz öyle bir rahat yemeğe hatta öyle sivilleri giymişiz, Çok çok mutlu olurum öyle bir sohbet beni çok çok mutlu eder”
Yalçın görüşmenin devamında Sicilya’ya gideceğini temmuzun son haftası döneceğini görüşmenin o zaman yapılmasını istiyor. Gürak da “Tamam bir daha görüşürüz bir ben bir bakalım programına bir sekreteri ile görüşeyim” diye cevap veriyor. Savcı bu görüşmeyi hatırlattıktan sonra Yalçın’a “Bu daveti neden kabul etmediğini, bu görüşme ile yazdığınız yazı arasında herhangi bir ilişki olup olmadığını” sormuş.
Yalçın ise “Ben Hürriyet’te bir yazı yazmıştım, Rönesans’ın Avrupa’ya gelişine ilişkin, Medici ailesiyle ilgiliymiş. İlker Başbuğ da bu konuyla ilgiliymiş, beni Genelkurmay’a çağırdı” diyerek görüşmenin bu yazıyla ilgili olmadığını iddia etmiş. Görüşmeye neden gitmediğini ise “Ben de o dönem itibariyle böyle bir görüşmenin beni bir tarafın adamı olarak göstermesinden korktuğum için gitmedim” diyerek açıklamış.
Medici ailesini konuşacaktık
Yalçın’ın bu sözleri üzerine savcı Gürak’la yaptığı görüşmeden dokuz dakika sonra Oray Eğin’le yaptığı telefon görüşmesini hatırlatıyor Soner Yalçın’a:
Yalçın: İki telefon görüşmesi yaptım. Birincisi Genel Kurmay Başkanı Metin Paşa’yla. Paşa yarın beni Ankara’ya çağırdı. Gelemeyeceği mi söyledim.
Eğin: Peki bişey diyeceğim paşa mı görüşmek istiyor seninle Metin mi?
Yalçın: Hayır paşa
Eğin: Ha büyük paşa. “Ben sana dedim ama şey diye o mektubu ciddiye alacak” diye dedim dün sana diyorsun.
Yalçın: Alsın abi.
Savcının “Bu görüşmeden Oray Eğin’e daha önceden “süreci analiz edemediniz” başlıklı yazınızın Genelkurmay Başkanı tarafından ciddiye alınacağını söylediğiniz ve bu görüşmede de bunun gerçekleştiğini ifade ettiğiniz anlaşılmaktadır” hatırlatmasına rağmen Yalçın’ın cevabı değişmiyor: Bu yazı Rönesans’ın Avrupa’ya gelişiyle ve Medici ailesiyle alakalı bir yazıdır.
Taraf