İlhan Şeşen'den olay sözler: Bana yalan söylemeyi kadınlar öğretti
Usta sanatçı İlhan Şeşen yeni çıkan albümü ve özel hayatıyla ilgili samimi açıklamalarda bulundu.
Romantik aşk şarkılarının en büyük üstadlarından 70 yaşındaki İlhan Şeşen 47 yıllık sanat hayatında üretmeye hiç ara vermeyen bir sanatçı. İlhan Şeşen’e saygı albümü olarak hazırlanan ‘İlhan Şeşen: Hediyem’ albümü geçtiğimiz günlerde piyasaya çıktı. Ünlü müzisyenlerin İlhan Şeşen şarkılarını seslendirdiği albümde birbirinden değerli sanatçı dostlarının yorumlarıyla karşılaşıyorsunuz. Usta müzisyenle bu albüm vesilesiyle buluştuk. Şeşen’le aldatılmasından aldatmalarına kadar her şeyi konuştuk.
RÖPORTAJ : Edda Sönmez
FOTOĞRAFLAR: Mustafa Nadir
Hayırlı ve uğurlu şansı bol olsun ‘’hediyem ‘’ albümü. İki yıllık bir emeğin ürünü dimi...
Bilemiyorum çünkü hatırlamıyorum. Çünkü işlerle firma ilgilendiği için samimi söylüyorum bunu. Benim hiçbir şeyden haberim yok. Sadece ara sıra bana telefon edip şu olsun mu? Bu olsun mu? dediler. Benimde verdiğim cevap şu onlara “hep olsun”.
Hiç zorlamadınız mı sizinle çalışanları?
İmkan yok öyle şey olur mu? Ne firmayı ne de arkadaşları da hiç zorlamadım. Ne düzenlemelerine ne başka bir şeylerine hiç karışmadım. Özgürlük olunca böyle güzel şeyler çıkıyor ortaya. Onlar özgür kalınca diledikleri gibi yaptılar. Bir tek şeyde benim rolüm var. İsimde.
“HEDİYEM” BANA HEDİYE
Peki neden “hediyem” kimlere “hediye” bu? Var mı öyle birisi?
Bana hediye “hediyem”. ‘’Hediye’’ dersem her türlü olurdu. Yani size de algılanabilirdi. Ama hediyem deyince başkasına verilmiş bir hediye olarak kabul etmiyorum bunu. Bu tamamen bana verilmiş bir hediyedir. onun için adı ‘’hediyem’’. Yani bir tek isimde katkım vardır. Ve ille de hediyem olsun demedim ama önerdikleri başka şeylere karşı “hediyem” daha iyi galiba diyerek fikrimi söyledim. Ve bu isim yakıştı. Çünkü bir de nasıl buldunuz derseniz tribute’un anlamına baktım bilmediğim için. Yani bir bilgim var ama mesela haraç demek tribute öyle yan anlamlarına baktım bir yan anlamı da hediye. Hemen orada dedim ki; vay be hediye ama hediyem diye. Bulduğumda o kadar sevindim ki yani bunu itiraf edebilirim.
BENİM TELİF HAKKIMI ÖDESİNLER
47 yıllık sanat hayatınızda 14 şarkılık bir albümle anlatmak zor olsa gerek diye düşünüyorum hangi duygularla seçtiniz bu albümdeki şarkıları?
Hiç seçmedim. Hiçbir katkım yoktur. Tamamen firma ve iki ortağım, editörler karar verdiler. Bana telefon ediyorlardı ben de olur tamam diyordum.Benim bir alışkanlığım var. Anonim şarkılar vardır ya ben anonim şarkılara çok takığım. Nasıl takığım? Mesela istediğim gibi kimseden izin almadan oynayabiliyorum. Ben hep şey derim; benim şarkılarım şimdiden anonim isteyen istediğini yapsın. Ama benim telif hakkımı ödesinler. Hepsi öyle bu albümde söz konusu değil bu. Yani bu albümden onlardan telif almış falan değilim. Bu da işin hem yarı şakası hem yarı ciddisi. Yani telif konusuna geldiğimiz zaman ben çok uzun konuşurum.
TELİF KONUSUNDA ÇOK BÜYÜK ADALETSİZLİKLER VAR
Telif konusunda bütün sanatçılar dertli...
Öyle mi? Ben takip bile etmiyorum artık nasıl olsa su akar yolunu bulur diye. O kadar büyük adaletsizlikler var ki şu anda telif hakları konusunda. Bunu dillendirmek de istemiyorum ama özetle şu anda yapılması gereken telif hakları kuruluşunun idaresi şarttır. Ondan sonra da bütün o yapılan kendi aralarındaki protokollerin idaresi şarttır. Ve kanunun uygulanması şarttır. Yani ben aslında bir devrimden söz ediyorum ama sözünü ettiğim devrim kanunu uygulamak. Başka hiçbir şey değil! Eğer bu kanun uygulanırsa hatta bir gupse olarak bulduğum telif haklarıyla uğraşırken bir genel kalıp var ki o da şudur; hukukun var olmadığından şikayet edeceğine var olan hukuka uy yeter. Şu anda var olan hukuk eser sahibinden yana fakat uygulanmıyor. Yani telif kuruluşunun başına gelme ihtimallerim de oldu zamanında ama olmadı Ama gelsem başa tamamen devrimi yapacağım ve hukuku uygulayacağım herkes hakkını alacak. Bu kadar basit. Ama böyle bir niyetim yok onu da söyleyeyim. Böyle bir niyetim hiç yok.
Neden?
Çünkü o yönetimlerde ben 2-3 dönem süründüm. Süründüm diyorum bakın net. Ve 2’nci istifam kayıtlarda vardır. Çünkü gerekçe göstererek istifa ettim. Gerekçem de şuydu; bu yönetimden hiçbir şey olmaz. Halbuki bana her toplantıya gittiğimde 350 lira veriyorlardı. Onu bile istemedim ve hemen istifa ettim.
YAPTIĞIM İŞTEN BÜYÜK KEYİF ALIYORUM
Peki, müzik grubuna Gündoğarkenle başladınız lansman akşamı tüm aile sahnedeydiniz. Sahnede farklı duygular hissetmişsiniz muhakkak ama ben sonrasını merak ediyorum. Mesela gecenin sonlarında hisleriniz neydi?
Şimdi genel olarak ben konserden önce berbat bir adamım konserden sonra çok iyi bir adamım. Ben kendimi berbat hissediyorum yani sahneye çıkmadan istedikleri kadar değilsin desinler. Öyleyim. Hele de lansman gecesi o kadar heyecanlı bir geceydi ki dedim ya su akar yolunu bulur kendimi bırakıyorum. Bittikten sonra hakikaten ben bile kendimi sevmeye başlıyorum. Dolayısıyla o gece benim için çok büyük bir heyecandı. Çünkü geçtikten sonraki duygu rüya gibi oluyor. Rüya gibi geldi geçti. Hakikaten yaptığım işten büyük keyif alıyorum. Yani müziksiz yapamam gibi tavırlarda değilim ama gerçek olan şu ki hakikaten yapamıyorum .
Albümde ‘’sensiz olmaz’’ şarkısını yalın seslendiriyor. Ve klibi de Amsterdam’da, İstanbul’da Ömer Faruk Sorak yönetiminde çekildi. Yanlış bilmiyorsam “sensiz olmaz”ı siz seslendirdiğinizde de kendisi çekmişti. Bu tamamen bir rastlantı mı? Yoksa bilmediğimiz özel bir anlamı mı var?
Hayır özel bir anlamı yok. Faruk Sorak, Yalın’ın klibini çekecekmiş deyince bana ortağım ve firma dedim tabi olur. Çeksinler. Yönetmen kim diye bile sormadım. Ömer Faruk deyince de bir sevindim. Ama benİM Ömer Faruk’la çok geçmişe dayanan bir dostluğumuz var. Çok severim. Bu denk gelmeyi hiç düşünmemiştim.
EN SEVDİĞİM YORUM CEM YILMAZ’IN OLDU
CEM YILMAZ’IN KARISINI TANIMIYORUM
İçlerinde en çok sevdiğiniz yorum hangisi oldu?
Hepsi hoş da ama “Cem Yılmaz” en sevdiğim yorum oldu. Ama hakikaten Cem’in ki çok büyük bir sürprizdi. O özeldir biraz benim için. Ayrıca çok enteresan şöyle enteresan; Cem’i tanırım ama görüşmemiz yok devam eden bir arkadaşlığımız yok. Fakat bir gün Paramparça dizisi setinde genç bir kız yanıma geldi. “Ahu Yağtu” ismini sorandan öğrendim. Ben onun “Ahu Yağtu” olduğunu bilmiyordum. O kadar tatlı bir hikaye ki onlar da kızmaz eminim ama tabi içinde benim bir gafım var ki sormayın. Kız bana dedi ki size bir şey dinletebilir miyim? Ne demek dedim. Dinletti. ‘’Ellerimde Cepler’i biri söylüyor. Öyle güzel ve öyle değişik yorumlamış ki sonuna kadar dinledik. Dedim ki bu ne kadar güzel söylemiş kim bu ? “Cem Yılmaz” dedi. Ne! Dedim. Cem Yılmaz’ın hayranıyım çok şaşırdım. Ne olur bana da bir kopyasını gönderin çok sevdim dedim. Siz herhalde arkadaşısınız selam söyleyin dedim. "Ben eski eşi Ahu Yağtu" dedi. Benim bütün dediklerim doğru bakın ben Cem’in eşi olduğunu bilmiyordum sonradan öğrendim. Düşün ben Cem Yılmaz’ın karısını tanımıyorum.
Paramparça dizisi demişken yeni bir dizi yok mu? Göremeyecek miyiz tekrar sizi?
Ben çok isterim. Çünkü aynı zamanda geçimimizi de sağlıyor. Ama şu anda bir teklif yok. Bu bana niye teklif yok diye düşünmüyorum yani demek ki uygun bir şey yok gelirse sadece memnun olurum.
Siz sadece yorumcu değil şarkı sözü yazarısınız bunları yazarken sizi hangi duygular etkiliyor?
En temel ifadeyle her şey...
MÜZİK BEN DE SAPKINLIK
Peki bu müzik aşkı nereden geliyor? Sonuçta siz 10 yıl avukatlık yaptınız...
Müzik ben de sapkınlık. Bizim ailede var mı sözüne şöyle cevap vereyim. Var... Benim... Galiba bizim ailedeki ilk müzisyen benim annem eline ud alırdı. Mesela ben onlarla çok yaşadım. Onlarlayken bu besteleri yapmaya başladım. Evde bir odada annem bir gün kapıyı açtı ‘’ yahu biraz oynak çal’’ diye azarladı beni. Yani o zamandan beri var ben de. Farkında değilim neden şarkı yapmaya başladığımın. İlk şarkım hangisi diye sorsalar inan hatırlamıyorum.
KEŞKE DEDİĞİM ZAMAN BENİM MORALİM BOZULUYOR
Siz sanatın her dalında yer aldınız 47 yılın sonunda keşke dediğiniz bir şey kaldı mı?
Keşke benim dilimde vardır. Hemen geçer... Keşke yok ne keşkesi keşke dediğim zaman benim moralim bozuluyor. Ama öyle bir şarkım da var bunu buldum rahatladım. Dilerseniz sözlerini de söyleyeyim... Tepemde martı çığlıkları - deli rüzgar bir şeylere kızmış gibi esiyor- denizden biraz daha deli keşke burada olsaydın-manzaramda dursaydın-şimdi seninle olsaydım-şarkılar söyleseydim sana-keşke şimdi sen de burada olsaydın-gönlüm beni senden yana çekiyor-aklım karışık itiraz ediyor-gel de sen çık bu işin içinden-sensiz olmuyor-keşke yoktur ama keşke olsaydın- diye...
Albümdeki isimleri seçerken ikna etmeniz zor oldu mu?
İknayla çalışılmaz ya. Ya söylüyordur ya söylüyordur.
Demediniz mi ben de şu kişiyi istiyorum?
Şu da olsun demedim ama şu olmasın dedim...
ŞARKILARIMI SÖYLEMESİ İSTEDİĞİM ÇOK ADAM ÇOK KADIN VAR
Kim olmasın dediniz?
Hatırlamıyorum... Yakışmayan hiç kimse yok hepsi çok iyi bunu da belki erkenden söylüyorum ama ben bu ‘’Hediyem’’ işini çok sevdim.‘’Hediyem 2’yi yapacağız ama ne zaman olur şuan bilmiyorum. Söz verdiğim bir solo albümüm var o çıkacak. ‘’Hediyem 2’yi yapmayı düşünüyoruz çünkü benim şarkılarımı söylemesi istediğim çok adam çok kadın var.
ZÜLFÜ LİVANELİ’NİN ŞARKILARIMI OKUMASINI ÇOK İSTERİM
Mesela en çok istediğiniz isim kim?
Çok var... Mesela Zülfü Livaneli ,Sezen Aksu, Mirkelam. Bu isimlerden kimse alınmasın bunları yazabilirsiniz bunlar aklıma bir çırpıda gelenler onlarda biliyorlar ki şarkılarımı söylemesini istediğim çokça insan var. Ama Zülfü Livaneli’nin söylemesini çok isterim. Ayrıca bende birikmiş şarkı var isteyenlere veririm çünkü üzülüyorum orada öyle şarkılar var ki kimse bilmiyor bir tek ben evde çalıyorum unutmamak için onun için birilerinin işine yarasın istiyorum bunu rastladığım amatörlere de söylüyorum ki verdiğim de vardır.
KADINLAR BANA YALAN SÖYLEMEYİ ÖĞRETTİ
Size kadınları sormak istiyorum kadınlardan en çok ne öğrendiniz ?
Yalan söylemeyi... Kadınlardan en çok öğrendiğim şey yalan söylemek. Benim kadınlara söylediğim yalanların haddi hesabı yoktur. Kadınlar bana yalan söylemeyi öğretti.
HER DEFASINDA ALDATTIM, ÇOK ALDATTIM
Hiç aldatıldınız mı?
Çok... Her defasında... Yalnız burada sen bir Yunan filozofuna çattın. Onun için ben bu konuya da çözüm bulmuş durumdayım. Benim teorimi söylüyorum onaylıyorsanız doğru deyin. Erkeklerin büyük bir çoğunluğu aldatıyor. Hatta hepsi. Ben yine de biraz iyimser davranacağım ‘’erkeklerin büyük bir çoğunluğu aldatıyorsa eğer kadınların küçük bir azınlığı aldatmıyor demektir’’.
AŞIK OLURSAM KISKANÇ OLUYORUM
Kıskanç mısınız?
Aslında ben de kıskançlık denen duygudan eser yok. Ben hiç kimseyi kıskanmıyorum ama birine aşık olursam. Var ya kıskanmamam mümkün değil. Aşkın içinde kıskançlık yoksa o aşk değildir. Ancak aşık olduğun birini hiçbir şeyle paylaşamıyorsun.
SEKİZ KEZ AŞIK OLDUM
Kaç kere aşık oldunuz ?
Valla ben saymıştım geçenlerde 8 idi galiba...
SON AŞKIMI UNUTAMADIM
Bu 8 tanesinin içinde unutamadığınız var mı ?
ilk aşk unutulmaz derler ya aslında son aşk unutulmaz. Son aşkımı unutamadım.
PLATONİK AŞK TAM MANASIYLA SAPIKLIKTIR
En son kime aşıktınız?
Onun içinde bulduğum bir formül var ‘’En büyük aşk gizli aşktır ‘’ondan büyüğü yoktur. Eger bir aşk gizliyse kimse bilmiyorsa o güzeldir ve özeldir. Gizli aşk dediğim iki tarafında bildiği aşktır yoksa platonik aşk tam manasıyla sapıklıktır.
Neredeyse 47 yıllık bir sanat hayatınız var hayatta, sanata karşı duyduğunuz 40 küsür yıldır tutku var. bunun yanında bu denli duyduğunuz bir tutku oldu mu? Bu bir kadında da olabilir herhangi bir şey de...
Valla beylik laflar vardır ‘’aşkın gözü kördür’’ hakikaten öyle oluyor. Hani aşık oldun mu gözün başka şeylere kapalı oluyor. Harbiden müzik dışında yok ya. Müzik bir tutku olduğu kesin ben de hakikaten bırakamıyorum. İnanıın istiyorum ama bırakamıyorum mümkün değil. Ben gitarsız evde duramıyorum vallahi billahi samimiyetle söylüyorum. Bir yere gitmek gerekiyor soruyorum hemen evde gitar var mı? Çünkü yoksa rahatsız oluyorum bunun adı tutku değil de ne? Tabii bir de aşkta var.
ÜLKEDE BAZI ŞEYLER İYİ YAPILIYOR
Şu an ülkenin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Nasıl görüyorsunuz?
Valla çok net söylüyorum bana kızıyorlar bazen arkadaşlar. Bazı şeyler baya iyi yapılıyor. Örneğin yollar, sağlık durumu bir takım şeyler düzeldi. Ama bazı şeyler tüm dünyada kötüye gidiyor. Yani sorunuza soru ile karşılık vereyim. Bugün dünya iyiye mi gidiyor kötüye mi bunu sormamın yegane nedeni benden çok daha iyi biliyorsunuz. Kötüye gidiyor değil mi. Bu gidişat içinde bazı şeyler iyiye mi kötüye mi gidiyor diye düşünmeye bile fırsat bulamıyor insan. Bir şey diyemiyorum. Bir yarışmada da çıkmıştı dünyaya en çok zarar veren canlı ; “insandır”. Ben hiç TV seyretmiyorum biri açıklama yaparsa önemli tabi ki seyrediyorum. Ama haberlerde ben bir kamyonun aşağıya uçmasını bunları seyretmiyorum. Nedeni doktorumun önerisi. Bana haberleri seyretme dedi.
AŞIKSAN AYNI EVDE YAŞAMAYACAKSIN İKİ AYRI EVİN OLACAK
BİR ERKEK KARİZMATİKSE KADINLARDAN ÇEKMİŞTİR
Bir erkek yakışıklı ve karizmatikse kadınlardan çekmiş midir? Çektirmiş midir?
Çekmiştir... Kadınla erkek anlaşamaz benim teorim bu. O halde ne yapacağız şimdi anlaşamadığımızı kabul ettik mi sen başka bakarsın olaya ben başka. Ama anlaşamıyorsak anlamaya çalışmayacağız mesela farz edelim ki aşıksın aynı evde yaşamayacaksın. İki ayrı evin olacak. Başarı nedir diye de düşündüm ve buldum. Başarı yalnız kalabilme hakkını elde etmekten başka hiçbir şey değildir.
ARZU’YU ASLA BIRAKMAM
O yüzden mi eşinizle ayrılıp sonra tekrar onunla devam ettiniz?
Ben Arzu’ya dedim ki Arzucum ben kendimi biraz bekar hissetmek istiyorum aynen böyle söyledim. Şu an bile birlikte değiliz,aynı evde değiliz, ama birlikteyiz. Ben onu asla bırakmam.
O zaman siz Arzu Hanıma hala aşıksınız?
Deliler gibi öyleydi yani...
ALDATMAK BENİM YAPIMDA VAR
BAŞARI YALNIZ KALABİLMEKTİR
Arzu Hanıma deliler gibi aşıksınız ama onu hem bıraktınız hem de aldattınız...
O doğal süreç. Ne demiştim bütün erkekler aldatır. Dolayısıyla bu benim yapımda var. Ve başarıyı unutmayalım. Başarı yalnız kalabilmektir. eğer iki aşık yalnız kalamıyorsa devamlı yapışık dolaşıyorlarsa yandılar ! Sevgili birazcık yalnız kalabilir miyim demelisin. O da buna tabii demeli. Benim kadınlara en çok söylediğim laf peki dir. Kaosa düşmemek için bazı prensipleri kabul etmek lazım. Yani ben bir kadını anlamaya çalışmıyorum anlayamam çünkü onun da beni anlamasını beklemiyorum ama birbirimizi seviyorsak birbirimizin yaşam haklarına saygı duymalıyız. Şunu diyebiliriz anlamaya çalışmamak aslında anlaşmaya çalışmak oluyor. Anlamaya çalışmayacaksın benim söylediğim şudur mesela yarı şaka yarı ciddi mesela bizim Burhan (Şeşen) evleniyormuş ben de birbirinizi seviyorsanız niye evleniyorsunuz çocuklar dedim.
KADINLAR ALDATMAYAN ERKEKLERİ APTAL YERİNE KOYUYOR
Peki şunu soracağım hani biraz önce dediniz ya bütün erkekler aldatıyor diye....
Biraz iyimser davrandım. Çünkü aldatmayanları tanıyorum onlara aptal muamelesi yapılıyor. Ben yapmıyorum. Ama kadınlar yapıyor. Kadınlar aldatmayan erkekleri aptal yerine koyuyor.
ALDATAN “YIKANSIN GELSİN YA DA GELSİN YIKANSIN”
Neden kadınlar aldatmayn erkeği aptal yerine koysun ki ?Eğer aldatmıyorsa o baş tacıdır... Kadın aldatınca erkek kabul etmiyor. Ama erkek aldatınca kadın kabul ediyor....
Bakın çocuklar aldatma zaten şüpheler ve kıskançlıklarlardan kaynaklanıyor. Ben orada da şunu buldum. Aldatan “yıkansın gelsin ya da gelsin yıkansın” çünkü şuan beni aldatıyor muyu düşündüğün zaman. İş çığrından çıkıyor. Ben çok bilirim hayatımda şüphelere düştüğümü. Ve çoğunda da haklı çıkmışımdır.
BEN DE ALDATTIM VE ALDATILDIM
Hem aldattınız hem aldatıldınız yani?
Bütün insanlar hem aldatmış hem aldatılmıştır. Sadece aşktan bahsediyorum işten değil. Bütün aşıklar hem aldatır hem aldatılır. Ben de aldattım ve aldatıldım.
Hayatınızda kaç kadına şarkı yazdınız?
Aşık olmadığım bir kadına yazdım. Bir gün aşık olmadığım ama bir süre birlikte olduğum bir hanım bana hiç şarkı yapmıyorsun dedi. Ben de yaptım ‘’Git Allah Aşkına’’ şarkısını. Bana bunu albüme koyma dedi koyacağım dedim. Ben şunu kabul etmiyorum ilham vermeyen dostlukları etmiyorum. Seversin ve ya sevmezsin ama işte bak ilhamı o verdi bana.İnanın müzikle uğraşan bir insanın kötü bir şey yapma ihtimali yok.
MÜZİKLE UĞRAŞAN BİR İNSANIN KÖTÜ BİR ŞEY YAPMA İHTİMALİ YOK
Müzikle uğraşan bir insanın kötü bir şey yapma ihtimali yok dediniz. Peki ülkemizde şarkısında esrar geçiyor diye içeri alınan müzisyen var?
Saçmalık bu. Evet tekrar ediyorum altını çizerek söylüyorum müzikle uğraşan bir insanın kötü bir şey yapma ihtimali yok. Bu işten kötülük gelmez. İsteyen istediğini kullansın. Müzikten kötülük gelmez. Ben şunu da karşıyım sigara kötü örnek oluyor. Böyle bir şey yok.
İNSAN YAŞLANDIKÇA TATMİN OLMAYA BAŞLIYOR
Duygusal olarak hayatınızda nasıl bir dönemi yaşıyorsunuz şu an? Daha mı durağan, daha mı tutkulu, korkak mı yoksa cesur musunuz?
Biraz nötr oldum galiba. İnsan yaş aldıkça daha ağır hareket ediyor. Hayatım daha durağanlaştı o kesin. Eski tutkular macera isteği yok. İnsan yaşlandıkça tatmin olmaya başlıyor. Küçük şeylerle vakit geçirmeye başlıyorsun.
CENAZEMİ GÖRDÜM
BEN ONLARA BAKIYORDUM ONLAR AĞLAMIYORLARDI
Hiç kendi cenazenizi hayal ettiniz mi?
Tabii ki ettim...Rüyasını bile gördüm. Ben onlara bakıyordum onlar bana ağlamıyorlardı. Rüyalar aslında olmadık şeylerin olmadık zamanlarda birbirine karışarak görülmesidir. Onun için onu da gördüm rüyamda.
ÖLMEKTEN KORKUYORUM
Ölmekten korkuyor musunuz?
Kim korkmaz ki ölmekten... Evet korkuyorum. Ama bunu da doğal karşılaşmak lazım. Lisedeyken okuduğum bir kitaptan esinlenerek bugüne kadar ki olgun sayabileceğim bu fikirler oluştu. Benim baş ucu kitabım‘’Montaigne’dir. Onu okudum ve rahatladım. Diyor ki “ölümden korkmaya gerek yok çünkü henüz ölmedim”. Öldükten sonra zaten korku yok. Yani o anın kıymetini bilip yaşamak önemli olan o. Mesela sabır derim. Sabır, onu sabrettiğin zaman çok doğru şeyler yapıyorsun. Anlık tepki vermediğin zaman daha doğru sonuçlara ulaşıyorsun.