08 Eki 2012 09:49
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:14
''İLHAN SELÇUK'UN BALBAY'IN, ÖZKAN'IN UYARISIYLA ANITKABİR'E KOŞANLAR NEREDE?''
Yeniçağ yazarı Altemur Kılıç, Cumhuriyet'in yıllar önce attığı başlığı köşesine taşıdı "Tehlikenin farkında mısınız?"
Tehlikenin farkında mısınız?
Rahmetli İlhan Selçuk’un, Mustafa Balbay’ın ve Tuncay Özkan’ın -çok yaşasınlar, kulakları çınlasın- uyarılarıyla birkaç yıl önce “Tehlikenin farkında mısınız?” parolasıyla Anıtkabir’e koşan binlerce insanımız, şimdi nerelerdeler? Buharlaştılar mı? Yoksa “barbarlar” kapıya dayanmışken, meleklerin kanatlarını mı, ıvır zıvırı mı tartışıyorlar...
Tehlikenin farkındalar mı? Asıl tramvay dolusu oylarla mutlak iktidarı ellerine geçirenler şimdi Türkiye’nin, T.C’nin mukadderatı ile oynadıklarının farkındalar mı? Bence farkındalar. Asıl maksatları da bu.
Bir taraftan Kürtçüler “Büyük Kürdistan”ı gerçekleştirirken bizimkiler de onlara aymazlıkla destek veriyorlar. Tehlikenin farkında değilseler büyük gaflet, farkında iseler de bu “bilinçli gaflet”, Atatürk’ün emanetine büyük ihanet. Malum; Türkiye Cumhuriyetinin kurucusunun “emaneti” onlar için “kutsal” değil. Meşum emellerine engel olduğu için acilen sırtlarından atmak istedikleri ağır bir yük. El hak başarılı da oluyorlar. On binlerce insanımıza kül, afyon yutturdular...
“Dirayetli(!)” dış politikalarıyla Suriye ile savaşın eşiğine geldik. PKK ise, dağda, kırda, kentte dehşet saçar ve canımızdan canlar koparırken şimdi Suriye sınırımıza muntazam ordusuyla dayandı.
***
Ve Erdoğan’ın kongrede tebşir ettiği 653 maddelik manifestosunda eyalet sistemi, Kürtlere demokratik özerklik var.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, herhalde talimatla, devlet parasıyla hazırlanan Kürtçe-Türkçe lügati iftiharla gösterdi.
Kürtlerin şimdiye kadar inkar edilmiş kültürel haklarının, artık tanınacağının simgesi gibi! Erdoğan’ın manifestosunda da benzer maddeler var... Bu adamlar anlaşılan, şimdiye kadar, bu hususlardaki kısıtlamaların Türkiye’yi-Türkleri dilde birleştirmek için Anayasa hükümleri gereğince konduklarını ve şimdi de yeni uygulamaların ayıracağını, anlamamışlar!
***
Atatürk’ün T.C ulus devletin temeli olan “Ne mutlu Türküm diyene” sözleri artık bundan böyle T.C vatandaşları tarafından “Ne mutlu Kürdüm diyene” şeklinde söylenecek. Erdoğan’ın ve iktidarının büyük başarısı. Erdoğan, Arınç ve adamları acaba bölünmez, bütün ulus devletin altından bir temel taşını çektiklerinin farkındalar mı?
Kürtlere sözde hakları verilirken bu Cumhuriyeti, bu milletin yaşama hakkını ellerinden aldıklarını idrak ediyorlar mı? Kürt açılımı, manifestodaki diğer vaatlerle aynı. Erdoğan’ın yeni “Kürt açılımı” nın aslında Türkiye Cumhuriyeti ulus devletinin “kapanması” olacağının farkındalar mı?
***
Eğer manifestodaki bu konular eşkıya ile yeni müzakerede protokole bağlanır ve sonra de Yeni Anayasa’da Türk’ün yeni tarifi ile bir bütün olursa bu “açılım” aslında T.C ulus devletinin “kapanışı” olacaktır.
Millet olarak bu “bilinçli gaflet”in, Atatürk’ün emanetine bile bile ihanetin farkında
mıyız?..
Altemur KILIÇ / YENİÇAĞ
Rahmetli İlhan Selçuk’un, Mustafa Balbay’ın ve Tuncay Özkan’ın -çok yaşasınlar, kulakları çınlasın- uyarılarıyla birkaç yıl önce “Tehlikenin farkında mısınız?” parolasıyla Anıtkabir’e koşan binlerce insanımız, şimdi nerelerdeler? Buharlaştılar mı? Yoksa “barbarlar” kapıya dayanmışken, meleklerin kanatlarını mı, ıvır zıvırı mı tartışıyorlar...
Tehlikenin farkındalar mı? Asıl tramvay dolusu oylarla mutlak iktidarı ellerine geçirenler şimdi Türkiye’nin, T.C’nin mukadderatı ile oynadıklarının farkındalar mı? Bence farkındalar. Asıl maksatları da bu.
Bir taraftan Kürtçüler “Büyük Kürdistan”ı gerçekleştirirken bizimkiler de onlara aymazlıkla destek veriyorlar. Tehlikenin farkında değilseler büyük gaflet, farkında iseler de bu “bilinçli gaflet”, Atatürk’ün emanetine büyük ihanet. Malum; Türkiye Cumhuriyetinin kurucusunun “emaneti” onlar için “kutsal” değil. Meşum emellerine engel olduğu için acilen sırtlarından atmak istedikleri ağır bir yük. El hak başarılı da oluyorlar. On binlerce insanımıza kül, afyon yutturdular...
“Dirayetli(!)” dış politikalarıyla Suriye ile savaşın eşiğine geldik. PKK ise, dağda, kırda, kentte dehşet saçar ve canımızdan canlar koparırken şimdi Suriye sınırımıza muntazam ordusuyla dayandı.
***
Ve Erdoğan’ın kongrede tebşir ettiği 653 maddelik manifestosunda eyalet sistemi, Kürtlere demokratik özerklik var.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, herhalde talimatla, devlet parasıyla hazırlanan Kürtçe-Türkçe lügati iftiharla gösterdi.
Kürtlerin şimdiye kadar inkar edilmiş kültürel haklarının, artık tanınacağının simgesi gibi! Erdoğan’ın manifestosunda da benzer maddeler var... Bu adamlar anlaşılan, şimdiye kadar, bu hususlardaki kısıtlamaların Türkiye’yi-Türkleri dilde birleştirmek için Anayasa hükümleri gereğince konduklarını ve şimdi de yeni uygulamaların ayıracağını, anlamamışlar!
***
Atatürk’ün T.C ulus devletin temeli olan “Ne mutlu Türküm diyene” sözleri artık bundan böyle T.C vatandaşları tarafından “Ne mutlu Kürdüm diyene” şeklinde söylenecek. Erdoğan’ın ve iktidarının büyük başarısı. Erdoğan, Arınç ve adamları acaba bölünmez, bütün ulus devletin altından bir temel taşını çektiklerinin farkındalar mı?
Kürtlere sözde hakları verilirken bu Cumhuriyeti, bu milletin yaşama hakkını ellerinden aldıklarını idrak ediyorlar mı? Kürt açılımı, manifestodaki diğer vaatlerle aynı. Erdoğan’ın yeni “Kürt açılımı” nın aslında Türkiye Cumhuriyeti ulus devletinin “kapanması” olacağının farkındalar mı?
***
Eğer manifestodaki bu konular eşkıya ile yeni müzakerede protokole bağlanır ve sonra de Yeni Anayasa’da Türk’ün yeni tarifi ile bir bütün olursa bu “açılım” aslında T.C ulus devletinin “kapanışı” olacaktır.
Millet olarak bu “bilinçli gaflet”in, Atatürk’ün emanetine bile bile ihanetin farkında
mıyız?..
Altemur KILIÇ / YENİÇAĞ