İlber Ortaylı'dan bomba 23 Nisan yorumu: Muhafazakarları anlamak zor!
İlber Ortaylı 23 Nisan yazısında çarpıcı ifadelerde bulundu. Ortaylı: " bugünkü muhafazakâr çevrelerin neden 23 Nisan’a cephe aldığını anlamak zordur"dedi.
Tarihçi Prof. İlber Ortaylı, Hürriyet gazetesinde kaleme aldığı 23
Nisan yazısında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 23 Nisan
1920’deki açılış töreni ve takip ettiği politikalar nedeniyle
bugünkü muhafazakâr çevrelerin 23 Nisan’a cephe almasını anlamanın
zor olduğunu belirtti.
İlber Ortaylı’nın bugün yayımlanan “23 Nisan 1920'nin
önemi” başlıklı yazısı şöyle:
TBMM'nin 23 Nisan 1920'de kuruluşu, tarihte 1400 yıldan sonra
devlet hayatında ilk defa Türk isminin kullanılması anlamına da
gelir.
İhtilaf Devletleri’nin mağlup ettiği hiçbir memleket Türkiye’nin
gösterdiği direnişi göstermedi.
Bunun nedenleri var.
Ağır şartlarla anavatanı bile parçalanan tek ülke (Macaristan
istisnasıyla) Türkiye’ydi.
Britanya İmparatorluğu dört yıllık savaşın acısını çıkarmak
niyetindeydi.
Türklerin direnişe geçeceğini galiba en iyi anlayan Yunan General
(ilerinin diktatörü) Metaksas idi.
İyi bir kurmay olduğu için Türkiye’nin toparlanacağını anlamış ve
Venizelosçuları şiddetle eleştirmişti.
Zor şartlar altında toplanan TBMM’yle beraber, bir İslam devletinde
ilk defa bir meclis ‘şûra’ görevini yerine getiriyor ve bütün
iktidarı ele alıyordu.
Savaş böyle yürütülecekti. Bu tür bir ‘konvansiyonel Meclis’ ilk
defa Türkiye’de görülmedi ama Ankara’da 1920’de, insanların yek
ağızdan bağırmadığı, muhalif grupların bile olduğu bir meclis söz
konusuydu ve savaşı bunlar yürüttüler.
Meclis, olağanüstü savaş yetkilerini bile denetleyecek durumdaydı
ve denetledi de.
Burada savaşı yürüten askerlere gösterilen itimat ve uyum söz
konusudur.
Bu meclis kendisinden sonraki devirde görülmeyecek biçimde orduyu
denetlemiş ve dış politikaya da denetleyici bir gözle
bakmıştır.
Meclisin açılış töreni ve takip ettiği politika itibarıyla bugünkü
muhafazakâr çevrelerin neden 23 Nisan’a cephe aldığını anlamak
zordur.
Bu sözde tarihçi tenkitlerinin altında ideoloji değil başka türlü
saiklerin yer aldığı düşünülmektedir.
23 Nisan 1920’nin hem imparatorluğun dağılmasından sonra ortaya
çıkan Balkanlar ve Ortadoğu dünyasında hem de bütün İslam âleminde
gerçekten etkileri olmuştur.
Bugün hâlâ Kuzey Afrika’da, Cezayir, Tunus halk kültüründe pazarda
satılan camaltı resimlerde bile İstiklal Harbi komutanlarının
portrelerini görürsünüz.
Dönemin dünyasında özellikle Hindistan Müslümanları arasındaki
değerlendirmelerin heyecanı halen devam etmektedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluş bayramı olan ve dört yıl
sonra 100’üncü yılını kutlayacağımız bu olayın 28 Nisan 1916
Kûtu’l-Amâre Zaferi’ne rakip bir tiyatro kurgusu gibi
değerlendirilmesi gülünçtür.
Aklı başında hiçbir millet bu gibi saçmalamalara müsaade
edemez.
İlmin ve edebiyatın sorumluluk duyan kalemlerini tenkide davet
ediyoruz.