İKİ GÜZEL ARASINDA KALAN MEDYA PATRONU KİM?..İŞTE MÜTHİŞ AŞK SKANDALI!..

Olayın üç kahramanı var... Kahramanlardan biri medyadan, hem de tepelerinden... Hem zengin, hem çapkın bir adam... Hikayenin iki kadınından biri sosyetenin en gözdelerinden... Bir bakanın bir daha hem de özlemle baktığı bir güzel... Diğer kadın ise televizyon dünyasından... O da hayli uzun boylu ve çatık kaşlı bir güzel... Hayatının baharında boy gösterdiği ekranlardan şimdilerde uzak kalan bu uzun boylu güzel ile işadamı gazeteciyle düzeyli bir ilişki yaşar... Gel zaman, git zaman ayrılırlar... Sonra zengin ve çapkın adamın adı sosyetenin en gözdesiyle anılır... Onunla ilişkisi de diğeri gibi günün birinde biter... Adam, sevgilisiyle kavga ettikleri Bodrum'dan İstanbul'a tek başına döner... Kadınsız yaşamaya alışık olmayan adamın aklına bir önceki aşkı gelir ve hemen arar. Kadın, çok fazla naz yapmadan gazeteciden gelen "Buluşup bir yemek yiyelim mi?" teklifini kabul eder.


Çıktıkları yemekteki koyu sohbet, ilişkilerinin kaldığı yerden devam etmesini sağlar. Aradan bir süre geçer, adamla Bodrum'da kavga ettiği eski aşkının yolları yeniden kesişir... Adam, bir süre çaktırmadan iki kadını birden idare eder. Ama hiç ummadığı bir yerde trafik karışır...

Şimdi İstanbul'un en meşhur kuaför salonlarından birindeyiz... Gazeteci işadamının televizyoncu aşkı, kuaförde saçlarının yapılmasını beklerken içeriye birden adamın Bodrum'da tartışıp İstanbul'da barıştığı sosyete güzeli aşkı girer... Doğruca televizyon yıldızının yanına gider ve dinleyenleri şoke eden şu sözleri söyler: "Her yerde bu orospu kokusunu bırakma ki kiminle nerede yattığın anlaşılmasın." Ardından da elinde tuttuğu parfüm şişesini televizyoncu kadının kucağına atar ve geldiği gibi gider... O güne kadar o güzel, o alımı, o özlem duyulan kadının içinden böylesine basit bir kadının çıkması duyanları şoke eder. Aradan aylar geçer... Adam, bu kadınların ikisiyle de yolunu ayırır. Çünkü bu kez gönlünü şirketindeki yönetici kadınlardan birine kaptırır.