İKİ GAZETECİ, İKİ HUKUK: NEDİM ŞENER VE ŞAMİL TAYYAR
Sol gazetesi, haklarında yakın dönemde çeşitli davalar açılan Milliyet muhabiri Nedim Şener ve Star gazetesi yazarı Şamil Tayyar'ı karşılaştırdı.
İki gazeteci, iki hukuk
Yakın dönem içinde basın dünyasından iki gazeteciye açılan iki farklı dava, yandaş medyadaki demokrasi havarilerinin ikiyüzlülüğünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Ergenekon sanıklarının özel hayatları ile ilgili bilgileri köşe yazısına taşıdığı için ceza alan Şamil Tayyar yandaş medya tarafından koruma altına alındı. Hrant Dink cinayetinde emniyet teşkilatının ihmallerini yazdığı için cinayet zanlısı Ogün Samast´tan daha fazla ceza istemi ile yargılanan Nedim Şener ise aynı ilgiye mazhar olamadı.
Star gazetesi yazarı Şamil Tayyar, Ergenekon davasının sanıklarından Güler Kömürcü´nün özel yaşamı hakkında ayrıntılar içeren, soruşturmayla ilgisi olmayan telefon kayıtlarını içeren 12 Eylül 2008 tarihli "Hayırlı İşler Tuğrul Bey" ve 17 Eylül 2008 tarihli "Elinden geleni ardına koyma" başlıklı yazılarından dolayı mahkemelik olmuştu. Tayyar, Kömürcü´nün şikayetçi olması üzerine açılan davada "basın yoluyla hakaret" suçundan 2 bin 610 TL para cezasına, "haberleşmenin ve özel hayatın gizliliğini ihlal etmek" suçlarından da 1 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Mahkeme, suçun "basın yoluyla" işlenmesi sebebiyle cezayı önce yarı oranında artırarak 1 yıl 6 aya çıkarmış, sonra da iyi hal nedeniyle 1 yıl 3 aya indirerek ertelemiş ve Tayyar'ın 5 yıl denetime tabi tutulmasına karar vermişti. Buna göre Tayyar, 5 yıl içerisinde herhangi bir suç işlerse, bu suçtan aldığı 1 yıl 3 aylık cezayı çekmek için hapse girecek.
Aynı suçu iddianame de işliyor!
Tayyar, Güler Kömürcü ile Tuğrul Türkeş arasındaki telefon kayıtlarını ifşa ederek "haberleşmenin ve özel hayatın gizliliğini ihlal etmek"ten suçlu bulundu. Ancak bu ifşaat aslında Ergenekon davasının iddianame ekinde bulunduğundan, mahkeme kararı dosyayı hazırlayan savcının da aynı suçu işlediğine dolaylı olarak işaret etmesi açısından ayrıca önemli.
Ceza kararının ardından, Şamil Tayyar kendini mağdur ilan etti. "Darbe olacak, çok ağır hesap vereceksin, zindanlarda çürüyeceksin" diye tehdit edildiğini, öldürülme tehditleri aldığını yazdı. Bir röportajında dediğine göre AKP´den konu ile ilgili destek alamadığını açıklayan Tayyar´ı, patronu Ethem Sancak'tan Türk İş Başkanı Mustafa Kumlu'ya, CHP'den MHP'ye birçok kesim geçmiş olsun telefonlarıyla desteklemişti.
Taraf, Zaman ve Sabah'tan Tayyar'a destek
Birçok köşe yazarı da, gerçekleri açıkladığı için mağdur edilen bir gazeteci ilan ettikleri Tayyar´a desteklerini sundu. Taraf yazarı Alper Görmüş "Ergenekon sürecini durdurma sulandırma çabalarının bir parçası" olarak gördüğü kararın diğer gazetecileri de Demokles´in kılıcı gibi tehdit ettiğini savundu. Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, "Yargının kamuoyuyla paylaştığı dosyanın ceza davasına dönüştürülmesi yeni bir sansür anlamına gelir. Özel hayatın korunması kadar basın özgürlüğünün korunması da önemlidir" dedi. Sabah Gazetesi Başyazarı Mehmet Barlas da, "Basın özgürlüğü diye mangalda kül bırakmayanlar buna da tepki göstermeli. Şamil Tayyar Ergenekon konusunda iddianameleri en iyi inceleyen gazeteci. Bu çabasından dolayı ceza alması çok yanlış" diye yazdı.
Bugün Zaman´da yazan Mehmet Kamış ise, "7 bin 500 faili meçhul cinayetin olduğu neredeyse hepsinin dosyalarının kapatıldığı bir ülkede, bir gazeteci, Ergenekon denen örgütü deşifre edenlerden birisi olduğu için hapis cezası aldı" diyerek Tayyar´ı övdü ve davanın "özel hayatın gizliliğinin ihlali" ile ilgili olduğu ayrıntısını atladı. Kamış, cezanın ertelemesiyle birlikte yazarın 5 yıl adlî denetime tabi tutulması hükmünü ise "Tayyar'ın 5 yıl süresince Ergenekon'la ilgili bir şey yazmamasını sağlamak istiyorlar" diye yorumladı.
Kamış, yazısının devamında, zaten Ergenekon iddianamesinde geçen ve kamuoyuna açık hale gelmiş olan, yani ortalama bir vatandaşın herhangi bir internet sitesinde arama motoru ile bulabileceği bir bilgiden dolayı Tayyar'a hapis cezası verilmesini eleştirdi. Ancak Kamış, aslında bu ifadesi ile, cezaya konu olan suçun Tayyar değil de iddianameyi hazırlayan savcıya ait olduğunu ima etmiş oluyor.
Şener'in davası yandaş basında yer bulamadı
Öte yandan, 2009 yılında yayınlanan Hrant Dink cinayeti hakkındaki "Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları" adlı kitabı nedeniyle yargılanan gazeteci Nedim Şener´in ikinci duruşması dün görüldü. Nedim Şener´in duruşması, Tayyar´ın avukatı kesilen yandaş basında fazla yer bulamadı. Star ve Taraf gazeteleri ile Haber7 sitesi ajans haberine kısaca yer verirken, Zaman bu önemli gündemi görmemeyi tercih etti.
Emniyet Genel Müdürlüğü müdahil olmak istedi
Gazeteci Şener, kitabından dolayı Dink cinayeti işlendiği sırada Trabzon Emniyet Müdürü olan Ramazan Akyürek ile İstihbarat Dairesi´nde C Şube Müdürü olan Ali Fuat Yılmazer Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı ve İstihbaratçı Muhittin Zenit tarafından terör suçlarına bakan savcılığa şikâyet edilmişti. Şikâyet sonucu Şener aleyhinde, TCK´nın "kişiler arasındaki haberleşme gizliliğini ihlal etmek", "adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs" ve "devlet kurumlarına hakaret" maddelerinin ihlali gerekçesiyle 8 yıl hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. Davanın dünkü duruşmasında, Emniyet Genel Müdürlüğü kurum avukatlarını göndererek davaya müdahil olma talebinde bulundu. Mahkeme bu talebi reddederken, Nedim Şener, Emniyet´in talebini şaşırtıcı bulduğunu belirtti.
Şener hakkında Terörle Mücadele Yasası´na aykırılıktan 20 yıl hapis istemiyle açılan dava ise Ekim ayı sonunda görülecek. "Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları" isimli kitabında yer alan ve Milliyet gazetesinde yayımlanan Dink cinayetiyle Ergenekon sanıkları arasındaki bağlantıyı gösteren şemalar için üçüncü bir dava açıldı. Gizliliği ihlal iddiasıyla açılan davada Şener hakkında 4.5 yıl hapis cezası isteniyor. Bu dava ise 22 Aralık´ta Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi´nde görülecek. Milliyet gazetesinde yayımlanan "Ergenekon´da ikinci MİT´çi" haberi nedeniyle Şener hakkında "gizliliği ihlal" iddiasıyla yeni bir soruşturma da başlatıldı. Ergenekon kapsamında soruşturma geçiren MİT İstanbul Bölge Başkan Yardımcısı Özel Yılmaz´ın adını yazan Şener hakkındaki soruşturmayı Bakırköy Basın Savcılığı yürütüyor.
Şener'e istenen ceza Samast için istenenden fazla
Trabzon´da yargılanan jandarma personeli için istenen ceza 2 yıla kadar hapis. Görevi ihmal ettiği öne sürülen polisler ise valilikler izin vermediği için yargılanamıyor. Cinayetin faili olarak yargılanan Ogün Samast için 20 yıl isteniyor.
Nedim Şener, 2005´te çıkan "Fırsatlar Ülkesinde bir Kemal Abi" adlı kitabıyla Kemal Unakıtan´ın yolsuzluklarını derlemiş, 2009´daki Ergenekon Belgelerinde Fethullah Gülen ve Cemaat adlı kitabında ise Ergenekon belgeleri üzerinden cemaatin polis, bürokrasi ve asker teşkilatındaki örgütlenmesine dikkat çekmişti.
Zaman, "Ergenekon ve Gülen Cemaati" kitabından rahatsız olmuştu
Şener´in bu kitabı ile ilgili olarak Zaman´da iki hafta önce M. İlhan Atılgan imzalı "Gülen hakkında yazmanın dayanılmaz hafifliği" başlıklı bir yazı yayımlanmıştı. Yazıda, Nedim Şener´in 28 yıl hapis istemiyle yargılandığı hatırlatıldıktan sonra şu satırlara yer veriliyordu: "Pek çok meslektaşı üzen bu olaydan sonra, 'mağdur' Nedim Şener'in Ergenekon Belgelerinde Fethullah Gülen ve Cemaat adlı kitabını görünce, onun da "Fethullah Gülen" adını kullanmanın cazibesine kapıldığını düşünmeden edemedim. (...) Kitabı okudum ve iddialarının içini dolduramayan, kötü bir metinle karşılaştım. (...)Nedim Şener, özensiz bir kitaba imza atmış ve dersini iyi çalışmamış. Mesele bundan ibaret. Benim gibi kitabı merak eden okurlara içten bir hatırlatma: Ortada merak edilecek bir şey yok."
http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/iki-gazeteci-iki-hukuk-haberi-18670