06 Eki 2012 15:47 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:13

İKİ BAKAN GGC'NİN ÖDÜL TÖRENİNE KATILDI!

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nin ödül törenine katıldı.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, "Yüreğim umuttan yana. Barıştan, dostluktan, kardeşlikten yana" dedi.

Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nin (GGC), bu yıl, Van Depremi'nde hayatını kaybeden gazeteciler Cem Emir ve Sebahattin Yılmaz anısına düzenlediği Başarılı Gazetecilik Ödülleri'nin 27'incisi nedeniyle GGC Lokali'nde tören yapıldı.

Törende konuşan Bakan Eker, törenin Diyarbakır'da GGC tarafından özellikle de Van depreminde hayatını kaybeden Cem Emir ve Sebahattin Yılmaz'ın anısına düzenlenmiş olmasının ayrı bir önemi bulunduğunu, bu vesile ile tüm basın şehitlerine rahmet dilediğini söyledi.

Basın emekçilerinin zor şartlarda görevlerini yerine getirmeye çalıştığını ifade eden Eker, "Bir söz vardır, 'marifet iltifata tabidir, müşterisi olmayan mal zayidir' diye. Özellikle basın emekçilerinin ödüllendirilmesi, en azından marifetlerinin takdir edildiği anlamını verir. Eskiden gazetecilik vardı, yazı vardı. O faaliyet de kuşkusuz bir emek istiyordu ve emekçiler vardı, zordu. Sonra iş medya oldu, medya bussiness oldu. İşler biraz değişti. Ama kimin bakımından değişti- Medyanın sahipleri, patronları açısından değişti. Emekçiler için çok fazla bir şey değişmedi maalesef. Basın emekçileri, bugün de dün de zor şartlarda bu görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyorlar. Onları yürekten kutluyorum" dedi.

Türkiye'nin dün olduğu gibi bugün de sorunları olduğunu, gelecekte de bu sorunların olacağını ifade eden Eker, hayat devam ettikçe sorunların olmasının kaçınılmaz olduğunu, sorunların daha çok demokrasi, daha sivil bir anlayışla yönetilen daha sivil bir rejimle çözülmesinin mümkün olduğunu belirtti.

Eker, bunu inşa etmek, bu sorunları gidermek, bu rejimi bir şekilde restore etmenin herkesin görevi olduğuna dikkati çekerek, şöyle dedi:

"İktidarı, muhalefeti, sivil toplum kuruluşları, basını ile medyası ile hepimizin görevi. Nasıl ki tarihi eserleri restore ediyoruz, sistemimizin de bir şekilde restorasyona ihtiyacı var. Bunu yaparken iddiamız şu; Diyoruz ki; bunu barış içerisinde yapalım. Haksızlığa uğradığımızda, bir başka haksızlık yaratacak şekilde, bir saldırıyı bir başka saldırı ile bir yanlışı bir başka yanlış ile kafa göz yararak değil, Türkiye'de barışı kardeşliği kırmadan, dökmeden, birlikte inşa edelim. Hep beraber, Kürt, Türk, Arap, kim varsa bu topraklarda yaşayan. Bu akşam burada bu duyguların ifade edilmesi benim için anlamlı, önemli onun için umut verici olarak değerlendiriyorum. Çünkü bu topraklarda ne zaman umuttan bahsedilse, ne zaman umutlu bir konuşma olsa, arkasından maalesef yakın yıllarda acı olaylara şahit olduk. Ne zaman hayırlı bir adım atılsa, ne zaman geleceğe doğru önemli bir barış projesinden bahsedilse arkasından maalesef üzücü, menfur bir saldırı oluyor. Yüreğim umuttan yana,barıştan yana, dostluktan kardeşlikten yana."

Eker, konuşmasının sonunda, Kürtçe, "Hayır ve güzellik bulasınız, geceniz iyi, keyfiniz iyi, gönlünüz aydınlık olsun" dedi.

-"Artık bu coğrafyada tek bir insan yaşamını yitirmemelidir"-

Konuşmasına konuklara Kürtçe, "hoş geldiniz" diyerek başlayan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ise, birbirinden farklı siyasetlerin mensupları olarak, birbirinden farklı politik düşüncelerin yürütücüleri olarak aynı masanın etrafında buluşabilmeyi dilediğini söyledi.

Bugünden itibaren bu coğrafyada yeni bir süreç başlatılması dileğinde bulunan Baydemir, "Bugün Türkiye'ye baktığımızda Diyarbakır'dan Edirne'ye, Hakkari'den, Trabzon'a kadar bir medeniyetler beşiğinde yaşıyoruz. Çok dilli, çok kültürlü, çok inançlı bir toplum mozaiğinde yaşıyoruz. Neden bu kavga- Aynı rabbe inanıyoruz. İnancım o ki; sadece yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan da bir gün mesul olacak, hesaba tutulacağız" diye konuştu.

Artık bu coğrafyaya tek bir insanımızın bedeni düşmemelidir" diyen Baydemir, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Mensubu olduğum Kürt milleti kardeşçe, eşitçe kendi coğrafyasında birlikte yeni bir toplumsal sözleşme ile bir kardeşlik hukukunu yaratmaya çalışıyor. Artık bu coğrafyada tek bir insan yaşamını yitirmemelidir. El birliği ile kardeş kavgasını durdurabileceğimize inanıyorum. Barışçıl ve aydınlık bir geleceği birlikte kurgulayabileceğimize birlikte inşa edebileceğimize inanıyorum. Bugün yaşadığımız coğrafya 16 büyük devletin sonuncusu. Bu coğrafyanın hiçbir devletinde katı merkeziyetçilik yoktur. Hepsinin uzun ömürlü olmasının nedeni ademi merkeziyetçiliğe dayalı olmasıdır. Bir gün gelecek bu coğrafyada, Kürt'ü de, Türk'ü de, Laz'ı da, Çerkez'i de, Arap'ı da kardeşlik türküsü ve halayıyla kardeşlik kavgasını nihayete erdirecektir. Kim ki buna bir katkı sunar, bu yürek yangınını söndürürse, Allah binlerce kez ondan razı olsun. İnşallah bir gün hak ettiğimiz kardeşliği, dostluğu ve barışı bu coğrafyada yaşayacağız."

Daha sonra konuşan GGC Başkanı Veysi İpek de, gazeteciliğin zor bir meslek; bölgede gazetecilik yapmanın ise çok daha zor olduğunu ifade etti.

"Bugüne kadar pek çok arkadaşımız görevi başında yaşamını yitirdi, bazıları tutuklandı. Birçok arkadaşımız da yaralandı" diyen İpek, bu yıl ki ödülleri ithaf ettikleri Cem Emir ve Sebahattin Yılmaz'ı da böyle kaybettiklerini, kısa bir süre önce de Anadolu Ajansı Diyarbakır kameramanı Ümit Özdal'ın Bingöl'de çıkan sokak olayında kafasına isabet eden cam parçalarıyla ağır yaralandığını belirtti.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın gazetecilerin yıpranma haklarının teslim edilmesi için gösterdiği çabanın kendilerini heyecanlandırdığını dile getiren İpek, 4. Yargı Paketi'nde ele alınması planlanan basın özgürlüğü kapsamındaki tasarının, gazeteci örgütlerinin fikirleri alınarak hazırlanması ve yasalaşmasının en büyük dilekleri olduğunu belirtti.

İpek, bölgeden acı haberler servis ettiklerini, bundan sonra haberlerde sevgi, kardeşlik, barış ve hoşgörüyü paylaşmak istediklerini sözlerine ekledi.