İĞRENÇ BİR ADAM! KAFASINDAKİ TAHTALARDAN BİRİ EKSİK!
Hürriyet yazarı Ayşe Arman, Erol Köse ile ilgili zehir zemberek bir yazı kaleme aldı.
Erol Köse için, "O insanlara mı acıyalım, bu adama mı?" diyen Ayşe Arman, "Bence, kafasındaki tahtalardan biri eksik. Hasta yani. Yoksa insanların senden iğrenmesinden hoşlanmanın başka bir açıklaması olabilir mi? Kaybedecek hiçbir şeyi olmadığını düşünenler ancak bu kadar alçalabilir." şeklinde tepkisini köşesine taşıdı.
İşte Arman’ın o yazısı...
İğrenç adam ve sağduyulu Cengiz
KABUL edelim.
İğrenç bir adam.
Ona buna sataşıyor, iftira atıyor. Bana da attı. Ama ben diğer iftira attığı insanlar yanında devede kulak kalırım. Giydirmediği, diline dolamadığı, çamur atmadığı kimse kalmadı. Zaten beni düşündüren bu. Kafası çalışsa, böyle her önüne gelen saldırmaz. Hedefler seçer kendine, üç-dört kişiyle sınırlar, daha inandırıcı olur.
İnandırıcılığı yok. Saygınlığı yok. Herhangi bir sevimliliği yok.
Twitter’da takip ediliyor olmak, reyting sahibi olmak demek mi? Ediliyor olsa kaç yazar?
Bu, gerçekten insanı mutlu eder mi? Takip edilmesinin sebebi kötülük saçması mı?
Eğer böyleyse durum daha vahim demektir.
O insanlara mı acıyalım, bu adama mı?
Çünkü sadece gündeme gelmek için böyle davranmayı benim aklım almıyor. Bence, kafasındaki tahtalardan biri eksik. Hasta yani. Yoksa insanların senden iğrenmesinden hoşlanmanın başka bir açıklaması olabilir mi? Kaybedecek hiçbir şeyi olmadığını düşünenler ancak bu kadar alçalabilir. Çünkü her şeye rağmen sevilmek ve onaylanmak istiyoruz şu hayatta. Tersi için bu kadar çabalamayı anlamak mümkün değil.
Ayrıca her mahkemeye verildiğinde, “Onları ben yazmadım, benim adımı kullanan birileri yazmış” demesi utanç verici değil mi? Bunu durduran, seven, kafasını okşayan, “Yapma evladım!” birileri de mi yok?
Kimileri dava etti, kimileri ciddiye bile almadı. Ama bekliyordum sonunda bir şey olacak, karşısına “Hadi len” diyen biri çıkacak ve yumruğu patlatacak.
Hadi itiraf edelim, hiçbirimiz üzülmedik. Çoğumuz, içimizden “Çoktan hak etmişti!” bile dedik. Ben dedim.
Cengiz Semercioğlu, “Onun gibilere tahammül etmeyi öğrenmemiz gerekiyor, sosyal medya böyle bir şey, kendi starlarını yaratıyor” diye yazmış.
Ama işte birileri de çıkıyor, “Başlarım sana” diyor, adamı dövüyor.
Ya en az kendisi kadar kafadan kontak birine denk gelirse ve başına daha fena bir şey gelirse...
Bir yerde kontrol mekanizmasını insanın devreye sokabilmesi gerekiyor. Yoksa sosyal medya, sadece özgürlüğün sesi değil kötülüğün de sesi oluyor.
Cengiz hakkında, “Bir erkekle çekilmiş çıplak fotoğrafları var” dese ya da “Karısının başka bir erkekle yatakta fotoğrafları var” dese, Cengiz aynı sakinliği gösterecek ve “Sosyal medya kendi starlarını yaratıyor, tahammül etmemiz gerekiyor” diyebilecek mi bakalım?
Kendisi hakkındakilere gülüp geçebilir...
Ya karısı hakkındakilere...
Her gün üst üste gelse bu tweet’ler...
Merak ediyorum ne yapar...
Başımıza gelmeden sosyolojik tahliller yapmak kolay!