İçişleri Bakanlığı'ndan Faruk Bildirici'ye tepki!
İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı, Bakanlık Konferans Salonu'nda düzenlediği "Aylık Basın Bilgilendirme Toplantısı"nda isim vermeden Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici'nin "Öldürüldüğü açıklanan PKK'lı canlandı itirafçı oldu!" başlıklı yazısını eleştirdi.
İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, haziran ayında kırsalda 11 bin 914, terör örgütlerinin şehir yapılanmasına yönelik de 1456 iç güvenlik operasyonu düzenlendiğini belirterek operasyonlarda 92 teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.
İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı, Bakanlık Konferans Salonu'nda düzenlediği "Aylık Basın Bilgilendirme Toplantısı"nda isim vermeden Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici'nin "Öldürüldüğü açıklanan PKK'lı canlandı itirafçı oldu!" başlıklı yazısını eleştirdi.
"Etkisiz hale getirilme" kavramı ile ilgili geçen günlerde şaşırtıcı bir manipülasyonla karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Çataklı, "Bir köşe yazarı, bizim daha önce 'etkisiz hale getirildi' olarak duyurduğumuz bir teröristin itirafçı olmasını bir çelişki olarak yansıtmış, bunun ölü olması gerektiğini ifade etmiş. Devletin terör terminolojisinde etkisiz hale getirilmiş terörist, ölü, yaralı veya teslim olmuş terörist demektir. Yani eylem yapamayacak durumdadır" dedi.
Bazen basın açıklamalarında etkisiz hale getirilen terörist sayısının verildiğini, detaylarında ise ölü, yaralı ve teslim sayısının paylaşıldığını aktaran Çataklı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Etkisiz hale getirilmiş terörist mutlaka ölü terörist olmalıdır diye bir iddiada bulunmak, buradan kurumlarımızı suçlayıcı bir neticeye ulaşmaya çalışmak bizim açımızdan iyi niyetli bir yaklaşım değildir. Üzücü olan şudur; Türkiye terörle mücadele ediyor, birileri de terörle mücadeleyle mücadele ediyor. Eğer bir çelişki varsa bize göre buradadır. Kendini bu ülkeye ait hisseden hiç kimsenin bu ülkenin terörle mücadelesine gölge düşürecek, bu mücadeleyi veren kurumların moralini bozacak veya şevkini kıracak tavırlar içinde bulunmaması gerektiğini düşünüyoruz.
Ülkemizin jandarmasıyla, polisiyle, güvenlik korucusuyla, silahlı kuvvetleriyle verdiği bu mücadeleden rahatsız olan dış mihrakların, mahfillerin varlığı elbette bizlerin malumu ancak içeriden bazı insanları bu mahfillerin yanında görmek bizleri üzmektedir."
Bildirici: Neden itiraz etmediniz Sayın Çataklı?
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, "Öldürüldüğü açıklanan PKK'lı canlandı itirafçı oldu!" başlığıyla kaleme aldığı yazısına yanıt verdiğini ifade ettiği İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı'ya, "Peki öyleyse 'Fırat Şişman öldürüldü' haberlerine neden itiraz etmediniz Sayın Çataklı? 'Fırat Şişman öldürüldü' yazan gazeteciler düzeltme yayımlayacak mı?" diye sordu.
Bildirici ne yazmıştı?
Bildirici, 30 Haziran 2021 tarihinde yayımlanan "Öldürüldüğü açıklanan PKK'lı canlandı itirafçı oldu!" başlıklı yazısında, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 8 Nisan’a yaptığı basın toplantısındaki, "7-8 Nisan 2021 tarihleri arasında yapılan Eren-10 Operasyonunda etkisiz hale getirilen teröristlerden birinin sözde Botan Saha Sorumlusu olarak faaliyet gösteren ve İçişleri Bakanlığı Terör Arananlar Listesinde 10 Milyon TL ödülle 'Kırmızı' kategoride aranan 1996 yılı Bitlis katılımlı Özgür Gabar (K) Fırat Şişman adındaki terörist olduğu tespit edilmiştir" açıklamasının ardından gazetecilerin Fırat Şişman’ın “öldürüldüğünü” açık açık yazdıklarına dikkati çekmişti.
Ardından 4 Mayıs’ta İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı’nın 4 Mayıs’ta bakanlıkta düzenlediği “Aylık Basın Bilgilendirme Toplantısı”nda operasyonlarla ilgili bilgi verirken Fırat Şişman’ın “yaralı olarak ele geçirildiğini” söylediğine dikkati çeken Bildirici, "1.5 ay kadar sonra da yine İçişleri Bakanlığı açıklamalarıyla aniden medyayı Fırat Şişman’ın itirafçı olduğu haberlerinin kapladığını" yazmıştı.
"Gördüğüm kadarıyla, daha önce Fırat Şişman’ın öldürüldüğünü yazan medyadan şimdi nasıl olup da canlandığına dikkat çeken olmadı" eleştirisi getiren Bildirici, "İçişleri Bakanlığı hem gazetecileri hem de kamuoyunu yanıltmış oldu. Üstelik böyle bir yönteme başvurulduğu sonradan kabul edilerek kamuoyundan özür de dilenmedi, düzeltme de yapılmadı" demişti.