İÇİŞLERİ BAKANLIĞI SORDU DİYANET YANITLADI! YOGA CAİZ MİDİR?
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayınladığı fetvalar ve sorulara verdiği cevaplar dikkat çekiyor.
At, kanguru ve porsuk gibi hayvanların etlerinin helal olup olmadığı konusunda daha önce mütalaa hazırlayan Diyanet İşleri Başkanlığı, bu kez, 'eşek sütü'nü araştırdı. 'Eşek Sütü Kullanımının Dini Hükmü' başlıklı konuya ilişkin Din İşleri Yüksek Kurulu üyeleri çalışma yürütürken, Diyanet’in fetva biriminin yorumu, eti yenmeyen hayvanların sütü gibi yan ürünlerinin de sağlık gibi mecburiyetler dışında yenilemeyeceği yönünde.
EŞEK SÜTÜ
Diyanet İşleri Başkanlığı,
TBMM’ye gönderdiği 2014 yılı Bütçe Tasarısı’nda ilginç
çalışmalarına yer verdi. Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Prof. Dr.
Ahmet Yaman tarafından, 'Eşek Sütü Kullanımının Dini Hükmü'
başlıklı bir çalışma yürütüldüğünü dile getiren Diyanet, ilk
çalışmayı yetersiz bularak yeni bir düzenleme kaleme alma çalışması
yapıldığını kaydetti. Milliyet’in ulaştığı Diyanet’in fetva birimi,
eti yenmeyen hayvanlarının sütünün tüketilmesinin de sözkonusu
olamayacağını belirtirken, eşek sütünün zaruret halinde sıkıntıyı
giderinceye kadar tüketilmesinin caiz olduğu yorumunu yaptı.
YARDIMLAŞMA USULÜ İLE EV EDİNME
Fetva
birimi, sağlık sorunu gibi kritik konularda başka imkan bulunmaması
halinde eşek sütünün sınırlı olarak kullanılabileceğini
değerlendirdi. Bütçe tasarısında, üzerinde çalışılan bir başka
konunun ise, 'yardımlaşma usulü ile ev ve araba edinme sistemi'
olduğu vurgulandı. Bu yolla mal edinmenin dinen sakıncalı olup
olmadığı konusundaki yoğun başvurular üzerine sözkonusu sistemi
masaya yatıran Diyanet İşleri Başkanlığı, dini hüküm belirlenirken
yanlış yapılmaması gerekçesiyle devletin ilgili diğer kurumlarından
uzmanları çağırarak görüş aldı.
Diyanet’in fetva birimi, genel kanaat olarak bu sistemle ev ve araba sahibi olmanın dinen bir sakıncası olmadığını, ancak bankalarda olduğu gibi vatandaşlardan dosya masrafına benzer para alınmasının dine uygunluk açısından sıkıntı yarattığını kaydetti.
YOGA SORUSU
Bütçe tasarısında, çalışma
yürütülen çarpıcı bir başlığın ise İçişleri Bakanlığı’nın başvurusu
üzerine gerçekleştirildiği belirlendi. İçişleri Bakanlığı,
Diyanet’e, 'yoga merkezlerinin' dinen uygunluğunu sordu. Diyanet
İşleri Başkanlığı ise, Din Hizmetleri ve Eğitim Komisyonu’nun bu
konuda görevlendirerek yapılan müzakereler çerçevesinde bir metin
hazırlaması talimatı verdi. Diyanet, resmi yanıt hazırlığını
sürdürürken, kurumun fetva birimi, yoganın dini kurallar
gözetilerek spor amaçlı yapılabileceğini, ancak dini misyon
yüklenilmesi halinde sakıncalı olduğu yorumunu yaptı.
Bir vatandaşın sorusunu cevaplandıran Yüksek Kurul, 'Taraflardan bir kimsenin kazanıp diğerinin kaybetmesi esasına dayalı tüm oyunlar haram kılınmıştır. Bir taraf karşılıksız olarak kaybederken, diğer taraf da hak etmeden kazanmaktadır. Bu özellikleri taşıyan lades oyunu da bir tür kumar niteliğindedir' ifadelerini kullandı.
LADES, HEM CAİZ HEM DEĞİL
Lades; topluma mal
olmuş, daha çok çocuklar arasında oynanan bir oyun. Lades,
tutuşacak olan iki kişiden biri, eline tavuğun göğsünden çıkan
çatal şeklindeki lades kemiğini alır, bir ucundan kendisi tutar,
öbür ucunu karşısındakine tutturur ve ardından karşıdaki kişiye bir
şey verir ve böylece oyun başlamış olur. Kendisine bir şey verilen
kişi bunu, 'Aklımda' diyerek alabilir. Bu durumda kaybetmemiş olur.
Eğer, 'aklımda' demezse diğer kişi 'Lades' diyerek oyunu bitirir ve
kazanmış olur. Çoğu zaman aile içinde veya arkadaşlar arasında
sadece eğlenceli zaman geçirmek ve muhabbete vesile olsun amacıyla
oynanan ladeste kaybeden tarafın, kazanan tarafa çok küçük de olsa
bir şey vermesinin caiz olmadığı bildirildi.
Toplumda yaygın olarak oynanılan ladesin helal olup olmadığını merak eden bir vatandaş Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'na 'Unutturmaya dayalı olarak oynanan lades caiz midir' sorusunu yöneltti. Konuyu enine boyuna değerlendiren Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı Dini Soruları Cevaplandırma Platformu, resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada, ladesin caiz olmadığına hükmetti.
Platformdan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: 'Taraflardan bir kimsenin kazanıp diğerinin kaybetmesi esasına dayalı bütün şans oyunları kumar kapsamında değerlendirilip haram kılınmıştır. Zira bir taraf karşılıksız olarak kaybederken, diğer taraf da hak etmeden kazanmaktadır (İbn Nüceym, el-Bahrü'r-raik, XXII, 381; İbn Abidin, Reddu'l-muhtar, VI, 403). Bu özellikleri taşıyan lades oyunu da bir tür kumar niteliğindedir. Kumar niteliğindeki uygulamalara çeşitli isimler verilmesi, yasaklık hükmünü değiştirmez (İbn Kudame, el-Muğni, IV, 194). Bu sebeple kaybedenin kazanana bir şey vermesi şartı ile lades oyunu oynamak caiz değildir. Böyle değil de sadece eğlence maksadı ile oynanmasında ise bir sakınca yoktur.'
OLGUNLAŞMAMIŞ SEBZE, MEYVEYİ SATMAK CAİZ
DEĞİLDİR
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek
Kurulu, henüz olgunlaşmamış sebze ve meyvenin satışının da caiz
olmadığını bildirdi. Vatandaşın sorusuna sanal alemden cevap veren
kurul, 'İslam alimleri, Hz. Peygamber'in (s.a.s.) meyvesi
olgunlaşıncaya kadar hurmanın, danesi beyazlaşıp afetten emin
oluncaya kadar da ekin satışını yasaklamasını (Müslim, Buyu', 13)
gerekçe göstererek henüz olgunlaşmamış, kendisinden insan yiyeceği
veya yem olarak yararlanılacak durumda olmayan sebze ve meyvelerin
satışını caiz görmemişlerdir. İnsanlar için yiyecek, hayvanlar için
de yem olarak kullanılabilecek durumda olan sebze ve meyvelere
gelince; bunların henüz olgunlaşmadan satışı caizdir. Zira bu
durumdaki sebze ve meyveler, kendilerinden yararlanılan (müntefeun
bih) ve değeri olan (mütekavvim) bir mal olarak kabul edilir
(Mevsıli, el-İhtiyar, İstanbul, ts. II, 182-183)' açıklamasında
bulundu.
Bütçe tasarısında Dini Konuları İnceleme ve Soruları
Cevaplandırma Komisyonu’nun günlük ortalama telefonla 150-200,
e-maille 300-450 ve mektupla 10-15 soruya yanıt verdiği
belirtildi.