İçişleri Bakanı Soylu hakkındaki gensoru
- İçişleri Bakanı Soylu: (2)- "Kemal Kılıçdaroğlu 17 Eylül 2015'te buz gibi yalan söyledi. 'O rezidansın Ataşehir Belediye Başkanı ile ilgisi yok, varsa da ben bilmiyorum' dedi. Sizce de bilmiyor mu?"- "Daha, Erkan Karaarslan işi çıkmadı, onlar çıkacak. FETÖ ilişkisinin nasıl olduğunu...
TBMM (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Kemal Kılıçdaroğlu 17 Eylül 2015'te buz gibi yalan söyledi. 'O rezidansın Ataşehir Belediye Başkanı ile ilgisi yok, varsa da ben bilmiyorum' dedi. Sizce de bilmiyor mu?" ifadelerini kullandı.
Soylu, TBMM Genel Kurulunda, CHP'nin, hakkında verdiği gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmamasına ilişkin görüşmelerde yaptığı konuşmada, Kılıçdaroğlu'nun yeni bir iddia ortaya atarak, "Şimdi İçişleri Bakanı'nın saydığı unsurların tamamından belediye başkanımız hakkında daha önce soruşturma açılmış ve takipsizlik verilmiştir." dediğini anımsattı.
CHP'ye açık çek verdiğini ve "eğer bu doğruysa hemen istifa edeceğini" söylediğini belirten Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hadi biriniz çıkıp deyin ki 'Hayır, sen yalan söylüyorsun, Genel Başkanımız doğru söylüyor.' Ben buradan şu anda gitmeye hazırım. 11 dosya savcılıkta, 2 dosya mahkemede, 3 dosya da idari soruşturmada. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığında yürütülen ve bizim Battal İlgezdi'yi almamıza konu olan 11 tane Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığında mahkeme yürüyor. Yetmedi, 3 tane de idari soruşturma ve kovuşturma var. Bu kovuşturmalardan bir tanesi haksız mal edinme, bir tanesi de görevi kötüye kullanma. Davanın bir tanesi bugündü.
Bakın ben hata yaptım. Niye hata yaptığımı söyleyeyim mi? Savcı tarafından, onun kamu görevi yapmayacağına ait iddia ettiği karar ağustos ayında verildi. Ben ağustos ayından beri maalesef Kato'da, Herekol'da yiğitlerimizin yanında terörle mücadele ettiğimden dolayı 3 ay, 4 ay geciktim, özür diliyorum milletimden."
- "Bak, küfürlü konuşma"
Soylu, kendisine laf atan CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker'e, "Bak, küfürlü konuşma, bak, küfürlü konuşma." karşılığını verdi.
Erguvan Barış Parkı'nın, meselelerden biri olduğunu anlatan Soylu, şunları söyledi:
"Kendi kurduğu sitenin önündeki parka, 670 metrekare büfe ve kafeterya yapma izni veriyor. Sonra 3 bin metrekareye çıkartıyor. Sonra o kafeteryanın yerine 4 lüks restoran yaptırıyor. İmar durumu uygun olmayan bir yere, Belediye Meclisinden ihale kararı aldırıyor. Büyükşehir Belediyesi imara aykırılığı bildirmesine rağmen gerekli işlemleri yaptırmıyor.
18 gün sonra Buz Rezidans'taki ortaklarına Buz İnşaat şirketini kurduruyor. Yeri 3 bin metrekareye çıkardıktan sonra, bir yılda 1,5 milyon liraya kiraya vererek haksız kazanç sağlıyor. 18 yıl haksız kazancın bedeli 25 milyon lira. Biz haksız iş yapmayız. Kılıçdaroğlu'nun 'suç yok' dediği dosya... Şu anda mahkemede, kamu haklarından yoksun bırakılması ve haksız mal edinme suçu ortaya koymaya çalışılıyor."
Süleyman Soylu, yanlışlık, eksiklik ve haksızlık olmaması, mağduriyet oluşmaması için dosyaları tek tek inceleyerek ortaya koyduğunu bildirdi.
Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi'nin, imar mevzuatı ile ilgili dosyada, "Ben suç işlemedim, ancak hakkımda beraat verilmeyecekse hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını kabul ediyorum." dediğini kaydeden Soylu, "Herkes mahkemelerde feryat eder, 'Ben suç işlemedim' diye; ancak suçu alacağını görüyor ve 'hükmün ertelenmesinin geriye bırakılması...' diyor." ifadesini kullandı.
Bakan Soylu, şöyle konuştu:
"Burada her şey var, ortak var, imar komisyonu var. Men dakka dukka, çalma kapımı çalarlar kapını. Özhaseki'ye iftira ettiler, 'Kızının dairesi var' dediler, çıkmadı ama burada çıktı. Biz aileye girmeyiz. Bak bu yanlış bir iştir. 'İmar Komisyonu Başkanının 400 dairesi var' dediler. Adamın kendi eliyle verdiği ve kat karşılığı aldığı 4 daire sebebiyle, '400 dairesi var' dediler. İmar Komisyonu Başkanı burada malı götürmüş belediye başkanı ile beraber. Men dakka dukka, çalma kapımı çalarlar kapını.
Yetmedi, size bir ibret belgesi daha gösteriyorum. Nurhan Kahvecioğlu. Kim bu kadın? Buz Rezidans'ta o belediyeden yerin alınmasını temin edebilmek için, belediyenin oradaki arazisini yüzde 50 daha ucuza alabilmesi için üstüne verilen. Ama ifadesi var ya 'Devlet, işini sağlam kazığa bağlar.' İfadesinde ne diyor biliyor musunuz? 'Devir sonrası Büyük Uzunlar'dan alınan parayı ben görmedim, ne olduğunu bilmiyorum, ne para geldi ne de para gitti.' Ben sizi kurtarmaya çalıştım. Defalarca 'Bu işin arkasında durmayın' dedim. Tamamen palas pandıras bu işin içerisine girdiniz."
Soylu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun 17 Eylül 2015'te "buz gibi" yalan söylediğini, "O rezidansın Ataşehir Belediyesi ve Belediye Başkanı ile ilgisi yok, varsa da ben bilmiyorum." dediğini ifade etti.
"Sizce de bilmiyor mu?" diye soran Soylu, "Daha, Erkan Karaarslan işi çıkmadı, onlar çıkacak daha. Bu FETÖ ilişkisinin nasıl olduğunu göreceksiniz. Hani bir kuruş diyor ya bir kuruş, bir kuruş varsa... Arkadaşlarımız tespit ettiler. Evin hemen yanındakinin 2012 yılındaki fiyatı... 300 bin lira kredi alıyor, topraktan, daha hiçbir şey yokken. 2014 yılında dairenin fiyatı 495 bin lira." dedi.
Bakan Soylu, CHP'li belediye meclis üyelerinin "Bu okulda yanlış var." diyerek savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu belirterek, "Kime yaptırmış bu okulu? Eniştesi Nurettin Şahin'e. Ne olarak yaptırmış? Daire olarak yaptırmış. Sonra bunun imarı olmuş mu, herhangi bir ruhsatı verilmiş mi? Büyükşehir Belediyesi 'verme' demesine rağmen burada her türlü tezgah hem de 'yıkıyorum' mazereti adı altında kullanılmış ve gerçekleştirilmiş. Milyon dolarlık rant söz konusu." diye konuştu.
"Ben İçişleri Bakanı olacağım ve bu meselelere girmeyeceğim. Öyle mi?" diyen Soylu, "AK Parti'nin 9 tane seçilmiş belediye başkanı görevden alınacak, CHP'nin 3 tane belediye başkanı alınacak; sizin bir tane belediye başkanınız görevden alındı diye, siz İçişleri Bakanı'nın kellesini isteyeceksiniz. Öyle mi adaletiniz sizin?" sözlerini kullandı.
- "Biz kimseyi tehdit etmedik"
İçişleri Bakanı Soylu, CHP'lilerin laf atması üzerine, "Biz kimseyi tehdit etmedik. Trabzon'da Ortahisar kongresinde söylediğim söz; bütün bunları söyledikten sonra söylediğim söz şudur; 'Sen yolsuzluk marketinin önünde çektirdiğin fotoğrafla, sen bittin artık.' Bu, siyaseten bir terimdir. Ertuğrul Özkök'ün kayığına binmeyin, Doğan Holding'in kayığına binmeyin, başkasının kayığına binmeyin." değerlendirmesinde bulundu.
"Hani bana söylüyor ya CHP-FETÖ ilişkisini." ifadesini kullanan Soylu, sözlerini bazı pankartlar göstererek sürdürdü.
"Bu Türk Solu dergisi. Ben Türk Solu dergisini bilmem, sizin mahalle daha iyi bilir." diyen Soylu, dergideki, "13 Nisan 2009. CHP 11 Nisan'da Parti Meclisi toplantısında kurultaya gitme kararı alıyor. Ancak Doğan medyanın da Fetullahçıların da hedefi çok daha büyük. İlk kurultay için hedeflenen, Baykal'ın düşürülüp Kılıçdaroğlu'nu genel başkanlığa -biraz önce bir yamak bağırıyordu orada- o yamağın patronu olan. Gürsel Tekin'in de yardımcılığa getirilip Karayalçın'ın başdanışman yapılması. CHP tabanına virüs verilmiştir, bu virüs hızlı ilerlemez. Amerika'nın, büyük medyanın ve elbette Fetullahçıların istediği CHP ortaya çıkacaktır. Ama bu darbe Baykal'a yapılıyor sanmayın, asıl darbe CHP tabanına..." sözlerini okudu.
Soylu, bunun aynısını Onur Öymen'in de söylediğini, "2008 ve 2009 yıllarında ben bu projeyi Baykal'a da anlattım, Kılıçdaroğlu'na da anlattım." dediğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Ne menemdir ki kaset kumpası bundan sonra geliyor. Benden FETÖ'cü çıkmaz da ben FETÖ'ye sığmam da siz FETÖ'nün içine girmişsiniz, tabi olmuşsunuz, emir eri olmuşsunuz. Amerika'ya gidiyorsun. Amerika'ya gittiğin tarih 17-25 Aralık'tan sadece ve sadece 6 gün evvel. Kime gidiyorsun? Faruk Taban'a gidiyorsun. Ne istiyorsun? 'Cemaat bize oy verirse çok memnun oluruz, çok seviniriz' diyorsun. Hangi ilişkileri ortaya koydunuz? Neyi ortaya koydunuz? O 2008, 2009'dan beri hangi süreci gerçekleştirdiğiniz çok net ortadadır."
Soylu, CHP'ye yönelik, "Man Adası siyasetini bunun için çıkardınız. Bu ülkenin istiklalini, geleceğini, demokrasisini, hedeflerini örtbas edebilmek için ortaya konulan bir tuzağın oyuncağı haline geldiniz. Ne İmralı'dan ne Yassıada'dan ne de herhangi bir Man Adası'ndan size medet umdurmaz bu millet, umdurmayacak." dedi.
CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım'ın, "Man Adası'ndan para geldiğini Sayın Bülent Turan kabul etti." sözleri üzerine Bakan Soylu, "Hiçbir yerden para gelmedi. O parayı ispat etmezseniz namertsiniz. O parayı ispat edeceksiniz, kıvırmayacaksınız. 'Yok şirket, yok vergi kaçakçılığı, yok şu, yok bu' kıvırmayacaksınız. Bakın, bu sefer sert kayaya çarptınız." sözlerini kullandı.
- "Tuzun kokmadığına inanıyoruz"
Sataşma gerekçesiyle kürsüye gelen CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, 200 küsur belediyeleri bulunduğunu, hepsine müfettiş gönderilebileceğini, bunlarda bir sorun bulunmadığını söyledi.
"Bir bakanlık, görevden uzaklaştırdığı belediye başkanına ilişkin 3 defa internet sitesinden açıklama yaparsa, bir eksiği vardır." diyen Altay, "Man, Buz ile örtülmez ama Allah'tan korkun. Man ile intikam almak için mesnetsiz iddialarla CHP'li belediyelere saldırmakla bir şey çözmezsiniz. Her şeye rağmen tuzun kokmadığına inanıyoruz". ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise Soylu'nun sorularına cevap vermediğini belirterek, "Sayın Bakan tarih önünde mahcup olacaktır." diye konuştu.
Görüşmelerinin ardından Bakan Soylu hakkındaki gensorunun gündeme alınmasına ilişkin önerge reddedildi.
TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, birleşimi, 9 Ocak Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere kapattı.
(Bitti)