25 Eki 2016 13:02 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:37

"İçerde"nin senaristi tanıdık çıktı! Her dönemin adamıymış!

‘Köstebek’ (The Departed) filminden uyarlanan ve son günlerde adından sıkça söz ettiren Show TV'nin yeni dizisi "İçerde"nin senaristi tanıdık çıktı.

Cemaat karşıtı göndermeleriyle de dikkat çeken dizinin senaristi, daha önce STV'nin tartışmalı dizisi "Kollama"yı yazan Ertan Kurtulan olduğu ortaya çıktı.

Şu anda Cemaat karşıtı çizgisiyle ve "inlerine gireceğiz" gibi göndermelerle dikkat çeken "İçerde" dizisini kaleme alan Ertan Kurtulan, bir dönem MHP kasetleri ve Zekeriya Öz'ün görevden alınması gibi olayları "önceden bilmesiyle" dikkat çeken Cemaat'in "Kollama" dizisinin senaristliğini yapıyordu.

Ertan Kurtulan, yine STV'de yayınlanan "Büyük Buluşma" dizisinin yanısıra, Poyraz Karayel ve Deli Yürek gibi dizilerin de senaristliğini üstlendi.

Enis Aydın, "her dönemin adamı" olmayı başaran senarist Ertan Kurtulan'ın ilginç bağlantılarını yazdı.

İşte Aydın'ın kişisel blog sitesinde kaleme aldığı o yazı:

Martin Scorsese’in 2006 Akademi ödüllerine damgasını vuran “Departed” filmi, polis ve mafyanın birbirine sızdırdıkları muhbirler üzerinden geçen savaşını konu edinmişti. “Internal Affairs” yapıtından esinlenmesiyle orijinalliği üzerinden yapılan ağır eleştiriler, hatta doğrudan kınamalar dahi 4 dalda Oscar almasına engel olamadı. Suç&drama sınıfının “Yin yang tarzı” denen belki de en sürükleyici teması popüler hale gelmişti.

5. bölümü geride bırakan İçerde dizisi bu formatla Türkiye’de reyting rekorları kırmaya başladı bile. Uyarlama bir yana; yeniden ele alınan yapıtın ismini Türkçeye çevirmeye “zahmet edilen” proje standartlarının (Umutsuz ev kadınları, Tatlı küçük yalancılar) çok üstünde bir çalışma olduğunu söylemek gerekir.

Klasik pro-polis yapıtlara nazaran daha hafif hissedilen devletçi koku dışında; diyaloglarda yapılan göndermeler arasında en çok Yusuf müdürün “inlerine gireceğiz” diye haykırması dikkat çekiyor. İzleyicilerin bu ayrıntılardan yola çıkarak kafalarında ilk bağdaştırdıkları şey ise Türkiye’nin mevcut at izinin it izine karışmış hali.

Hakikaten durum öyle, eminiz ki dizinin senaristi Ertan Kurtulan’ın tek esin kaynağı Departed ve benzeri yapıtlar değil. Telefonundan Bylock uygulaması çıkan FETÖ davası savcı/hakimlerinin olduğu Türkiye’de bu senaryoyu yazmak için ilham perilerine gerek yok. Hele Ertan Kurtulan’ın bunlara hiç ihtiyacı yok. Çünkü senaristin kendi hikayesi başka bir örneğe ihtiyaç bırakmamış olabilir.

Hikâyeyi en başa sarmamız gerekiyor… Gelin birlikte Kurtulan’ı Google’a yazalım:

Son üç yılda Poyraz Karayel, Gecenin Kraliçesi gibi büyük projelere imza atmış Kurtulan’ın 2013’ten önceki kariyerine baktığımızda karşımıza 10 yıllık bir STV macerası çıkıyor. Deli Yürek tecrübesini de atlamamak lazım. Buraya kadar her şey normal. Fakat gariplikler Kollama dizisiyle beraber başlıyor.

Kollama; Samanyolu televizyonunun operasyonel yayın geleneğinin dizi sektöründeki ilk örneklerinden. Estetik kaygısı sıfırın altında. Hikâyede iki kahraman polis ve bir yürekli savcı, tüm kötülüklerin anası “Erkenkonducularla” hukuk içinde mücadele ediyor. Evet, oluşturulan karakterlerde de Ergenekon davasındaki isimlerle aynı şekilde benzerlik kurmak zor değil.



Savcı Zeki Yahya, Erkenkonducuların hapse girdiği Sivritepe, kalpaklı yaşlı adam Kaya Minik… Kürt CCK’liler… Neredeyse her şeyin parodisi diziye uyarlanmış. Biraz daha incelendiğinde kişi ve kurumlar gibi olay örgüsünün de gerçek olaylara paralel gittiği anlaşılıyor. Bir de kronolojik bakarsak Ertan Kurtulan sadece senarist değil, bir kâhin oluveriyor:

– 18 Mart 2011’de yayınlanan 120. Bölüm’de Baron ile Kaya Minik arasında, bazı siyasilerin kasetlerinin yayınlanmasıyla alakalı ilginç bir diyalog geçiyor. (“Deniz”lerin kurutulması ifadesine dikkat)



– Tam bir ay sonra, MHP’yi sarsan kaset skandalı yaşandı. Parti lideri Devlet Bahçeli istifalar sonrası Okyanus ötesi ifadesi kullanarak cemaati işaret etti.

– 25 Mart 2011’de yayınlanan 121. bölümde süper savcı Zeki Yahya, Erkenkonducuların sarışın bir kadınla kurduğu kumpasa kurban giderek görevden alınıyor.



5 gün sonra 30 Mart’ta ise Savcı Zekeriya Öz özel yetkileri alınarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine atandı.

Bu ilginç rastlaşmalar kamuoyunun da dikkatini çekmişti. Senarist bunları nereden biliyordu? Bu sorulara Kurtulan Vatan’da cevap verdi:

“Bizim yıldız falımız var, ona bakıyoruz ve neler olacağını oradan biliyoruz (gülüyor). Tabii ki böyle bir şey yok, senarist uydurması tutuverdi. Bunun gibi kaç tane şey söyledik. İlk defa tutuverdi. Öküz altında buzağı aramanın manası yok.”(1)

STV de aynı iddialara “Kollama dizisinde yer alan kişiler tamamen hayali ve olaylar da kurgusaldır. Dizideki karakterler gerçek hayatta herhangi bir kişiyi temsil etmemektedir.” açıklamasını yaptı.

Ezgi Başaran Radikal’de yazdığı “Erkenkondu savcısı Zeki Yahya’dan al haberi”

yazısına “Hayatımız lümpen bir Samanyolu dizisi bundan böyle…” diye başlayarak ilginç detaylara değindi ve 121. Bölümde ve sonrasında yaşananların rastlantıdan daha fazlası olduğunu iddia etti. Tespitleri şöyle:

Zeki Yahya’nın başını yakan sarışın kadının, Deniz Baykal’ın kendisini taciz ettiği iddialarıyla gündeme gelen İklim Bayraktar olarak kurguya yerleştirilmesi Zeki Yahya’nın yerine gelen Erkenkonducuların kontrolündeki zayıf, topuz saçlı ve gözlüklü kadın savcının, dönemin YARSAV başkanı Emine Ülker Tarhan’a benzerliği(2)

Bu rastlantıların dışında da dizideki hedef gösterme ve ilginç detaylar dizide işlenmeye devam etti. Örneğin dizinin 71. Bölümündeki bir skandal sahne. Necip Komiser ve Savcı Zeki Yahya’nın sorguladığı Melike, Çağdaş Eğilim Vakfı başkanı Gülveren Kuruer’in başında olduğu, devlet görevlilerini güzel ve idealist kızlarla avlayarak Erkenkonduculara kazandıran Yıldızlar Projesinden bahsetmiş.



Hatırlatalım, 2002 yılında ÇEV’e yapılan baskında PKK broşürleri, kitapları ve Nuh Mete Yüksel’in kaseti ele geçirilmişti. Dizide hedef gösterilen Gülseven Yaşer’in başkanlığındaki vakıf cemaatin ilk mağdurlarından biriydi. Operasyondan önce Hayri Canöz takma ismiyle vakfa yardımcı olmak için gelip Fethullahçılara karşı olduğunu söyleyip Yaşer’le tanışan, sonra gizli kamerayla görüntüler çekip montajlayarak TV’lere servis eden FETÖcü polis, Bayram Özbek’ti. Aynı İçerde’ki hesap. Tek rastlantı bu da değil, Danıştay saldırısının da kilit ismi haline gelen bu ex-polis Ertan Kurtulan’ın yakın arkadaşlarından biriydi. Bu yakınlık nereden geliyordu? Bunun cevabı Nakkaş’ta saklı. Nakkaş da ne?



Nakkaş sinema dünyasında bilinen bir isim. Dönemin çok izlenen bol mesajlı, hedef göstermeli, hatta bazen ayrıştırıcı STV dizilerinin çoğunda bu unvanın imzası var. Tek bir senarist mi yoksa senarist ekibi mi olduğu konusu tam bir muamma. Örneğin Kollama’nın güncel Vikipedi sayfasında senarist titrinin üstünde Ertan Kurtulan değil, Nakkaş bulunuyor. Dizinin ekip ve hayranlarının yazıştığı forum sitesinde de senariste Nakkaş diye hitap edilmiş.. Yani muamma olan şey Ertan Kurtulan’ın bu işte yalnız olup olmadığı.

14 Aralık 2014’teki Tahşiyecilere kumpas operasyonuna kadar Nakkaş’ın kimi veya kimleri tanımladığı konusundaki karışıklık pek önemsenmedi. 2010’da Tahşiye grubunun El Kaide üyeliği iddiasıyla gözaltına alınmasından 9 ay önce, STV’nin Tek Türkiye dizisindeki “Karanlık karar kurulu” sahnelerinde aynı argümanlarla doğrudan isim verilerek hedef gösterildiği ortaya çıktı. Sadece Tahşiyeciler değil, ülke gündemine paralel biçimde, senelerce onlarca kişi ve kurumun zikredilip kumpas ve operasyona maruz bırakılmasına bu diziler işaret fişeği olarak kullanılmıştı. İnternet’e düşen ses kaydında, Hidayet Karaca, F. Gülen’i arayıp Karanlık Kurul diyaloglarını okuyup onaylatması gündeme oturmuştu.

2014’teki kumpas davasında gözaltına alınan dizinin senaristleri ifadelerinde karanlık kurul sahnelerinin yazılıp kendilerine verildiğini söyledi. 6 ay sonra mahkeme, tanıklardan yola çıkarak karanlık kurul sahnelerini Bayram Özbek’in yazdığı bilgisine ulaştı. O arada Nakkaş’ın da Bayram Özbek olduğu da iddia edildi… Sinematurk.com üzerinde kendisini Ocak 2013’te kendisini övüp Şefkat Tepe ve Ekip 1 dizisinde başarı dileyen bir kullanıcıya 13 Ekim 2015’te verdiği cevapta o projelerde kendisinin değil, Samim Utku’nun ve “Nakkaş ekibinin başındaki Ertan Kurtulan’ın” olduğunu yazarak topu senarist arkadaşına attı.



Savcı ise iddianamede Nakkaş konusunda böyle görüş belirtti:

“… Şüphelinin yazdığını kabul ettiği bir kısım senaryo metinlerinin kendi adıyla açılmış internet sitesinde bulunduğu, bu sitede farklı sanatlarla uğraştığı ve ”NAKKAŞ” mahlasını kullandığının görüldüğü, şüphelinin gazete ve haber sitelerine konu olan, gerçekleştirmiş olduğu kültür sanat etkinlikleri ile ilgili röportaj, açıklama ve yorumların birçoğunda Tek Türkiye dizisinin senaryo metnini yazdığına dair haberlerin olduğu, haberlerin içeriğinde geçen tüm hususların doğruluğunu teyit eden şüphelinin, senaryosunu yazdığı Tek Türkiye dizisi ile ilgili konuları savunmasında kabul etmediği gibi izahatını da yapamadığı, yine yapılan açık kaynak çalışmalarında birçok internet sitesinde şüpheliye dair bir kısım konuların paylaşıldığı, yapılan yorumlar ve açıklamalarda birçok senaryo metni yazdığı, soruşturmamıza konu Tek Türkiye ve Şefkat Tepe dizilerini yazdığına dair çok fazla yorum ve açıklamanın olduğunun görüldüğü, Nakkaş mahlasını kullandığını ve Tek Türkiye dizisinin senaryo metnini yazdığını iddia ettiği Şüpheli Ertan KURTULAN’ın savunması tespit edildiğinde bu iddiaları kabul etmediği, Soruşturmamız sürecinde şüpheliyi yakinen tanıyan ve şüphelinin de kendilerini tanıdığı tanıklar Zihni ÇAKIR, Erdal ŞİMŞEK ve Tarık ŞAHİN Tek Türkiye dizisi senaryosunun şüpheli Bayram ÖZBEK tarafından yazıldığını beyan ettikleri…”

Özetle Özbek mahkemeye yalan beyanda bulununca, Kurtulan ve muhtemelen işin içinde olan diğer senaristler de bu fırsatı kullanıp Nakkaş meselesinin tamamını zaten kirli ilişkileri bulunan polis arkadaşlarına yıktılar. Kurtulan şüpheli olarak mahkemeye verdiği ifade dışında bu konuda hiç topa girmedi ve hüküm giymekten tam anlamıyla “yırtmış”oldu.

Kurtulan’ın isminin özel olarak geçtiği tek yer Onur Ünlü’nün şiiri:

“ce sont les bateaux barbaros

ce sont les solies d’ottoman”

ertan kurtulan

Ne bir sosyal medya hesabı, ne de bir fotoğrafı var. Yukarıdaki kırıntılar dışında kendisine dair hiçbir yazı, mülakat veya röportaj bulunmuyor. Bu yüzden istediği gibi birtemiz bir sayfa açması hiç zor olmadı. Ay Yapım ile anlaştı. Sonrası malum… 15 Temmuz’u filme çekecek bir yapımcının senaryo için muhtemelen ilk kapısını çalacağı biri haline geldi.

An itibariyle ”Aslında Türkiye’nin şimdiki halini anlatıyor” tespitinin dizi içeriğinden ziyade mevcut manzaraya daha çok yakıştığı bir durumdayız. Pire için yorgan yakmalara rağmen hala kör noktalarda yaptıkları yanına kalan birileri olduğu konusunda fikir veriyor bu hikaye. Ve dizinin 2. bölümünde Mafya babası Celal ve Yusuf müdürün aynı anda sorduğu o meşhur soru akıllara geliyor:

”İçerde misin evlat?”

Kaynak: https://enisaydin.wordpress.com/