İBRAHİM TATLISES'TEN İLGİNÇ SÖZLER: "BEN RÜZGARIM BANA KİMSE TÜKÜREMEZ!"
İbrahim Tatlıses uzun süren sessizliğini Gazete Habertürk'ten Helin Avşar'a bozarak ilginç açıklamalar yaptı..
Sanatçı İbrahim Tatlıses uzun süren sessizliğini Gazete Habertürk'ten Helin Avşar'a bozdu ve çok ilginç açıklamalar yaptı..
İşte Avşar'ın Tatlıses ile yaptığı söyleşi :
Uzun zamandır basından uzak duruyor, röportaj teklifimi kabul etmesi için epeydir bekliyordum. Sonunda olumlu yanıt geliyor ve İbrahim Tatlıses ile buluşuyoruz. İşte o günden fotoğraflar ve sanatçının anlattıkları...
Uzun zamandır yoktunuz...
Evet yurtdışındaydım.
Televizyonlarda da görmüyorduk.
6 ay boyunca yeni kaset için uğraştık. Siz “Albüm” diyorsunuz, ben hâlâ kasetteyim. Bir de 7 ay önce Irak’ta bir işe başladık. İbo Show da bitince, fazla görünmek istemedim. Keşke kasedi kasımda çıkarmasaydık.
Neden?
Oraya git, buraya git, yetişemiyorum.
Bu kadar uzun zaman zirvede kalmayı nasıl başardınız?
Gündem olsun diye laf üretmem ben. Zirvede olmamın sebebi 1-1.5 sene arayla güzel bir kaset yapmak. Bir de sahtekâr olmamak, insanları kandırmamak. Tam 35 senedir, 79’dan bu yana.
Benim doğduğum sene.
İlk plağımı 68’de okudum. Sabuha, Ayağında Kundura ondan 9-10 sene sonra geldi.
Peki çocukken, ilk gençlik yıllarınızda buralara geleceğinizi hayal eder miydiniz?
Tabii hep onu düşünürdüm (Gülüşmeler)... Hiçbir zaman hayalperest olmadım. Hayalperestliği de sevmem. Hayali sevmem, hayal etmeyi sevmem ama düşünmeyi severim, “Böyle olsa keşke” diye. O, hayale mi giriyor?
Hayale giriyor. Çağırıyorsunuz onu...
Ben çağırdığım her şeyi yaparım. Bunu Ender Saraç da söylemişti; “Sen istediğin zaman, istediğin insanı etkileyebilir, istediğin insanı elde edebilir, istediğin işi yapabilirsin” demişti.
Bugüne kadar nelerden vazgeçmek zorunda kaldınız?
Kendini bazı şeylerden sakınıyorsun, bazı yerlerde görünmemek istiyorsun, bazı yerlere de gitmek istemiyorsun çünkü gittiğin her yerde basın var. Bunun için çoğu şeyden mahrum kalıyoruz. İşten eve, evden işe.
Özlemleriniz var mı?
Tabii ki var. Bir yere gideyim; tanınmayayım, hiç kimse benimle ilgilenmesin. Kendi kendime dolaşıp gezebileyim. Ama gezemiyorsun. Bu yeni telefonlardan da çok dertliyim. Her telefonda kamera var. Hesap ettim, şu zamana kadar en az 1 milyon tane fotoğraf çektirmişim.
"HER TÜRLÜ ELEŞTİRİYE AÇIĞIM"
Birçok eleştiriye maruz kaldınız bugüne kadar. Sizi en çok üzen hangisi oldu?
Her türlü eleştiriye açığım. Ama yerinde ve dozunda olacak. Dozunda olmayan eleştirilere kızıyorum ve cevap veriyorum. Telefon açıyorum. İyi yazanlara da teşekkür edip çiçek gönderiyorum. Hangi seviyede olduğumu biliyorum. Bugüne kadar da irtifa kaybetmedim. Motorlarım çalışıyor, pilotlarım, kaptanlarım sağlam.
31 sene... Para pul sahibi olduğunuzda kaç yaşındaydınız?
15 senedir her şeyimiz var Allah’a şükür. Babama ciğer götürürken bir eşeğim
vardı, şimdi altımızda Mercedes arabalar, katlar, yatlar var.
"DERYA HANIM’A KIYABİLİR MİYİM?"
Nasıl tavlarsınız kızları?
Ben hakikaten bilmiyorum. Kendiliğinden oluşan bir şey o. Bilerek, isteyerek yaptığım bir şey değil. Kadınların en çok sevdiği şey dürüstlüktür. Biraz da elin yüzün düzgünse, şöhretin, paran varsa, ama her kadın için geçerli değil bu durum tabii. Ben bugüne kadar birlikte olduğum kadınların bana bu sevda ile yaklaştıklarına inanmıyorum. O şekilde yaklaşanın yanımda yeri olamaz. Bana gelen yüreğime, adamlığıma, merhametime, duygularıma kapılacaksa, bunu sevecekse gelsin...
Derya Hanım’la barıştınız mı?
Bunun kelimesi bile ruhumu sıkıyor. İdo buradaydı az önce. Bu meseleyi hep yabancılara soruyorlar. Söylediğim şey de 50 farklı yere çekiliyor. Bir kez daha söylüyorum; onunla hiç kötü olmadık. Ben hayatta Derya Hanım’a kıyabilir miyim, onu ayağından vuracağım?
İbrahim Bey ayrılsa bile beraber olduğu kişi hep onun kadını olarak mı kalır?
Hayır. Ben ilk eşimden bile ayrılmışım. İlk eşim evinde Urfa’da oturur. Ahmet’in annesi. Kem görmediğim yere kem gözle bakmam, zarar görmediğim insanı ömrüm yettiğince korurum. Büyüklük taslamak için söylemiyorum. Kesinlikle kimseyi hayatımdan çıkarmam. Ama kötülük gördüğüm insanı da yerden yere vururum. Kurtuluşu yoktur. Kimsenin ekmeğine mani olmam ama diyelim ki ayrıldık, “Gitsin başka yerle iş yapsın” derim.
Çok mu iyi niyetlisiniz?
Fazlasıyla. İnsanları ezmemeye çalışıyorum. Ben rüzgârım, bana kimse tüküremez.
Hayatınızdaki en son kadın kim?
Benim hayatımdaki kadını herkes bilir. Beni hiç el ele kol kola gördünüz mü? Göremezsiniz. Çünkü bunlar güzel şeyler değil ki. Ben mesleğimle varım. Bir şeyler yaşanıyorsa dört duvar arasında kalması gerekir. Sayın Başbakan “Evlilik işi ne olacak?” diye sordu. “Ben evliyim zaten” dedim. Sorarken de güldü. Liderler güldüğü zaman çok güzelleşiyor.
Çok duygusalsınız.
Adam gelmiş 58 yaşında, 35 sene zirvede kalmış. Bir bak nasıl kalmış? Birilerine hakaret ederek mi mesleğiyle mi? Ben şimdi Orhan Gencebay’a ne diyebilirim? Haddime mi düşmüş. Öyle bir terbiyesizlik yapabilir miyim? Ama söyleyebiliyorlar.
5 ÇOCUĞUM VAR
Kaç çocuğunuz var?
Beş. Gülden, Gülşen, Melek, Ahmet, İdo. İdo dışında hepsi evli.
İdo okuyor mu?
Okuyor. Ailenin başında İbrahim Tatlıses. Kardeşlerimin, annemin, hepsinin başında, Allah bana zeval vermesin. Bana bir şey olduğunda hepsi perişan olur. Şimdi kendi kendilerine ayakta durmayı öğretiyorum onlara. “Babanın parası bir günde bitebilir” diyorum. Zaman zaman ters işler de yapıyorum. Mesela bir otel alıp borçlanıyorum, diğerini bir türlü satamıyorum. Bunlar yanlış hesaplar. Zaten CD’nin üstünde de yazıyor. İbrahim Tatlıses 2011 Altın Yılı. İlk defa kendime bir unvan taktım. Altın yılı, aynen öyle olacak. Bakırı hiç sevmem.
"SİYASETTE İKTİDAR OLAN TERCİHİMDİR"
CD’de 12 şarkı var ama en çok “Biz Türk’üz Biz Kürt’üz Yoktur Farkımız” konuşuldu.
Başbakan böyle bir taşın altına elini koymuş. Bir açılım söz konusu. Bu işin bitmesini Sayın Başbakan da diğer parti liderleri de çok istiyor. Benim de içimden geldi. Bir gün Yavuz Bingöl’le telefonda konuşuyorduk, kapattım telefonu, hemen kaydettim. Bu şarkı ortaya çıktı.
Siyasete atılacak mısınız?
Evet. Şu an parti yok ama böyle bir düşüncem var. Geçen sefer iki işi birleştireyim diye yola çıktım. “Milletvekili olacağım” diye kendime tuzak kurdum, Urfalı hemşerilerime de mahcup oldum. Bu saatten sonra halkıma siyasetle hizmet etmek istiyorum. İktidar olan bir parti tercihimdir. Allah bana öyle bir güç nasip ederse, başka da bir şey istemem.
Sanatı bırakacak mısınız?
Hayır.
Ne ticareti yapıyorsunuz?
Gömlek, kebap, otel, Irak’ta inşaat, televizyon, medya. Bir de yeni bir zincir kurmak için yola çıktım. İstanbul’da 50 dükkân istiyorum. Bunlar Tatlıses Mavi Büfeler ismi altında açılacak. Çok yakında duyarsınız. Tostlar, sandviçler, ıslak hamburger, lahmacun da olacak. Ama orada pişmeyecek, Alo Tatlıses diye fabrika kuruyorum. Diyelim yemek vereceksin, “Bana beş bin lahmacun” diyeceksin. Neredeysen sana aynı anda yetişecek.