20 Ağu 2022 22:42 Son Güncelleme: 20 Ağu 2022 22:44

'İBB'nin yetkileri sınırlandırıldı' iddiasına bakanlıktan cevap

'Marmara Denizi Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildikten sonra bu alan içerisinde Bakanlık yazısıyla İBB'nin yetkileri ile sınırlandırıldı' iddiasına Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından açıklama geldi. Bakanlık yaptığı açıklamada söz konusu iddiaların "yalan, asılsız ve mesnetsiz" olduğunu belirtti.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, bugün bir gazetede yer alan "Müsilaj bahane, engelleme şahane" şeklinde çıkan "yalan, asılsız, mesnetsiz" bir yazı nedeniyle açıklama yapılmasına ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesine ihtiyaç duyulduğu belirtildi.

"EN HAFİF TABİRİYLE HAKSIZLIK"

Geçen yıl Marmara Denizi'ndeki müsilaj problemini kısa sürede çözüldüğü ve denizin "Özel Çevre Koruma Bölgesi" ilan edildiği anımsatılan açıklamada şunlar kaydedildi:

"ÖÇK bölgesi ilanının ardından deniz kirliliğine sebep olan atık kaynakları daha sıkı denetlenmiştir. Bu sayede Marmara Denizi'nde kirlilik azalmış, öyle ki canlı türleri tekrar artmaya başlamıştır. Hal böyleyken söz konusu yazıda iddia edilen, 'Asıl amaç müsilaj bahane, engellemek şahane' ifadeleri bir seferberlik ruhuyla Marmara Denizi'ni geleceğe taşıyanlara karşı en hafif tabirle haksızlıktır, vicdansızlıktır. ÖÇK bölgeleri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlandıktan sonra çevre korumanın siyasallaştığını söylemek ise akılla kavranamayacak bir iddiadır."

"HER BİR KARAR ORTAK AKILLA ALINMAKTADIR"

İstanbul'da sadece Adalar ilçesinin tamamının ÖÇK Bölgesi ilan edilen alan içerisinde kaldığı, bu ilçe dışında ÖÇK sınırının, kıyı kenar çizgisinin deniz tarafını kapsadığı aktarılan açıklamada, "Dolayısıyla ÖÇK bölgesi ilanından önce plan onaylama yetkisi yine Bakanlığımızdaydı. Nitekim İstanbul'da Adalar ilçesi dışında herhangi bir alanın planları durdurulmamıştır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu kararı alınarak Bakanlığımıza gönderildikten sonra onay işlemi yapılacaktır. ÖÇK bölgelerinde her bir karar, bilim insanlarının değerli katkılarıyla ve ortak akılla alınmaktadır." ifadesi kullanıldı.

Bunun yanı sıra sit alanlarında Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu kararlarıyla işlemlerin şeffaf bir şekilde yürütüldüğü belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Tüm bunların yanında yazıda iddia edilen, 'Marmara Denizi ÖÇK bölgesi ilan edildikten sonra bu alan içerisinde Bakanlık yazısıyla İBB'nin yetkileri ile sınırlandırıldı.' ifadesi tamamen gerçek dışıdır. İddianın tersine Bakanlığımızın İBB'ye bu konuda ilettiği hiçbir yazı bulunmamaktadır. Avcılar ilçesinde söz konusu lunaparkın yıkımı için Bakanlığımıza hiçbir bilgi ve belge iletilmemiştir. Dolayısıyla Bakanlığımızın değerlendirme yapmadığı hususu yanlış bir ifadedir. Üsküdar Sahil Yolu Projesi imar planı olmadan Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonumuza iletilmiş olup Komisyonumuz tarafından imar planlarının hazırlanarak iletilmesi istenmiştir. Bu kapsamda Bakanlığımızda bekleyen bir proje yoktur.Tarabya'da ÖÇK bölgesi içerisinde kalan bir yolda meydana gelen çökmenin onarılması için Bakanlığımıza iletilen herhangi bir teklif de bulunmamaktadır."

"Marmara Denizi'nin ÖÇK bölgesi ilan edilmesinden sonra İBB'nin ve CHP belediyelerinin engellendiği"nin söylenmesinin "hastalıklı bir düşüncenin ürünü" olduğu belirtilen açıklamada şu değerlendirmede bulunuldu:

"Sorumlu bir basın mensubunun veya medya kuruluşunun, hiç şüphesiz ki sorması gereken asıl soru şudur; 'Milletin hayrına, milletin yararına hangi adım atılmak istenmiştir ve buna engel olunmuştur?' Bugüne kadar her seferinde engelleniyoruz bahanesinin arkasına sığınanlar şunu bilmelidir ki eser üretmek yerine bahane üreten bu siyasetin kazanımı yoktur. Marmara'ya kıyısı olan belediyelerin sadece CHP belediyeleri olduğu düşüncesi yalnızca bilgisizlikle açıklanamaz. Bu durum, aynı zamanda 'engelleniyoruz' siyasetinin altyapısını oluşturmaya yönelik bir algı ve sipariş haber çalışması olduğunu da göstermektedir. Yönettikleri il ve ilçe belediyelerinde hizmet üretememeyi, vizyonsuzluğu, çevre kirliliğini makus bir talihe dönüştürenlere rağmen eser üretmeye, İstanbul'umuza, Marmara Denizi'mize, 39 ilçemize hizmet etmeye, doğamızı, akarsularımızı, denizlerimizi, göllerimizi, tüm doğal zenginliklerimizi korumaya ve yaşatmaya azimle, kararlılıkla devam edeceğiz."