HZ. MUHAMMED'İN MEZARININ YIKILMASINI ATATÜRK MÜ ÖNLEDİ?
Mustafa Kemal Atatürk'ün Hz. Muhammed'in mezarını yıkılmaktan kurtardığı iddiasını Bardakçı yalanlamıştı.
'Suudi Arabistan dünyanın en önemli İslam miraslarından Hz. Muhammed’in kabrinin de bulunduğu Mescid-i Nebevi’ye buldozer sokmaya hazırlanıyor'
'Prof . Dr. Nevzat Yalçıntaş, Hz. Muhammed’in kabrinin bulunduğu Mescidi Nebevi’nin genişletilmesi ve yıkılmak istenmesinin 1926’da da gündeme geldiğini, Atatürk’ün Suudi Kralı’na telgraf çekerek “Vahhabiler Peygamberimizin mezarının tek bir taşına dokunurlarsa bütün orduyu güneye yığarım’’ dediğini söyledi.'
İNTERNETİN YANLIŞ BİLİNENLERİNDEN
Sosyal
paylaşım sitelerinde basit bir Google aramasında ulaşılacak bu
iddialar, medyada da geniş yankı buldu. Hz. Muhammed'in mezarını
yıkmak isteyen Suudi Arabistan yetkililerine Mustafa Kemal
Atatürk'ün çok sert bir telgraf gönderdiğine ilişkin iddialar,
internet dünyasının en popüler yanlış bilinen başlıklarından
birisi.
Oysa, tarih konusundaki yetkinliğiyle bilinen Murat Bardakçı bu konuda önemli açıklamalarda bulunmuştu. Bardakçı, tarihi Google'dan öğrenenlere ait 6 yanlış bilgiyi anlattığı yazısında 'Hz. Muhammed'in mezarının Suudiler tarafından yıkılmasına Atatürk'ün engel olduğu' iddiasını şu satırlarla anlattı:
"HZ. MUHAMMED'İN TÜRBESİNİ ATATÜRK YIKTIRMADI
PALAVRASI"
Atatürk'ün 1930'larda Suudi Kralı İbn Suud'a
"Hazreti Muhammed'in türbesini yıkmaya kalkarsan ordumu tepene
gönderirim" diyen bir mektup yolladığı yolundaki balon: İddiayı
bundan birkaç sene önce bir iktisat profesörü ortaya attı,
Dışişleri Bakanlığı'nda hadisenin orijinal belgesini gördüğünü ama
kopyasını almasına izin verilmediğini söyledi. İbn Suud'un
peygamberin mezarını yıkmayı düşünmesinin imkânsızlığını bir tarafa
bırakın, Türk birliklerinin tâââ Mekke'ye kadar nasıl gidecekleri,
İngiliz idaresindeki Irak ile Fransız mandası altındaki Suriye'den
nasıl geçecekleri düşünülmeden, özellikle o dönem Türkiyesi'nde din
ile ilgili uygulamalar bile hatıra getirilmeden ortaya atılan bu
tuhaf iddia da palavradan ibarettir. Üstelik, arşivlerde de bu konu
hakkında tek bir belge yoktur!