Hüseyin Gülerce'den bomba Gülen iddiası! "Siyasi cinayet bile işleyebilir!"
Hüseyin Gülerce, 7 Haziran seçimleri öncesi 'paralel yapı'nın siyasi cinayet işleyebileceğini iddia etti.
Bir dönem Gülen cemaatinin sözcüsü olarak anılan ve 17 Aralık
öncesine kadar Fethullah Gülen’e en yakın isimlerden biri olan eski
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı başkanı Hüseyin Gülerce, “Cemaat
küresel bir hipnoz hareketine dönüştü. 7 Haziran seçimleri paralel
yapı için ölüm kalım mücadelesi. Ben, PKK terörünün de devreye
girmesiyle şer ittifakı tarafından bir düğmeye yeniden kesin
basıldı diyorum. Siyasi cinayet bile işlenebilir" dedi. "Bu yapıyı
Gülen ve çevresindeki 100 kişi bilir" diyen Gülerce, "Benim
bildiğim Fethullah Gülen geri dönmez hizmet hareketini tamamen
bitirene kadar devam eder” ifadesini kullandı.
Hükümete yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesinden İsa Talıcan'ın
sorularını yanıtlayan (13 Nisan 2015) Hüseyin Gülerce'nin
açıklamalarından satır başları şöyle:
‘Paralel örgüt 2002'de ray değiştirdi’
-Savcı suikastinden Diyadin'de PKK'nın askere saldırmasına kadar
toplumu tedirgin eden sıradışı olaylar yaşıyoruz. Bunlar ne anlama
geliyor?
Bugün değil 7 Şubat 2012 MİT krizinden bu yana olağanüstü günler
yaşıyoruz. Çünkü ilk defa o tarihte, bugün Paralel Yapı dediğimiz
organizasyon ray değiştirdi. İstanbul'da Savcımızın şehit edilmesi,
İstanbul Emniyeti önünde o teröristin el bombası atarken vurulması,
Fenerbahçe otobüsüne yapılan saldırı ve son olarak Mardin
Diyadin'de PKK'lı teröristlerin jandarmamıza yönelik hain
saldırısı… Ben, PKK terörünün de devreye girmesiyle şer ittifakı
tarafından bir düğmeye yeniden kesin basıldı diyorum.
‘Siyasi cinayet işleyebilirler’
-Neleri yapabilirler? Mesela önemli isimlere suikastlerden
bahsediliyor.
Benim endişem de burada başlıyor. Tayyip Erdoğan düşmanlığında
gözleri dönmüş durumda. Gezi provokasyonundan daha hazırlıklı, daha
acımasız olacaklar. Seçim öncesinde kaos planının parçası olarak
siyasi cinayetler bile işlenebilir. Hedef, kamuoyunun yakından
tanıdığı bir sanatçı, fikir adamı, gazeteci ya da siyasetçi
olabilir. Vermek istedikleri mesaj çok açık: "Hükümet Türkiye'yi
yönetemiyor. Erdoğan diktatörlüğe gidiyor…"
‘Gülen, tabanı kin ve nefretle doldurdu’
-Peki taban Paralel örgütün bu ihanetinden rahatsız değil
mi?
Yaklaşık 3 yıldır Türkiye genelinde tabana şu propagandayı, telkini
yaptılar: "Erdoğan hizmet hareketine ihanet etti. Hocamız
Erdoğan'ın 100 tane ihanetini gördü. Ülkeyi İran ajanları
yönetiyor. O yüzden Erdoğan'ın, AK Parti'nin önünün kesilmesi
gerekiyor…" Fethullah Gülen, tabandaki Erdoğan nefretini,
düşmanlığını arttırmak için sürekli olarak Firavun, Yezid, Münafık,
Nemrut göndermeleri yapıyor. Masum kitle böylelikle, bu ülke
topraklarında daha önce hiç görülmemiş şekilde mütedeyyin bir lider
aleyhine kin ve nefretle dolduruldu.
‘Hizmet hareketi hipnoz hareketi oldu’
-Taban bu yalanlara nasıl inandırılıyor?
Tabandaki insanların büyük çoğunluğu aslında Cumhurbaşkanı
Erdoğan'a nefret duyacak kişiler değil. Onları bu hale getirmek
ancak hipnozla mümkün diye düşünüyorum. Fethullah Gülen, İslami bir
hareketi, kendi muhayyel Türkiye'si için "Gülen ideolojisi"ne
dönüştürüp bir büyük hipnoz gerçekleştirdi. Hizmet hareketi bugün
küresel hipnoz hareketine dönüştü. Dini motiflerle, manevi
tazyiklerle öylesine baskı ve telkinler var ki, tabandaki insanlar
bir türlü hipnozdan çıkamıyorlar. Bence Paralel Yapı'nın, yargı
eliyle yiyeceği tokatlarla bu hipnozdan zamanla kurtulacaklar. Ama
üzülerek söylüyorum, binlercesi fert olarak, ailevi olarak bir
travma yaşayacak…
‘Gülen cemaati tüketir ama asla geri dönmez’
-Siz şu an Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın Başkanı olsaydınız
Gülen ve çevresinin girdiği bu yanlış yoldan dönmeleri için ne
yapardınız?
Ben Fethullah Gülen'i tanıyorsam artık bu noktadan sonra geri
dönmez. Hizmeti bitirinceye kadar, insafa gelmeden bu insanları
kırdıra kırdıra inat edecektir. Bir sene önce ben hizmet hareketi
içinde önemli bir isimle bu konuyu konuştum. "Gelin yol yakınken,
hükümete karşı yürüttüğünüz bu savaşa son verin, buradan dönün,
bence hala bir umut var" dedim. "Nasıl olacak" dedi. "Gazeteleri,
televizyonları ve bankayı Hizmet bünyesinden çıkarın, yeniden
sadece insanlara iman, iyilik, hayır hizmeti verin. Gazete ve
televizyonlardaki nefret ve düşmanlık dili doğrudan hizmete fatura
ediliyor" dedim. O arkadaş itiraz etmediği gibi hizmetin hatırına
bunun yapılabileceğini söyledi. Ancak bir mesafe alınamadı. Artık
bu saatten sonra Fethullah Gülen'in geri adım atacağını da hiç
sanmıyorum.
‘Beddua kasetinin yayınlanma sebebi...’
-Neden Fethullah Gülen'in geri adım atmayacağını
düşünüyorsunuz?
Geri adım atmaz. Çünkü Fethullah Gülen Erdoğan'la, hükümetle
savaşılmasını istiyor. Bakın savaş istediği şuradan da belli. Gülen
20 Aralık'ta Fehmi Koru'ya ABD'de bir sulh mektubu veriyor. Aynı
saatlerde beddua videosu yayınlanıyor. Kanaatimce, bir yandan sulh
mektubu yazarak 25 Aralık operasyonu için zaman kazanırken, diğer
taraftan beddua seansı ile 25 Aralık operasyonunda yer alacak
Paralelcilerin gevşemesini engelliyor.
‘Yalvarmalarına rağmen beddua kasetini gülen yayınladı’
-Peki o beddua kasetinin kamuoyunda bu kadar olumsuz etki
bırakacağını tahmin etmediler mi?
Tabi ki tahmin ediyorlar. Ama Fethullah Gülen ısrarcı oluyor.
Beddua kasetini yayınlama işini yapan kişi Osman Şimşek. Bu kaset
yayınlandıktan sonra Osman Şimşek, Türkiye'deki arkadaşları
tarafından telefonla aranarak sert bir şekilde eleştiriliyor. Osman
Şimşek'in verdiği cevap şu: 'Yayınlanmaması için ben kendimi
Hocaefendi'nin ayaklarının dibine attım ama yayınlanmasında ısrar
etti…"
‘Gülen, AK Parti oyunun %23 olduğuna inanıyordu’
-Peki Fethullah Gülen gerçekten bu savaşı kazanabileceğine
inandırıldı mı?
30 Mart yerel seçimlerinden bir hafta önce Pensilvanya'dan şu
mesajın geldiğini duydum: 'AK Parti'nin oyu %23,5 a düştü, dayanın'
dendi. Fakat sonra %45 oy alınca bir şey olmamış gibi "mücadelemize
devam ediyoruz" dendi. Bu kadar somut yanlışlara rağmen Fethullah
Gülen neye güveniyor da yanlışa devam ediyor? Benim cevabını
aradığım soru budur. Bir yerden teminat almış olması lazım.
‘Sokağa çıkamayacak hale gelecekler’
-Paralel örgüt 30 Mart ve 10 Ağustos seçimlerinden eli boş döndü. 7
Haziran'da da kaybederlerse ne olur?
7 Haziran seçimlerinden AK Parti tek başına bir hükümet kuracak
şekilde çıkarsa Fethullah Gülen tabanda artık sorgulanmaya başlar.
Siyasallaşmanın, Erdoğan düşmanlığının getirdiği bu savrulmanın
hesabı mutlaka sorulacaktır. Şu anda başta KPSS yolsuzluğu olmak
üzere haram lokma ve kul hakkı meselesiyle ilgili çok önemli bir
soruşturma yürüyor. 7 Haziran'dan önce veya sonrasında hemen
yargılama safhası başlayacak. O safhada bence çözülme hızlanacak.
Barajın kapaklarının açılması gibi toplu bir çözülmeye sebep
olacak. İşte ondan sonra Paralel yapının bilinen isimlerinin sokağa
çıkamaz hale geleceği günler başlayacak…