Hüseyin Gülerce'den Aydın Doğan yazısı: Satmak zorundaydı çünkü uyanamadı...
Star gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce bugünkü yazısında Aydın Doğan'ın Doğan medyayı satmak zorunda olduğunu gerekçeleriyle birlikte anlattı.
Hüseyin Gülerce'ye göre Aydın Doğan Doğan Medyayı satmak zorunda
kaldı. Çünkü Gülerce'nin deyimiyle Erdoğan Türkiye’si; iki asırlık
arayış, bocalama döneminden sonra öze dönüş, yerli ve milli
değerlerle diriliş Türkiye’siydi ve Aydın Doğan bu dirilişe
uyanamadı.
Hüseyin Gülerce yazısında "Aydın Doğan, 15 Temmuz akşamı bir
temsilcisinin jesti ile karar anını yakalamışken yine aklını
çeldiler, gönlünü yeni Türkiye’ye açamadı. Yine tereddüt etti,
vesayetten Yeni Türkiye’ye geçişi bir defa daha okuyamadı. Eğer
okuyabilseydi Aydın Doğan, medyasını satmak zorunda kalmayacaktı."
ifadesini kullandı.
İŞTE HÜSEYİN GÜLERCE'NİN O YAZISI
Aydın Doğan, kendisine ait olan Türkiye’nin en büyük medya
kuruluşunu Demirören Grubu’na sattı. Doğan Medya’nın sembol ismi
Hürriyet gazetesi, Kanal D, CNN Türk, Posta gazetesi, satılan yayın
organları içerisinde.
Bu satış, Cumhuriyet dönemi medya tarihinin bir dönüm noktasıdır.
Nasıl AK Parti iktidarı ve Erdoğan dönemi, siyasi hayatımızın bir
dönüm noktası ise Doğan medyanın, bilhassa Hürriyet gazetesinin el
değiştirmesi de aynı ölçüde bir dönüm noktasıdır.
Erdoğan Türkiye’si; iki asırlık arayış, bocalama döneminden sonra
öze dönüş, yerli ve milli değerlerle diriliş Türkiye’sidir.
Aydın Doğan, bu dirilişi okuyamadı. Yanlış tercih yaptığı, yanlış
yerde durduğu için medyasını satmak zorunda kaldı.
Artık 15 Temmuz 2016 hain FETÖ darbe girişiminin bastırılması ve 16
Nisan 2017 referandumundaki ‘Evet’ ile yeni bir Türkiye gerçeği
var. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kapıda...
Bir yandan da yedi düvelle cephelerde savaş verdiğimiz bu süreçte,
tarihî yükü taşıyacak omuz da devreye girdi; Cumhur ittifakı…
Vesayetçiler bütün güçlerini Atlantik cephesinden alıyordu. Ama
FETÖ desteğine rağmen başarılı olamadılar. Bu defa CIA destekli 15
Temmuz darbe girişimi devreye girdi.
Aziz milletimiz kararını verdi, tercihini yaptı. Türkiye, tarihî
iki kavşağı da, 15 Temmuz’u ve 16 Nisan’ı –Allah’ın izni ile-
savrulmadan/devrilmeden geçti.
Aydın Doğan, 15 Temmuz akşamı bir temsilcisinin jesti ile karar
anını yakalamışken yine aklını çeldiler, gönlünü yeni Türkiye’ye
açamadı. Yine tereddüt etti, vesayetten Yeni Türkiye’ye geçişi bir
defa daha okuyamadı.
Eğer okuyabilseydi Aydın Doğan, medyasını satmak zorunda
kalmayacaktı. En fazla 5 yazarı gönderseydi, Erdoğan’ın
Cumhurbaşkanı olarak devleti temsil ettiği gerçeğini iliklerine
kadar kabul etseydi, yayın çizgisine sivil iradenin gösterdiği
istikamet yön verseydi, Aydın Doğan hala medya patronuydu...
Yeni Türkiye’ye geçişi, Aydın Doğan neden okuyamadı?
Daha en başta Aydın Doğan Batılı sermayenin ve vesayetin izni,
icazeti ile Hürriyet’in sahibi oldu. TSK içindeki cuntacılar olur
vermeseydi, Aydın Doğan Hürriyet’in sahibi asla olamazdı. Bu
gerçeği Aydın Doğan “Hürriyet, devlet gazetesidir” diyerek ifşa da
etti.
Doğan medyası vesayetin bütün hamlelerinde, 28 Şubat sürecinde
kendisine verilen görevin gereğini yaptı. Bir Kelkitli olarak,
mütedeyyin kitleyi aşağılayan, inciten, hedef yapan yayınlara karşı
çıkması gerekirken onay verdi.
Şimdi “gazeteciliğin evrensel kurallarına bağlı kaldım” diye mesaj
yayınlıyor. Bugün Cumhurbaşkanı olan Erdoğan için Hürriyet’te
atılan “Muhtar bile olamaz” manşeti, acaba hangi evrensel kuralın
gereği?
Su yatağını buluyorken, Erdoğan liderliğinde Türkiye kendine
gelirken, Aydın Doğan’ın etrafını Erdoğan düşmanları ile
doldurdular. Erdoğan kin ve nefreti ile yatıp kalkan yazarlar,
yayın yönetmenleri ile Aydın Doğan’a hayatının yanlışını
yaptırdılar.
Aydın Doğan’ı, “Erdoğan’sız Türkiye” yalanına mahkûm ettiler…
Aydın Doğan medyası yerel seçimlerde AK Parti’nin,
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın karşısında yer aldı. 7
Haziran seçimlerinde HDP’ye barajı aştırmak için CNN Türk’te
Demirtaş’a saz çaldırıldı, mavi boncuk takıldı. 16 Nisan
referandumunda ‘Hayır’ için Doğan medyası en öndeydi…
Bu arada Erdoğan’a savaş açan Pensilvanya’daki elebaşı F. Gülen,
FETÖ hainleri de devreye girmiş ve dinlemeler, şantajlar ile Aydın
Doğan’ı teslim almışlardı.
Aydın Doğan T24’teki röportajda (23 Mart 2018) aynen şunu
söyledi:
“Benden 1 milyar dolar vergi aldılar. Sonra da 260 milyon dolar
aldılar. Bunu yapanların 16'sı da FETÖ'cü çıktı. Kimi tutuklandı,
kimi kaçtı, ama 16'sı birden FETÖ'cü çıktı.”
Bunu şimdi söylüyor. Adım gibi eminim, o cezalar kesilirken de
Aydın Doğan, F. Gülen mühründen haberdardı...
Aydın Doğan, medyasını satmayabilirdi. Eğer milletin karşısında
değil de milletin safında olsaydı, eğer medyasını Cumhurbaşkanımız
Erdoğan’a düşmanlık yapan adamlara teslim etmeseydi bunların
hiçbiri başına gelmezdi.
Aydın Doğan’ı, Erdoğan’ın gidici olduğuna, vesayet rejiminin ve
FETÖ’nün geri geleceğine ikna ettiler.
Aydın Doğan, vesayetten Büyük Türkiye’ye geçişte yanlış yerde
durdu, medyasından oldu.