Hüseyin Gülerce Abdülkadir Selvi'ye sert çıktı: "Sinsi hayırcı" algı operasyonu yapıyor!
Star gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce ise, isim vermeden Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi’yi referandum yazısında ötürü çok sert bir dille eleştirdi.
Star yazarı Hüseyin Gülerce, anayasa değişikliği kanununa ilişkin
referandum süreciyle ilgili olarak "'sinsi' 'hayır'cıların algı
operasyonu yaptığını" iddia etti. Gülerce, "Son hamleleri,
koro halinde, 'Evet rüzgârı tersine döndü' diyorlar. Sürekli ‘evet’
ile ilgili kafa karıştırıyorlar. Algı yönetiminde rol kapan bir
kalem de umulmadık şekilde kılıç sallıyor" diye yazdı.
Gülerce'nin "Sinsi hayır'cılar koro hâlinde 'Evet rüzgârı tersine
döndü' diyorlar" ifadesi, akıllara Hürriyet yazarı Abdulkadir
Selvi'nin dün "Evet rüzgârı tersine döndü" başlığıyla yayımlanan
yazısını getirdi. Selvi, söz konusu yazısında "Özellikle
İstanbul ve Ankara’da son 2 hafta ‘Evet’ cephesinde bir gerileme
yaşanmaya başladı. Bu oranın yüzde yarım mı, yoksa 1 mi olduğu
belli değil" ifadesini kullanmıştı. Selvi, "evet rüzgarının tersine
dönmesi"ne sebep olan gelişmeleri "‘Hayır’ diyenlerin PKK, DAEŞ ve
FETÖ’cü olarak gösterilmesi, KHK’larla akademisyenlerin ihracı,
Varlık Fonu tartışmaları, Meral Akşener’in Çanakkale’de
konuşturulmaması" olarak sıralamıştı.
Bunun üzerine Hüseyin Gülerce şöyle yazdı:
“Bir de sinsi ‘hayır’cıların algı operasyonu var. Son hamleleri,
koro halinde, “evet rüzgârı tersine döndü” diyorlar. Sürekli ‘evet’
ile ilgili kafa karıştırıyorlar. Algı yönetiminde rol kapan bir
kalem de umulmadık şekilde kılıç sallıyor. Anayasa değişiklik
teklifi Cumhurbaşkanlığında birkaç gün bekletilince, “Erdoğan
kanunu geri göndermeli, referandumu engellemeli” diye yazabildi.
Şimdi de “Cumhurbaşkanı sahaya inmemeli, çünkü ters teper,
‘hayır’ın işine yarar” diye gözdağı veriyor. “İktidar cephesi bu
defa çok zorda” diyor, “tarafsız destekçisi yok ‘evet’ cephesinin…”
diye ekliyor. Bir yandan kafa karıştırıyor, bir yandan da uyanıklık
yapıyor: “Hayır çıkınca Başbakan ve Cumhurbaşkanı yerlerini
koruyacak zaten…” diyor. Yani ‘evet’e ne lüzum var, diyerek AK
Parti ve MHP tabanını gevşetmeye çalışıyor.
Bu kalemin, zekâsına, tecrübesine, geçmişteki duruşuna bakılınca,
“neden evet” sorusuna en ikna edici analizleri yapması beklenirken,
“hayır”ın keskin kılıcı olması beni fazlasıyla şaşırtıyor. Onu
kimsenin ikna etmesine gerek yok. Mevcut sistemin vesayetçi sistem
olduğunu, darbelerle delik deşik edildiğini, milletin sandıkta
seçtiklerinin Ankara’da nasıl onursuzca itilip kakıldığını,
Parlamento’da partilerin içiyle nasıl oynandığını, nasıl koalisyon
pazarlıkları yapıldığını, 28 Şubatları, 27 Nisanları en iyi o
biliyor. AK Parti’nin tek başına iktidar iken nasıl kapatılmak
istendiğini, 7 Haziran’dan sonra AK Parti-CHP koalisyon tezgâhı ile
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın nasıl Beştepe’ye hapsedilmek istendiğini,
bu konudaki tezgâhları en yakından o biliyor. Hatta AK Parti
Kongresinin, cumhurbaşkanı devir tesliminden önce neden yapıldığını
da en iyi o biliyor…”