HÜRRİYET'TEN SONRA GÖZÜNÜ ZAYTUNG'A MI DİKTİ? ERTUĞRUL ÖZKÖK'TEN HAYALİ RÖPORTAJ SKANDALI!
"Aynı yayın grubunda olsa bile, bir başka gazetenin yazarının bir başkasının röportajını kendi ismiyle yayınlaması emek hırsızlığından başka bir şey değil"
Ertuğrul Özkök, hayali röportajlara mı başladı?
Amr Şalakani’yi Mısır’dan, Tahrir Meydanı’ndan devrimi Radikal gazetesi’ne an be an bildirmesiyle tanımıştık. Kendisiyle bağlantı kuran Radikal köşe yazarı Koray Çalışkan’dı. Mübarek’in devrilmesinden sonra Şalakani’nin Radikal’deki görevi de bitmiş gibiydi. Bu sabah yine Radikal gazetesinde Şalakani’nin “İhvan artık kardeşim değil” beyanatını görünce hemen dikkat kesildim. Eskiden olduğu gibi bu mini röportajı da Koray Çalışkan yapmıştı. Ayrıntılarını birazdan okuyacağınız röportaj bence Mısır’daki durumu anlamak için önemli İlgi çeken haberleri okuduktan sonra pek çoğunu görev icabı yaptığım köşe yazarı okumalarına başladım. Sıra Ertuğrul Özkök’e geldiğinde ufak bir şaşkınlık yaşadım. Yazıyı okumaya başladım ve Özkök’ün yazısının sonunda Koray Çalışan röportajının aynen kopyalandığını gördüm. Koray Çalışkan’ın dostu olan Amr Şalakani, bu kez Ertuğrul Özkök’ün Harvard’dan dostu olmuştu. Sorular ve cevaplar birebir aynıydı. Bu özel Köşe Vuruşu’nda bu durumu sorgulamak istiyorum. Önce iki haberin de ilgili kısımlarını görelim.
KORAY ÇALIŞKAN HABERİNİN İLGİLİ KISMI
“Hayır dedim çünkü bu tamamen bir oyun bu. Devrimle birlikte eski rejimin bütün kurumları ve elbette yarım yamalak anayasaları geçersiz kılınmış oldu. Rejim gitti ama anayasaları kaldı. Yani eski rejimin meşruiyeti çöktü. Böyle olunca anayasa da aslında hükümsüz kaldı. Yani meşru değil. Bu nedenle anayasanın yeniden yazılmasi gerekir. Önerilen neydi bize? Eskiyi toparlayalım yola devam edelim, hemen normalleşelim, devrim de bitsin. Bu olmaz. Müslüman Kardeşler de (İhvan) ‘Evet’ oyu verdi. Doğru. Zaten hemen bir an önce normalleşelim istiyorlar. İşin ilginci ne biliyor musun? NDP yani Mübarek’in partisi de, halkın yaktığı parti de ‘Evet’ dedi. Vasat yani Merkez Partisi de ‘Evet’ dedi. Müslüman Kardeşler de ‘Evet’ dedi. Onlar artık benim kardeşim değil. Geri kalan muhalif hareketler ‘Hayır’ dedi. NDP ve Müslüman Kardeşler beraber hareket etti. Düşünebiliyor musun? Onlar artık Hüsnü’nün, eski rejimin kardeşleri. Yeni bir siyasi sistem, eski anayasayı yamayarak kurulmaz. Ondan ‘Hayır’ dedik.” (Haber linki: http://getir.net/g5y )
ERTUĞRUL ÖZKÖK’ÜN YAZISINDAKİ ŞALAKANİ KISMI
“Çünkü tamamen bir oyun bu. Devrimle birlikte eski rejimin bütün kurumları ve elbette yarım yamalak anayasaları geçersiz kılınmış oldu. Rejim gitti ama anayasası kaldı. Yani eski rejimin meşruiyeti çöktü. Böyle olunca anayasa da hükümsüz kaldı. Yani meşru değil. Bu nedenle anayasanın yeniden yazılması gerekir. Oysa şimdi bize ne öneriliyor? Eskiyi toparlayalım, yola devam edelim. Hemen normalleşelim. Devrim de bitsin. Böyle şey olmaz.
- Ama İhvan yani Müslüman Kardeşler evet oyu verdi.
- Doğru. Hemen bir an önce normalleşelim diyorlar. İşin ilginci ne biliyor musun? NDP yani Mübarek’in partisi de, halkın yıktığı parti de evet dedi. Vasat yani Merkez Partisi de evet dedi. Müslüman Kardeşler de evet dedi. Onlar artık benim kardeşim değil. Geri kalan muhalif hareketler hayır dedi. Düşünebiliyor musun, onlar artık ‘Hüsnü’nün kardeşleri’. Eski rejimin kardeşleri. Yeni bir siyasi sistem, eski anayasayı yamayarak kurulmaz. Ondan hayır dedik. (Yazı linki: http://getir.net/g5x)
ŞALAKANİ KİMİN DOSTU?
Bu iki haberin aynı gün çıkmış olması ilginç. Bir gün arayla çıksaydı, doğrudan ikinci yazanın çaldığını düşünebilirdik. Ancak burada şöyle özel bir durum var. Amr Şalakani’nin Koray Çalışkan’ın dostu olduğunu daha önceki Radikal röportajlarından biliyoruz. Bu vesileyle Şalakani’nin Mısır devrimini Radikal için izlediğini de biliyoruz. Hadi diyelim Ertuğrul Özkök’ün de dostu. Nasıl oluyor da –çok küçük bir iki editör dokunuşu dışında- noktasına, virgülüne kadar aynı beyanatı veriyor ve en ufak bir çeviri farkı dahi olmuyor. Benim kanaatim bu röportajı yine her zamanki gibi Koray Çalışkan’ın yapmış olduğu ve metnin bir şekilde Ertuğrul Özkök’ün eline geçtiği şeklinde. Deliller tamamen o yönde.
SESSİZCE ÜSTÜ KAPATILIR
Bu olayın etik kısmını tartışmayacağım. Aynı yayın grubunda olsa bile, bir başka gazetenin yazarının bir başkasının röportajını kendi ismiyle yayınlaması emek hırsızlığından başka bir şey değil. Hürriyet ile Radikal arasındaki abi kardeş ilişkisinden ötürü bu olay sessizce kapatılacak, elbette Koray Çalışkan röportajının nasıl olup da Özkök’ün eline geçtiği, Özkök’ün hangi akılla Radikal’de çıkacak bir röportaja kendi adıyla imza attığı bir sır olarak kalacaktır. Ama bu durum Özkök’ün gazeteciliği hakkında diğer onca şeyin yanı sıra bir fikir daha edinmemizi sağlar.
ÖZKÖK, ZAYTUNG’A YAZAR OLUR
Üstelik daha geçen pazartesi Yıldırım Türker, Ertuğrul Özkök’ün, Ertuğrul Mavioğlu ve Tuğrul Eryılmaz ile yaptığını iddia edip yazıya düşürdüğü sohbetin hayali olduğunu ve bu sohbetten Mavioğlu ve Eryılmaz’ın haberdar olmadığını ortaya çıkarmıştı. Bir haftada iki Ertuğrul Özkök skandalı birden yani. Bunlar Özkök’ün yazarlıktan da emeklilik sinyalleri mi bilmiyorum ama daha hayalinden neler çıkacak merakla bekliyorum. Hatta bu hayal dünyasıyla Hürrriyet’ten sonra Zaytung’ta yazarlığa devam edebileceğinin sinyallerini de görüyorum.
Ümit Alan/Birgün