HÜRRİYET'TE SURET-İ HAKTAN GÖZÜKEN LAF CAMBAZI!
Ahmet Türk'ün Samsun'da Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın ise Kayseri'de uğradığı yumruklu saldırının "provokasyon"lar sonucunda olduğunu yazan Cengiz Çandar yine Ertuğrul Özkök'e çattı.
“Münferit yumruklar” üzerine…
Ahmet Türk’ün Samsun’daki saldırıda kırılan burnundaki sargıların alındığı gün Enerji Bakanı Taner Yıldız, milletvekili olduğu şehrinde, üstelik bir şehit cenaze töreninde benzer bir saldırıya uğradı, onun da burnu kırıldı.
Bu saldırı –şayet inanırsanız, benzeri her durumda her zaman olduğu gibi- “münferit yani bir “örgüt işi” değil, “bireysel nitelikte”. Arkasında “organize” bir şey yok. Saldırganın ismi Şahin Şimşek. Beden Eğitimi öğretmeni ve amatör boksör. Şehit cenazesinde “hisleniyor”, kendini tutamıyor ve tıpkı kendisi gibi cenaze törenine katılan, bu hükümetin en efendi üyelerinin başında gelen, “karınca incitmez” bir kişiliğe sahip olan Taner Yıldız’a saldırıyor.
Saldırırken, “İşte Türk milletinin yumruğu, al sana açılım” diye bağırmayı ihmal etmeden.
Saldırıya uğrayan Taner Yıldız bir Türk. Samsun’daki saldırının “Kürt” hedefi Ahmet Türk’ün aksine. Taner Yıldız, “Türk milletinin yumruğu”nu yiyerek burnunun kırılması için ne yapmış?
Sanki şehitler, “şehit cenazelerine son vermek” amacıyla yola çıkmış olan “Açılım”dan ötürü veriliyor. Sanki “Açılım”ın esamisinin olmadığı yıllar içinde 40 bin civarında insan bu ülkede değil, başka bir gezegende hayatlarını kaybettiler. Sanki o uzun yıllarda her şehit cenazesinde bakanlara saldırılmış, bakanlar yumruklanmış.
Üstelik Taner Yıldız, bu hükümetin “teknik nitelikleri” en ziyadesiyle ön planda olan, “Açılım” gibi “siyasi” bir adımın sorumluluğu açısından akla en son gelebilecek bir üyesi.
Enerji Bakanı’na yönelen zalim saldırının “münferit” olduğunun inandırıcılığı pek zayıf. Hele, bu tür bir saldırının bir hafta önce Samsun’da Ahmet Türk’e karşı da gerçekleşmiş olduğuna bakılırsa, hiç yok.
Türkiye, “münferit yumruklar”ın arkasına gizlenen bir “provokasyon zinciri”ni izliyor.
Konunun “provokasyon” yönü, çok daha inandırıcı.
*** *** ***
Radikal’in internet sitesinde Kayseri saldırganı ile şu bilgileri okudum:
“Facebook’da boks fotoğraflarını koyan beden eğitimi öğretmeni Şahin Şimşek, ‘Ahmet Türk’ün burnunu kıran yiğit için paylaşıyoruz’ adlı bir videonun altında ‘Yağmurcum, bizde ne yiğitler var, zamanı geldiğinde ortaya çıkar onlar, bir bilsen’ diye yazarken, üye olduğu gruplardan bazıları arasında Özel Harekât, Yılmaz Özdil hayranları ve ülkücü grupların sayfaları yer aldı.”
Bu bilgiden, saldırganın, bir hafta önce Ahmet Türk’e girişilen yumruklu saldırıdan pek hoşnut olduğunu öğreniyoruz. Samsun’da tüm ülkeyi kana bulayacak sonuçlar üretmeye aday “provokasyon”u gerçekleştiren “meslektaşı” onun için bir “yiğit.”
Dolayısıyla, Kayseri saldırganının, cenaze töreninde birden bire galeyana gelerek Enerji Bakanı’na saldırıya geçtiğinin inandırıcılığı, kendisine ait bu “facebook bilgisi” karşısında hiç kalmıyor.
Yaptığı saldırının belirli bir kesimde destek bulduğu ise, “internette 68 genç tarafından ‘Şahin Şimşek Severleri Gurubu’nun oluşmasından ve ayrıca 259 kullanıcının katıldığı “Helal Sana Şahin” adlı bir internet sitesinin faaliyete geçmiş olmasından da anlaşılıyor.
Yine Radikal’in internet sitesindeki Kayseri saldırganına ilişkin bilgilerde “kendisi daha çok küçükken yetim kalmış ülkücü bir gencimiz” şeklinde “tanıtıcı” bir ifade dikkati çekiyor. Bu arada, “Bozkurt” rumuzlu bir kullanıcı da, turkturancı.com adlı sitenin serbest kürsü bölümüne “Helal olsun, bakana iyi yumruk kondurdu ağabeyimiz” diye yazmış.
Kayseri’deki saldırıya emsal teşkil eden Samsun’daki saldırının hedefi olan Ahmet Türk ve olay yerinde bulunan Muş Milletvekili Sırrı Sakık, önceki gece televizyon ekranından, Samsun’daki olayın “münferit” olmadığını yeterince açıklıkla ortaya koydular. İçişleri Bakanı ve müsteşarı, Samsun’daki “güvenlik ortamı” konusunda bir gün önceden uyarılmışlar.
Samsun’daki mahkeme beş saat sürmüş ve beş saat boyunca aralarında saldırganın bulunduğu, hakaretamiz sloganlar atan grup, polis yanı başında müdahale edilmeden bulunmuşlar. Ahmet Türk’e saldırı gerçekleştiği anda, polis, Ahmet Türk’ü korumaya çalışanlara çullanmış, polis telsizi ile Ahmet Türk’ün arabasının camı kırılmış.
Samsun’dan ayrıldıktan sonra Kavak Devlet Hastanesi’ne varıldığı ve hastaneden çıkıldığı sırada, Kavak ilçesinde “protestocu gruplar” sokaklarda imiş. Kavak’tan sonra, Ankara yolunda Havza ilçesinde de benzeri “protestocu gruplar”.
Ve ne rastlantı! Samsun saldırısından, Kavak ve Havza ilçelerine yayılan provokasyon ortamından bir kaç gün sonra Samsun’un bir başka ilçesi Ladik’te polisler “PKK adına” yapıldığı ileri sürülen bir pusuda şehit ediliyorlar.
Bu olaydan birkaç gün sonra Enerji Bakanı Taner Yıldız, Kayseri’de şehit cenazesinde “Al sana Açılım” sloganı ile saldırıya uğruyor.
“Münferit” olaylar dizisi mi dersiniz? Yoksa Türkiye’de ortalığı kana bulamayı hedef alan bir “provokasyonlar zinciri” mi?
*** *** ***
Bütün bunlar olurken, Ahmet Türk’e yapılan saldırıyı Hürriyet’te düpedüz “nefret söylemi” ile “Yumruk” başlıklı yazıda kutsayan ve meşru gösteren “medyanın Ogün Samast’ı”na övgüler yağdıran, arka çıkan birisi, dün yine Hürriyet’te suret-i haktan gözükerek, bir yığın lâf cambazlığıyla “demokrasi”den dem vuruyor ve hiç utanmadan sıkılmadan bütün bu provokasyonlara karşı çıkan demokratlara dil uzatan bir yazı döşeniyor.
Böyleleri, ne zaman ki ırkçılığa ve saldırganlığa prim vermemeyi öğrenirler –öğrenebileceklerine dair pek umudum yoksa da- işte o zaman zeytinyağı gibi üste çıkmaya kalkan yazı yazmalarına da gerek kalmaz.
Türkiye’nin gözünü dört açması gerekiyor. Samsun’daki, Kayseri’deki, Van’daki, Ladik’teki, Reşadiye’deki, her yerdeki “provokatörler”e ve medyadaki şarlatanlara karşı…
Cengiz Çandar/Referans