Hürriyet'te görevi devralan Fikret Bila'dan çarpıcı mesaj!
Hürriyet’te ‘Genel Yayın Yönetmeni’ görevini Fikret Bila devraldı.
Hürriyet’in yeni genel yayın yönetmeni Fikret Bila oldu. Bila,
Hürriyet Dünyası’nda düzenlenen törenle görevini Sedat Ergin’den
devraldı. Törende konuşan Hürriyet Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat
Doğan Sabancı, “Hürriyet her kesimden kişinin okuduğu bir gazete.
Hürriyet’in tek bir iddiası oldu, o da gazetecilik... Bizim
gazetecilikten başka kaygımız, derdimiz yok. Bağımsızlığımız en
önemli teminatımız” dedi.
Sedat Ergin’e teşekkür eden Doğan Sabancı, “Hürriyet, Fikret
Bila’nın liderliğinde gazetecilik bayrağını, iddiasını daha ileriye
taşıyacaktır” dedi.
Genel Yayın Yönetmenliği görevini devralan Fikret Bila da
Hürriyet’in bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da insan
haklarına, hukukun üstünlüğüne, ifade ve inanç özgürlüğüne,
demokratik-laik sisteme bağlı olarak yayın hayatını sürdüreceğini
vurguladı. Yeni dönemde Hürriyet’te yazar olarak görev alacak Sedat
Ergin ise yaptığı açıklamada yorulduğu için yazarlığa dönmek
istediğini, görevden alınmasının bu çerçevede değerlendirilmesi
gerektiğini belirtti.
YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR
Hürriyet Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, törendeki
konuşmasında şunları söyledi:
“Bugün bildiğiniz gibi bir devir teslim için bir araya toplandık.
Sadece iki usta gazeteci arasında değil aynı zamanda iki dost
arasında da bir devir teslim yapacağız. Görevi teslim eden Sedat
Ergin’le hepiniz uzun zamandır çalışıyorsunuz. Kendisi dürüst bir
insan olmanın yanında ilkeli gazeteciliğiyle hepimizin
hafızalarında önemli bir yer edinen meslektaşımızdır.
İki buçuk yıldan beri Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni olarak
belki de Hürriyet tarihinin en zor zamanlarında bu sorumluluğu
yüklenmiş bir isim. Sedat Ergin aynı zamanda Balyoz Davaları’nın
ilk defa kumpas olduğunu Türk basınında anlatan yazardır. Bu tür
araştırmacı gazetecilik çalışmalarına bundan sonra da Hürriyet’te
devam edecek. Kendisine çok teşekkür ediyorum.
BAĞIMSIZLIĞIMIZ EN ÖNEMLİ TEMİNATIMIZ
Görevi alan sevgili Fikret Bila için de çok benzer bir yol
arkadaşlığından ve kıdemden bahsedebiliriz. Kendisi 35 senelik bir
gazeteci. Bunun 25 yılında bizimle Doğan Grubu’ndaydı.
Fikret Bila tam 18 yıl Milliyet’in Ankara temsilciliğini yaptı. Bu,
Ankara temsilciliği için uzun bir süre. Fikret Bila tecrübesinin
yanı sıra altı kitap yazmış çok çalışkan bir gazeteci. Şimdi bizim
yayın yönetmenimiz olarak Hürriyet’in bayrağını çok daha ileriye
götürecek. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun diyorum.
Hürriyet her kesimden kişinin okuduğu bir gazete. Hürriyet’in tek
bir iddiası oldu, o da gazetecilik... Bizim gazetecilikten başka
kaygımız, derdimiz yok. Onun için bağımsızlığımız en önemli
teminatımız. Hürriyet Gazetesi’ni her kesim okuyor.
Hürriyet toplumsal kutuplaşmanın dışında kalmaya çalışan bir kurum.
Kutuplaşma, geçen hafta New York’ta Columbia Üniversitesi’ne
yaptığım konuşmada da söylediğim gibi sadece Türkiye’nin değil
bütün dünyanın çok önemli bir meselesi. Kutuplaşma sadece bireyleri
değil, bütün kurumları özellikle de medyayı içine çekmeye
çalışıyor.
BAYRAĞI İLERİYE TAŞIYACAK
Doğruya doğru, eğriye eğri demek her türlü, her çeşitten bakış
açısını aynı platformda dinleyebilmek zordur. Ancak zor olduğu
kadar kıymetli, önemli ve gereklidir. Hürriyet olarak biz bunu
yapmaya çalışıyoruz. Her zaman haberlerimizde tarafsız, objektif,
bağımsız, yorumlarımızda ise çeşitliliği önemseyen bir yayın
anlayışı içinde olduk.
Hürriyet, Doğan meslek ilkeleri doğrultusunda Fikret Bila’nın
liderliğinde gazetecilik bayrağını daha da ileriye taşıyacak. Bütün
iddiamız bu.
Bu kolay bir pozisyon değil. Yaptığımız işi çok dikkatli
yapmalıyız. Kılı kırk yarmalıyız.
Maalesef geçen Cumartesi yayınlanan bir haberimizde bir yol
kazasıyla karşılaştık. Genelkurmay Başkanlığı’nın verdiği bilgilere
dayanılarak yapılmış bir haber, editoryal bir hata sonucu yanlış
başlıkla yayınlandı.
Bu tür hataların olmaması için ne gerekiyorsa yapmamız lazım. Bu,
herkesin sorumluluğu. Bunun gerektirdiği sorumluluğu da özeni,
dikkati de sayfalarımıza yansıtmalısınız. Bundan sonra bu tür
hataların olmamasını istiyorum.
Hürriyet’in yayın çizgisi belli. Durduğu yer belli. Meslek etik
ilkelerimiz belli. Hürriyet, Fikret Bila’nın liderliğinde bu
gazetecilik bayrağını, iddiasını daha ileriye taşıyacaktır. Yeni
bir dönem hayırlı uğurlu olsun.”
GAZETECİLERİN AMACI GERÇEĞİN PEŞİNDE KOŞMAKTIR
Fikret Bila da Hürriyet Dünyası Yazı İşleri Masası’nda yaptığı
konuşmasında şunları söyledi:
“Hürriyet Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmenliği görevini üstlenmek
benim için büyük bir onurdur. Bu sorumluluğu üstlenirken Sayın
Aydın Doğan’a, Sayın Vuslat Doğan Sabancı’ya ve Doğan ailesinin
değerli üyelerine teşekkür etmeyi bir borç biliyorum. Sayın Aydın
Doğan’ın benim ve rahmetli ağabeyim Hikmet Bila’nın yaşamında çok
özel bir yeri vardır. Yaşamsal önemdeki zor günlerimizde bize
gösterdiği içten ilgi ve desteğe ne kadar teşekkür etsem azdır.
Stajyerlik yıllarımı saymazsak, 30 yıllık meslek hayatımın tamamını
Milliyet Gazetesinde, 25 yıllık dilimini de Doğan Ailesi ile
geçirdim. Bu nedenle sizlere ve değerli Hürriyet okurlarına yabancı
değilim.
Hürriyet, okurları için olduğu kadar, bilim insanları,
araştırmacılar, tarihçiler, sanatçılar, kültür insanları ve
diplomatlar için de referans kaynağıdır. Bu nitelikleri
nedeniyledir ki; Hürriyet Türk Basınının amiral gemisidir.
Üstlendiğim görevin bana yüklediği sorumluluğun bilincindeyim. Biz
gazetecilerin amacı, gerçeğin peşinden koşmaktır. Gerçek, güncel,
ilginç, yakın ve önemli olayların haberleştirilmesi; kamuoyunun
bilgilendirilmesi bizim temel görevimizdir.
TEMAS VE MESAFE
Gazetecilik mesleğinin en temel ilkelerinden biri ‘temas ve
mesafe’dir. Le Monde’un kurucusu, gazeteci Hubert Beuve-Marry’nin
ortaya koyduğu temas ve mesafe ilkesi, gazetecinin haber
kaynaklarıyla kurduğu ilişkinin çizgisini belirler. Gazeteci
kaynağı ile temasta olmalı ama daima bir mesafe gözetmelidir.
Gazeteci kaynaklarla temas kuramazsa haberi, mesafesini
ayarlayamazsa da objektifliğini kaybeder.
Objektif haber, her şeyin üstünde bir konumda mesleğin tüm
temellerinin dayandığı, egemen bir ilkedir. Bu temel ölçüler Doğan
Yayın İlkelerinde de ifadesini bulmuştur. Özgür ve bağımsız
gazetecilik demokrasinin vazgeçilmez unsuru olarak Doğan Yayın
İlkeleri’nin temel felsefesini oluşturur. Hürriyet bugüne kadar
olduğu gibi bundan sonra da bu ilkelerin ışığında, insan haklarına,
hukukun üstünlüğüne, ifade ve inanç özgürlüğüne, demokratik-laik
sisteme bağlı olarak yayın hayatını sürdürecektir.
İKİ RAKİP AMA HEP DOST
Bu görevi Sedat Ergin’den devralmak benim için ayrıca önem taşıyor.
İkimiz de, Türkiye’nin çalkantılı bir dönemi olan 1970’lerin
ortalarında üniversite öğrencisiyken mesleğe başladık. Ankara’nın
zorlu yıllarında gazeteciliğe tutkulu iki genç olarak, hep haber
peşinde koştuk. Mesleğin en alt kademesinden başlayarak çeşitli
kademelerinde görevler üstlendik. Uzun yıllar boyunca, birbiriyle
haber atlatmak için yarış halinde iki rakip, ama her zaman sevgi ve
saygıyla bezenmiş, dost ve arkadaş olarak kaldık. Bu arkadaşlık ve
dostluğumuz Milliyet Gazetesi’nde birlikte çalıştığımız yıllarda
olduğu gibi, Hürriyet Gazetesi’nde de devam ediyor.”
HÜRRİYET BAĞIMSIZ GAZETECİLİĞİN EN ÖNEMLİ
GÜVENCESİ
İki buçuk yıl Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmenliği görevini
üstlenen Sedat Ergin ise yaptığı konuşmada şu ifadelere yer
verdi:
“Hürriyet’in genel yayın yönetmenliği görevinde bulunduğum geçen
iki buçuk yıl Türkiye açısından bir hayli çalkantılı ve gerilimli
bir dönem oldu. Evet, ben bu dönemde amiral gemisinin kaptanlığını
yaptım. Rüzgârsız, dalgasız açık denizlerde seyretmek bir kaptan
açısından en ideal ortamdır. İstediğiniz kadar sürat de
yapabilirsiniz. Gelgelelim biz sürekli fırtına altındaydık. Birden
karşımıza çıkan kayalıklar büyük tehlike yaratabiliyordu. İşte bu
olumsuz koşullar altında kayalıklara çarpmadan gemiyi karaya
oturtmadan yüzdürmek gerekiyordu. Geçen iki buçuk yılı nasıl
geçirdiğimi sorarsanız ancak bu benzetmeyle açıklayabilirim.
Hürriyet’in Türkiye için, Türk basını için çok özel bir yeri var.
Hürriyet, Doğan grubunun yazılı basındaki en önemli yayın organı
olarak bugün Türkiye’de bağımsız gazeteciliğin en önemli
güvencesidir.
DOĞAN AİLESİ BÜYÜK BEDELLER ÖDEDİ
Doğan ailesiyle 1994’ten beri birlikte yakın bir şekilde
çalışıyorum. Doğan ailesinin bağımsız bir yayın grubunu ayakta
tutabilmek, bağımsız bir çizgide yol almaya devam edebilmek için
geçen 10 yıl içinde ödediği büyük bedele, yaşadığı sıkıntılara en
yakından tanıklık etmiş biriyim. Bunun bugün kamuoyu tarafından
yeterince teslim edilmiyor olması büyük bir haksızlıktır. İleride
tarih hükmünü verdiğinde Doğan ailesinin basın özgürlüğü açısından
oynadığı rolün teslim edileceği hususunda benim hiçbir endişem yok.
Gerçeğin er geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.
Çok önemli gazetecilik işlerine de imza attık. Gerçekten özellikle
fikri takip gösterdiğimiz durumlarda sonuç alabildiğimiz pek çok
olay hatırlıyorum. Bir ana akım gazete için bir sanat eki
yayımlamak Türk basını için önemli bir ilktir. İçinden geçtiğimiz
dönemde bu ekin yayın hayatına girmiş olması herkese iyi geldi,
gazetemize büyük bir saygınlık getirdi.
SİHİRLİ REÇETE YOK
Hürriyet’in okuruyla, toplumla arasında var olan bir gönül kontratı
var. Bu kontratta her şeyden önce Türkiye sevgisi var. Yaşadığımız
ülkeyi, bu ülkenin insanlarını sevmek, bu ülkenin potansiyeline,
gücüne inanmak, Cumhuriyetimizin geleceğine güven duymak var bu
kontratta. İçinden geçtiğimiz sıkıntılı durumu aşmanın sihirli bir
reçetesi yok, sihirli reçeteye gerek de yok, bunun reçetesi
olgulara dayanan, hatasız, nitelikli bir gazetecilik yapmaktır.
KÖŞE YAZARI OLARAK DEVAM EDECEĞİM
Bugün Hürriyet’te önemli bir bayrak değişimi gerçekleşiyor. Bayrağı
bugün arkadaşım, dostum Fikret Bila’ya devrediyorum. Fikret’in tek
sermayesi vardır, o da gazeteciliktir. Yirmi beşinci yılımı
doldurduğum Hürriyet’teki yolculuğuma bundan sonra köşe yazarı
olarak devam edeceğim. Bundan büyük bir heyecan duyuyordum. Ben
araştırmacı gazeteciliğe çok önem veririm. Geçmişte Ergenekon,
Balyoz gibi iddianameleri ciddi bir şekilde incelemiştim. 15 Temmuz
sonrasında beni bekleyen onlarca iddianame var. Bu iddianameleri
büyüteç altına yatırmak için büyük bir sabırsızlık içindeyim.”