HÜRRİYET´İN YAPTIĞI GAZETECİLİK DEĞİL!
Hürriyet'in İsrail´in bombaladığı bir sığınakta 37´si çocuk 63 insanın hayatını kaybettiği Lübnan´daki Kana katliamı ile ilgili iki manşeti Ortadoğu uzmanı Akşam yazarı Hüsni Mahalli´yi fena kızdırdı. Haberler için "aptalca" diyen Mahalli ne yazdı?
HÜRRİYET
Hürriyet, Arapça´da Hürriyet kelimesinden alınarak önce Osmanlıca´da sonra da Türkçe´de tümüyle siyasi içerikli olarak kullanılmıştır.
Sedat Simavi de bundan 58 yıl önce, yani 1948 yılında o günün koşullarında çıkardığı gazeteye bu adı uygun bulmuştu.
Pazar sabahı her zaman olduğu gibi tüm gazeteleri okumaya başlamışken El-Cezire televizyonu yayınını keserek Lübnan´daki Kana katliamını canlı yayınlamaya başladı. İsrail´in bombaladığı bir sığnakta 37´si çocuk 63 insan ölmüştü. Cezire; parçalanmış bebek cesetlerini özellikle göstererek İsrail ve ABD yandaşlarına mesaj vermek ister gibiydi!
Tam bu sırada elime Hürriyet gazetesini almışım.
Almaz olaydım!
İki manşet:
`Sünni Zafere İzin Yok´´ ve `Bizimkiler Gelmesin Bunlar Arkadan Vurur.´
İtiraf edeyim 25 yıllık meslek yaşamımda böylesi aptalca iki haber görmedim, kasıtlı olsa bile!
Birinci manşet, İngiliz Guardian gazetesinden alınan bir haberden.
Gazete kendi muhabirinin Lübnan´ın güneyinde karşılaştığı bir Hizbullah militanının sözlerine yer veriyor.
Sözde militan bakın özetle ne diyor:
`Hizbullah önce İsrail´i yenecek sonra sıra Sünnilere gelecek.´
İnanılacak gibi değil!
Guardian okuyucuları için Sünni-Şii çatışması bir şey ifade etmeyebilir ama Türkiye için bu çok şey ifade eder.
Hürriyet gibi Türkiye´nin en büyük gazetelerinden biri nasıl oluyor da Sünni-Şii düşmanlığını körüklüyor?
Dünyanın hiçbir ciddi gazetesinde yoldan geçen bir miltanın söylemleri-ki doğruluğundan şüpheliyim-ile bir siyasi partinin politikaları değerlendirilmemiştir.
Guardian ciddi olsaydı, herkesin yaptığı gibi gider Hizbullah liderlerini bulur ve onlarla konuşurdu.
Amerikan işbirlikçisi İngiltere´nin gazetesi bu sahtekârlığı yapabilir, ama Hürriyet neden bu pis oyunun bir parçası oluyor?
Gelelim ikinci manşete...
Hürriyet tam sayfa ayırdığı bu haberde Beyrut´ta kapıcılık yapan bir Türk vatandaşının sözlerine yer veriyor.
Hürriyet tuhaf bir şekilde bu kişiyi neredeye Lübnan ve uluslararası politika uzmanı olarak takdim ediyor ve söylediklerini detaylı bir şekilde aktarıyor.
Hürriyet kendince zeki bir kelime oyunu ile `Arapların,Türkleri arkadan vurduğunu´ hatıtrlatmaya çalışıyor.
Hürriyet´in yaptığı gazetecilik değil!
Birinci haberle ilgili olarak iki cümle söylemek istiyorum:
ABD, İsrail ve Batı´nın bölgemizi hedef alan tüm planlarının özünde etnik ve mezhep çatışmaları var. Irak´ta bunun denemesi yapılıyor. Lübnan´ı hedef alan İsrail saldırısı da buna yöneliktir. Eğer bu başarılırsa Türkiye er ya da geç bu bataklığın içine çekilecektir.
Umarım Hürriyet´in amacı bu olmasa gerek.
Gelelim ikinci habere...
Buna da Ergun Babahan´ın yine pazar günkü Sabah´taki yazısından alıntıyla yanıt vermek istiyorum.
Babahan; `Türkiye´nin yüzünü Batı´ya çevirmesi gerektiğini söyleyen kimi laik yazarlar, İsrail´i üstünkörü eleştirdikten sonra Araplara yönelik ırkçı çağrışmalar da içeren yaklaşımlarda bulunuyor´ diyor:
Son olarak bir de şu Erdoğan´a yüklenenlere bir çift lafım var:
Bazıları `Arap liderler, İsrail´e ses çıkartmazken Türkiye neden kraldan fazlı kralcı okuyor´ diyor ve İsrail konusundaki sert açıklamalarından dolayı Başbakan´a yükleniyor.
Dünyanın hiçbir yerinde kötü şeyler örnek gösterilmez.
Eğer Arap liderlerinin bazıla