27 Şub 2009 14:08 Son Güncelleme: 10 Mayıs 2021 16:03

HÜRRİYET'E EL KONULUP BAŞINA DA FEHMİ KORU GETİRİLİRSE NE OLUR?..

Oray Eğin "Hürriyet'e el konursa" neler olabileceğini yazdı.İşte Oray Eğin'in senaryosu...

Hürriyet'e el konursa...


Bir kere kolonya kokulu Fehmi Koru'yu başa getirirler... Ama o da yalnız gelmez tabii ki. Yanında Ali Bayramoğlu'nu taşıyıverir. Ne de olsa Bülent Ersoy da her yere Oya Aydoğan'la gidiyor, yıldızların yanlarında daima birisi olur ya...
Fehmi hayal ettiği koltuğa yerleşir en sonunda. Kendisine de önce üçüncü sayfada bir köşe açar; Taha Kıvanç orada başlar.
Bilir misiniz yıllar önce Ertuğrul Özkök ona Hürriyet'te yazmasını teklif etmişti, ama sadece Taha Kıvanç olarak! Bunun intikamını da alır böylece, bizzat Özkök'ün köşesine 'Fehmi Koru' olarak yerleşerek...
İnsan Kaynakları ilk olarak Bekir Coşkun'u çağırır. 'Yumuşak geçiş' istediklerini söylerler, ona eklerde sadece Postal hakkında yazmasını önerirler. Kabul etmez, çıkışı verilir. Zaten sayfası da yoktur artık.
Yılmaz Özdil sakin kalacak biri değil. Öyle İnsan Kaynakları'nı, Fehmi'nin açıklamasını falan beklemeden kavga çıkarır, istifa eder, bir de ağır bir yazı yazar; tabii basılmaz.
Fehmi, eski arkadaşı Cüneyt Ülsever'i arar ve 'Lütfen yazılarındaki tonlamayı değiştir, biraz Hadi gibi yaz' der... Mesaj açıktır, Hadi Uluengin kalacaktır.
İlk yazıişleri toplantısında 'Hürriyet aynen devam edecektir, birkaç yazar getireceğim' der... Cengiz Çandar grup içi transfer olarak açıklanır... Emre'yle karısı dışarıdan getirtilir...
İlk icrada Abdurrahman gibi adları olan yeni üyeler önce 'Şu Ayşe Arman'ın fotoğraflarına bir şey yapalım' gibi önerilerle gelirler, 'Kelebek'e bir müdahale etmek gerek' derler, Fehmi'ye 'ek maaş' kaynağı bulunmasına dair karar çıkar...
Arman Kırım'ın köşesinin adı 'Simit Havyar'dan 'Simit Peynir'e dönüşür... Kubilay daha çok fasıllara, Sultanahmet'e, nargilecilere, kısacası başka gecelere akar... Niobe'nin rüya yorumları yerine emekli müftü getirilir... Nil Karaibrahimgil'in yerine Şebnem Kısaparmak gelir... Kanat Atkaya ise görevi Selahattin Yusuf'a devreder...
Spor müdürü Esat Yılmaer'e 'bundan böyle' kadın sporcu fotoğraflarını kullanırken hassasiyet göstermesi rica edilir...
Oktay Ekşi yaş haddinden, Doğan Hızlan sınıf ve kültür farklarından emekli edilir... Ali Bayramoğlu 'günün yazısını' yazar ve 15 sene önceki yarı karanlık, yarı yakışıklı fotoğrafıyla mistik bakışlar çakar Hürriyet okurlarına...
'Oral'ı getirelim' der Fehmi ve böylece eski Cumhuriyet gazetesi yazarı AKP'ye verdiği yağcılık hizmetinin karşılığını alır...
Ahmet Hakan da maalesef Fehmi 'katına' çağrılmadan gönderilir Hürriyet'ten. Rivayet odur ki 'Atın bu adamı' demiştir Fehmi... Fakat bu söz internet sitelerinde çıkınca açıklamayı Taha yapar...
Ahmet Hakan'ın 'çakması' Akif Beki Radikal'den, Nuray Mert'in 'çakması' ise Habertürk'ten transfer edilir. 'Çakma Ayşe Arman' arayışları bir süre devam eder...
Bu süreçte koltuğunu tek bir kişi korur: Fehmi Abisi'ne yaptığı yalakalıkların karşılığında devrik TV yazarına tekrar köşesinden televizyon yazıp iş bağlamasına izin verilir.
Birkaç ay içinde ise geçiş iyice tamamlanır... Öteki mahalleden adını bulmadığımız başka isimler de küçük-büyük konumlara getirilir, irili ufaklı noktalara yerleştirilir...
Ha unutmadan, Hürriyet'in kafeteryasında Ertuğrul Özkök'ün ısrarlarıyla konan espresso makinesi de yerini bir semavere bırakır...
Şarap ve zeytinyağı tadından nargile ve şerbete geçiş yapar Hürriyet... 'Türkiye Türklerindir'den 'Huzur İslam'dadır' sloganı yerleşir gazetenin künyesine...
Hürriyet'i de ele geçirdiklerine göre artık hiçbir engel kalmamıştır önlerinde, istediklerini yapabilirler... Bu iş Atatürk'ün portresinin Hocaefendi'nin profil resmiyle değiştirilmesine kadar varır...
Aslında her şey olur da, artık Türkiye'de mantık tamamen çöktüğü için her şey de gerçek olabilir.. Evet, Hürriyet de ele geçirilebilir.
Peki ne olur biliyor musunuz?
Hürriyet olmaz. Büyük sözleri, büyük değişimleri bir yana bırakalım, her şeyden önce sıkıcı, baygın, kötü, beş para etmez bir gazete olur Türk Basını'nın amiral gemisi. Sabah'ın hızlı günlerini yad ettiğimiz gibi anılarımızda anlatırız Hürriyet'i.
Bu adamlar Hürriyet falan yapamazlar çünkü. Sadece Hürriyet'i yerle bir etmeyi başarırlar.
Amaç da gazete falan yapmak değildir zaten... 'Hürriyet'i ele geçiren Türkiye'yi ele geçirir' diye inanmışlar; en büyük kaleyi yıkmaktır...
Ben kendimi bildim bileli Hürriyet okuruyum...
Kızarım, severim, nefret ederim, üzer beni, ama 'benim' gazetemdir, onların değil. Gazetecilerin ve gazete okurlarının geleceğininin, özgürlüğünün garantisidir güçlü bir Hürriyet.
Bugün Hürriyet üzerinde oynanan oyunlara isyan ediyorum. Sırf bir okur olarak bile. Ve herkesi bu savaşa karşı mücadeleye çağırıyorum.
Hürriyet'imiz engellenemez.


ORAY EĞİN / AKŞAM