29 Haz 2017 09:00
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 22:57
Hürriyet yazarından ilginç çıkış: Acun Ilıcalı’da olup da Şeyma Subaşı’da olmayan nedir?
Hürriyet yazarı Melis Alphan: "Yaptığı televizyon programları ne kadar izlenirse izlensin, zerre kamusal faydası olmadığı için eleştirilmeli Ilıcalı..."
Hürriyet gazetesi yazarı Melis Alphan, verdiği röportaj sonrası
bazı kesimlerin hedef tahtasına oturtup küçümseyip, aşağılamaya
çalıştığı Şeyma Subaşı ile ilgili ilginç bir çıkış yaptı.
Melis Alphan, Şeyma Subaşı'yı aşağılamak isteyenlerin Acun Ilıcalı'yı öve öve bitirememesini eleştirdi...
"Eleştirilecekse ikisi birden eleştirilmelidir" diyen Melis Alphan, Acun Ilıcalı için de "Yaptığı televizyon programları ne kadar izlenirse izlensin, zerre kamusal faydası olmadığı için eleştirilmeli Ilıcalı" dedi...
İşte Melis Alphan'ın o yazısı:
KÜÇÜMSEMİYORUM AMA ABARTILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM
Acun Ilıcalı başarılı sayılıyor çünkü bir televizyon spikeriyken televizyon sahibi oldu. Ve ondan olağanüstü bir başarı hikayesi gibi söz ediliyor. Çok iyi kalpli biri falan olabilir ama ben ürettiklerinde fayda göremiyorum.
Küçümsemiyorum ama çok abartıldığını düşünüyorum.
Çünkü bana göre esas başarı topluma, insanlığa fayda sağlamaktır. Bu sadece istihdam sağlamak ve vergi vermekle olmaz.
Bir köyde yoksulluğa doğup Nobelli bir bilim insanı oluyorsanız bu büyük başarıdır. Acun’unki böyle bir şey değil.
Tam da bu yüzden, Şeyma Subaşı’nın neden beklentileri karşılayamadığını anlayamıyorum. Ilıcalı’da olup da Subaşı’da olmayan nedir?
Acun’unki kadar olmasa bile, Subaşı da 1.5 milyonluk takipçisiyle sistemin araçlarını kullanarak -en amiyane para kazanma şekli olan, Instagram’da ürün tanıtarak- fena olmayan bir kazanç elde edebilir. Hem de hiç yorulmadan, beyninin kıvrımlarını zorlamadan.
Eleştirilecekse ikisi birden eleştirilmelidir.
Yaptığı televizyon programları ne kadar izlenirse izlensin, zerre kamusal faydası olmadığı için eleştirilmeli Ilıcalı.
Subaşı’nın ise Onur Baştürk’e verdiği röportajda tek bir yere takılmalı.
Onur, mesleğini sorduğunda cevabı şöyle:
“Acun’la bulmaya çalışıyoruz! Life-style bir şey mi desek diyorum. Tasarımcı değilim. Stil danışmanı da. Kimseyi giydirmiyorum. Ama Insta Story’ye mesela, mekanın her yerini çekip koymam. Onun yerine küçük bir kesit bulup onu koyarım. Sosyal medya uzmanı oldum. Neyin ilgi çekeceğini iyi biliyorum.”
Instagram’da neyin ilgi çekeceğini bilmek bir meziyet ya da iş değildir.
Milyonlarca takipçisi olan insanlar mekan ve kıyafet zırvalıklarından sıyrılıp insanlar için, toplum için sosyal medya güçlerini nasıl kullanabileceklerine kafa yorsalar keşke.
Bu ülkenin esas böylesine ihtiyacı var.
Melis Alphan, Şeyma Subaşı'yı aşağılamak isteyenlerin Acun Ilıcalı'yı öve öve bitirememesini eleştirdi...
"Eleştirilecekse ikisi birden eleştirilmelidir" diyen Melis Alphan, Acun Ilıcalı için de "Yaptığı televizyon programları ne kadar izlenirse izlensin, zerre kamusal faydası olmadığı için eleştirilmeli Ilıcalı" dedi...
İşte Melis Alphan'ın o yazısı:
KÜÇÜMSEMİYORUM AMA ABARTILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM
Acun Ilıcalı başarılı sayılıyor çünkü bir televizyon spikeriyken televizyon sahibi oldu. Ve ondan olağanüstü bir başarı hikayesi gibi söz ediliyor. Çok iyi kalpli biri falan olabilir ama ben ürettiklerinde fayda göremiyorum.
Küçümsemiyorum ama çok abartıldığını düşünüyorum.
Çünkü bana göre esas başarı topluma, insanlığa fayda sağlamaktır. Bu sadece istihdam sağlamak ve vergi vermekle olmaz.
Bir köyde yoksulluğa doğup Nobelli bir bilim insanı oluyorsanız bu büyük başarıdır. Acun’unki böyle bir şey değil.
Tam da bu yüzden, Şeyma Subaşı’nın neden beklentileri karşılayamadığını anlayamıyorum. Ilıcalı’da olup da Subaşı’da olmayan nedir?
Acun’unki kadar olmasa bile, Subaşı da 1.5 milyonluk takipçisiyle sistemin araçlarını kullanarak -en amiyane para kazanma şekli olan, Instagram’da ürün tanıtarak- fena olmayan bir kazanç elde edebilir. Hem de hiç yorulmadan, beyninin kıvrımlarını zorlamadan.
Eleştirilecekse ikisi birden eleştirilmelidir.
Yaptığı televizyon programları ne kadar izlenirse izlensin, zerre kamusal faydası olmadığı için eleştirilmeli Ilıcalı.
Subaşı’nın ise Onur Baştürk’e verdiği röportajda tek bir yere takılmalı.
Onur, mesleğini sorduğunda cevabı şöyle:
“Acun’la bulmaya çalışıyoruz! Life-style bir şey mi desek diyorum. Tasarımcı değilim. Stil danışmanı da. Kimseyi giydirmiyorum. Ama Insta Story’ye mesela, mekanın her yerini çekip koymam. Onun yerine küçük bir kesit bulup onu koyarım. Sosyal medya uzmanı oldum. Neyin ilgi çekeceğini iyi biliyorum.”
Instagram’da neyin ilgi çekeceğini bilmek bir meziyet ya da iş değildir.
Milyonlarca takipçisi olan insanlar mekan ve kıyafet zırvalıklarından sıyrılıp insanlar için, toplum için sosyal medya güçlerini nasıl kullanabileceklerine kafa yorsalar keşke.
Bu ülkenin esas böylesine ihtiyacı var.