HÜRRİYET YAZARI'NDAN GRUP SEKS TARİFİ; "ANA YEMEK"
Hürriyet Gazetesi yazarı Onur Baştürk'ün ilk romanı ‘Ev Sahibi' çıktı. İşte kitabın öyküsü :
Onur Baştürk’ün ilk romanı ‘Ev Sahibi’ çıktı. Farklı hayatları kesiştiren kurgusu, şehir hayatına dair ipuçları dışında kitap ‘Ana Yemek’ isimli yeni bir fanteziye de kapılarımızı açıyor.
Baştürk kendi deyişiyle yazın en gizemli romanını Hürriyet'ten Hakan Gence'ye anlattı..
İşte o röportaj :
Bizden gece hayatı üzerine hikâyeler beklerken romanla geldiniz. Her köşe yazarı roman yazabilir mi?
- Yazmaya başladıktan sonra hikâye sürüklendi ve bu roman ortaya çıktı. Otorite değilim ama bence roman yazacaksanız bir derdiniz olmalı.
Sizin derdiniz ne?
- Benim değil ama kitabın derdi, herkesin bir kapı olduğunu anlatmak.
O ne demek?
- Konuşurken birbirimize bir şeyler iletiyoruz. Şu an farkında değiliz ama bir süre sonra bu sohbet ortamı bize bir şeyleri açıyor ve hayatımızı etkiliyor. Kitaptaki karakterlerin de başına bu geliyor. Hiçbir şey tesadüf değil, her insan birbirinin kapısı. Kapıyı açmak ya da kapalı tutmaksa sizin elinizde.
Ama bunların yanı sıra aşk ve sekse dair şeyler de var…
- Evet aynen! Seksin çok kolay ama aşkın pamuk ipliğine bağlı olduğu, şehir insanının bitmek bilmeyen heveslerinin altında kendinden fena halde memnuniyetsiz olmasının yattığı ve tabii bazı insanların günün sonunda Tanrıcılık oynamaktan zevk aldığı da kitapta anlatılıyor.
Hikâyeyi çoğunlukla kadın karakterlerin dilinden anlatıyorsunuz. Baş karakteriniz ‘Sırma’ aslında siz misiniz?
- Biraz Sırma, biraz Kaan, biraz ev sahibi karakterleri benden izler taşıyor. Dışardan sütliman görünen ama içinde fırtınalar kopan kadın karakterleri yazmak hoşuma gidiyor. Çünkü erkekler fırtına halini de sütliman tavrını da ortalıkta yaşıyor ama kadınlar öyle değil. Bin türlü dolambaçları var. Bu yüzden onlar hakkında yazmak çok zevkli!
GRUP SEKS OYUNU: ANA YEMEK
Hikâyenin kilit noktalarından biri, büyük bir villada geçen, grup seks partisi. İsmi ‘Ana Yemek’. Nedir bu ana yemek?
- Altı fahişe ve altı erkek var. Villanın girişinde ev sahibi tarafından kızlara kurallar veriliyor. Hepsi aynı tip kıyafetler giyiyor. Sonra restoran mönüsü gibi başlangıç, ara sıcak ve ana yemek şeklinde parti ilerliyor.
Nedir o aşamaların detayları?
- Başlangıç bölümünde sadece sevişiliyor. Ara sıcakta aklınıza gelecek her şey serbest. Bu bölümlerde katılımcı erkekler, kadınlara puan veriyor. En çok puanı alan ana yemek olarak ev sahibine sunuluyor.
Bu sizin fanteziniz mi yoksa şahit oldunuz mu?
- Şahit olmadım ama kalıp olarak düşündüğümde hoş bir fantezi. Bana çekici gelen kısımları çok. Yazarken hiç çekinmedim. Yalnız bunu erotik roman olarak düşünmeyin. ‘Ana yemek’ kitabın yirmi sayfalık bir bölümü.
Akla ‘Gözleri Tamamen Kapalı’ filmini getiriyor...
- Olabilir ama o filmde bambaşka bir kurgu, tarikat durumu var. Benim kurguladığım grup seks sahnesi daha alaturka.
FAHİŞELİK OYUNU OYNAYAN KADINLAR VAR
Herkesin bir ‘ev sahibi’ var mı sizce?
- Bu özgüveninize ve karakterinize bağlı. Eğer zaaflarınız çoksa, karar alıp vermekten yoksunsanız, kendimizi teslim ettiğimiz kişi ya da kişiler, yani ev sahipleri olmaya başlıyor.
Aslında hepimiz romandaki gibi gözleniyor muyuz?
- Hayatlarımız hep ortada ve bir şekilde düzenlenip müdahale edilmeyi bekliyor. Aslında sosyal medyayla, bilerek isteyerek kendi hayatımızı hepimiz teşhir ediyoruz. Diğerlerini merak ediyoruz.
Kadın karakterler fahişeliğe bir oyun olarak başlıyor. Gerçekten böyle hayatlar yaşanıyor mu?
- Tabii bu oyunu oynayanlar var. Zevk için başlayıp sonra üstüne para alan, para almaktan da zevk alanları gördüm. Ama haz haindir bir kere tattın mı geri dönüşü yok. Hayatın normal şeklinde akarken bir yandan o hazzın peşinde gidersin ve kimse bunu fark etmez.
Sizin peşinden koştuğunuz bir haz var mı?
- Peşine düşmeme gerek yok. Hepsini yaşıyorum!
HAVALİMANI DÜNYANIN EN BÜYÜK ARZU NESNESİ
Fahişelik oyununa giren kadınlardan biri hostes. Hostesler kitaptaki kurguya ilk başta tepki verebilir ama sonra finali okuduklarında neden öyle olduğunu anlayacaklar. Şunu da söylemem gerek: Hatırlarsın, Atatürk Havalimanı’ndan bildiren bir yazı dizisi yapmıştım. Daha sonra da kitabı çoğunlukla yolculuklar esnasında yazdım. Havalimanı bence dünyanın en büyük arzu nesnelerinden biri. Çünkü ‘gitmek’ üzerine kurgulanmış bir yer. Pasaporttan geçtikten sonra arada bir yerdesin, vatansız bir bölgede. O yüzden kitabın havalimanında, iki ana karakterin hostes olmasını özellikle istedim.