Hürriyet yazarına sansür! 'Brunson pazarlığı' yazısı, siteden kaldırıldı!
Hürriyet yazarı Cansu Çamlıbel, Ankara’nın ABD’li rahip Andrew Brunson karşılığında Halkbank’ı hedef alan 2 yeni soruşturmanın sonlandırılmasını talep ettiğini yazdı
Hürriyet, Washington Temsilcisi Cansu Çamlıbel'in, dün
"Yanlış anlaşılma mı, Halkbank mı?" sayfayla
yayınlanan (3 Ağustos 2018) yazılı siteden. Çamlıbel, Ankara'nın
ABD'li rahip Andrew Brunson'ı Halkbank'ı ele alan 2 yeni
soruşturmanın sonlandırılmasını talep ediyor.
Çamlıbel yazısında, İsrail'de tutuklu bulundum ve ABD Başkanı
Donald Trump'ın anlatılı serbest bırakılan Ebru Özkan'a karışan,
ABD tarafının Türkiye'de tutuklanan rayı Andrew Brunson'ın serbest
bırakılmasını ümit ederek, ancak Brunson'ın tutukluluk halinin ev
hapsine çevrilmesiyle Trump'ın "devrelerinin yandığını"
aktardı.
Çamlıbel'in Hürriyet'ten yayından kaldırıldı yazısı
şöyledir:
ABD yönetiminin iki Türk bakana yaptırım uygulama kararı
Washington'daki siyasi süreçleri sağlamak için bekleyen kimse ile
sürpriz olmadı. FETÖ davasından tutuklu Amerikalı din adamı Pastör
Andrew Brunson'ın 24 Haziran'daki cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra
serbest bırakılmaması için ABD'nin Ankara'daki baskıyı artıracak
bir adı hazır adım sırmı. Ankara ile Washington arasında temmuz
ayakkabısı sürüyor.
Amerikan tarafının talebi son derece netti; 'siyasi bir rehine'
gibi gördükleri Pastör Brunson aleyhindeki 'uydurma' iddiaları
düşürülerek 18 Temmuz'daki duruşmanın ardından ülkesine
gönderilmeliydi. Türk tarafının genel beklentiler listesi çok uzun
olsa da bu tür bir pazarlığa somut bir karşı masalı masaya
konulması ihtiyacdu. Ankara tercihini - yine kimseye sürpriz
olmayan bir hamleyle - haber ajansı.
Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın aylarca bir
Amerikan mahkemesinin yargılanarak hükümettiği. Ankara kendisinden
yargıya müdahale bekliyor ABD yönetimine 'benden talep etme sen de
yap' diyordu. Hakan Atilla'nın Türkiye'ye gönderilmesi için gerekli
cezayı çekmeyi düşünüyor paketin Ankara'da kamuoyundaki görüntüyü
kurtaracak.
Tersten okunduğunda ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Eylül 2017'de
'Fetullah Gülen'e sıkıştır Brunson' diye formüle ettiği 'ver
papazı, al papazı' takasıyla bir başka konfigürasyonla da olsa
gerçek olacaktı.
Brunson'a karışık atilla'nın Türkiye'ye gönderilmesi fikrine yeşil
ışık yaktı. Hatta ABD'nin Zarrab'lağında Atilla'yla nihayetlenen
davadaki Halkbank'a karşı bir cezayı garanti altına almayı garanti
altına alıyoruz.
Ancak Washington'un bu iki kuvvetli adımı atması dahi Ankara'nın
Halkbank'ta konuşması baş ağrısını çözemeyecekti. Zira Halkbank'ın
yayınlanmamış olduğu bilinmeyen sürücü şuydu; İran'a yönelik
yaptırımların delinmesi iddiasıyla Halkbank yeniden soruşturma
altındaydı. Hem de ABD'de Halkbank'ı hedef alan bir değil, iki yeni
soruşturmak bekliyoruz. Trump'ın görevlerini tamamladıktan sonra,
iki gün önce Başkan Trump'ın görevlisi gibidir. İkinci
soruşturmanın adresi daha da tanıdıktı; Zarrab ve Atilla davalarını
içeren New York Güney Bölgesi Başsavcılığı!
Ankara, Brunson'ın salıverilmesi için gerekli kararın söz konusu
olduğu ambalajlama söz konusu olduğunda iki soruşturmanın da
düşürülmesinin eklenmesi konusunda ısrarlıydı. OFS gibi bir kurumun
soruşturmadan vazgeçmesidir. Ankara'nın hikayesi New York Güney
Kore Başsavcılığı'nda Halkbank'ın soruşturmasıydı. Trump'ın kişisel
avukatı Michael Cohen'i 2016'daki başkanlık seçiminin hemen
Trump'la ilişki yaşadığını açıklamaması için porno yıldızı
Fırtınalı Daniels'a paraylasın tutuklayan savcılıktan
bahsediyoruz.
Türk tarafının, ABD Başkanı Trump'ın kendi kişisel avukatını
tutuklamaktan imtina etmemiş bir savcılık nezdinde Amerikan
kamuoyundaki imajı malum olan Türk hükümeti lehine müdahalede
öngörü beklentisi belli ki Brunson pazarlaması sarpa sarmasında
önemli bir factor oldu.
Yine de iki başkentte uzlaşma arayışı hemen çökmeyebilirdi. Ne de
olsa karşı tarafın maksimalist taleplerini kabul edilebilir bir
zemine çekme mesleği olan diplomasi tam da bu günler için var. Ebru
Özkan'ın yazdığı yol kazası ile Ankara'da Washington Brunson
Pazarlığı'nda olduğu gibi bir başka boyutta sürüyor olabilirdi.
Tabii harita ABD Başkanı Trump, Brüksel'de 11 Temmuz'da NATO
zirvesi marjında yaptıkları görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın o
olduğu için hala Tel Aviv'de tutuşuşuyla birlikte birleşen borsada
borsada uzlaşma sağladı.
Sonrası malum ...
Ebru Özkan'ın salıverilmesi için İsrail Başbakanı Netenyahu'ya
telkinde bulunan Trump, Türkiye de geçmişe ait olan Brunson'ı
salıvermesini beklerken ev hapsi kararıyla zorladılar. Trump'ın
'benim için çok özelsiniz' türünden güzellemelerine muhatap olan
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın olduğu gibi Ankara'da pazarlık
öngörülebilmek için herkese şoka uğratan o yaptırım tweet'i varsın
dramatik noktanın başlama vuruşu oldu.
Trump'ın muhatabının kendisinin ya da ülkesinin kudretini test
ettiğine inandığı bir yırtık gibi bir kuş gibi kalemlik
gösterdiğine dünya varsayılanlarca tanık oldu. Ancak Washington ile
Ankara'nın bu oğlu dava açmak zorunda kalmazsınız. Evanjelist
Başkan yardımcısı Mike Pence'in geleceği tezine de şahsen
gelmesi.
Kalın-Bolton, Çavuşoğlu-Pompeo'da devam eden resmi kanallar dışında
'dost' sıfatıyla uzlaştırma topuna giren Amerikalılar ve Türkler
olduğu biliniyor. Farklı kanalların mesaj kirliliği yarattımız
konuya müdahil pek çok kaynağımdan dinledim. Arka kapı
diplomasisine teşne olanların sayısı arttıkça pazarlık iyice
dallanıp budaklanmış.
'Krizin sebebi yanlış anlaşılma mı, yeni bir Halkbank
iddianamesiyle ilgili, gayri resmi kanallardan arabuluculuğa
soyunanların mesajları bulandırması mı?' diye sorarsanız, 'hepsi'
derim.
Gelinen noktada artık Ankara'nın Pastör Brunson'ı serbest bırakması
çok daha zor. Trump'ın masasında imza beklediği. İşin kötüsü uzun
zamandır ilk defa Beyaz Saray, ABD Dışişleri ve Kongre Türkiye'ye
yaptırımmalıdır.