Hürriyet yazarı Şeyma Subaşı'na internetten hakareti yorumladı: Yanıp tutuşan öyle çok kişi var ki...
Hürriyet yazarı Mehmet Y. Yılmaz, TV 8'in sahibi Acun Ilıcalı'nın eşi Şeyma Subaşı'na sosyal medyadan hakaret edenlerle ilgili yapılan operasyonla ilgili yazdı.
"Sosyal medyada hiç tanımadığı insanlara hakaret etmek için yanıp tutuşan öyle çok kişi var ki" diyen Yılmaz, sosyal medyada insanlara çok rahatça hakaret edildiğine dikkat çekti. Yılmaz bu duruma bir örnek vererek "Kucağında bir bebekle gördüğünüz eğitimli bir genç kadın, sosyal medyada hakaret yağdıran bir canavar çıkabiliyor. Ağzından kötü söz duymadığınız bir aile babası, eline cep telefonunu aldığında sokak magandalarına rahmet okutacak bir ruh durumuna girebiliyor" dedi.
Mehmet Y. Yılmaz'ın "Ünlülere hakaret etmenin dayanılmaz hafifliği" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Son olarak Şeyma Subaşı’yla gündeme geldi ama o tek de değil, ilk de. Sosyal medyada hiç tanımadığı insanlara hakaret etmek için yanıp tutuşan öyle çok kişi var ki... Ruh durumlarını anlamak için araştırmalara ihtiyaç var tabii ama genellemelerle bazı tahminlerde bulunmak da mümkün.
Geçen hafta sosyal medyada Şeyma Subaşı’na hakaret ettikleri gerekçesiyle üç kadın gözaltına alındı. Üç kadın yalnız değil; gazetelerin ‘hakaret şebekesi’ adını verdiği küfürbaz grubu, 15 kişiden oluşuyor. Bu kişiler 9 Aralık 2016’dan bu yana düzenli ve sistemli olarak Şeyma Subaşı’na hakaret ediyorlarmış.
Savcılığın ‘gözaltı’ kararını pek anlayamadım. İfade için çağrılmışlar da gelmemişler mi? Yargı düzenimiz o kadar politik hale geldi ki bunun altında da benzeri bir ‘saik’ var gibi geldi bana. Ama konumuz bu değil.
Sosyal medyada, hiç tanımadığı insanlara hakaret etmek için yanıp tutuşan öyle çok kişi var ki... Ve bu sadece bize özgü bir sorun değil, medeni saydığımız ülkeler için de geçerli bir durum.
Geçen yıl İngiltere’de Demos tarafından Twitter kullanıcıları arasında bir araştırma yapıldı ve üç haftalık dönemde ‘slut’ (şıllık/sürtük) ve ‘whore’ (fahişe) kelimelerinin 200 bin kişiye gönderildiği tespit edildi. Aynı dönemde 6 bin 500 kullanıcının da 10 bin adet ‘taciz-hakaret’ mesajına muhatap olduğu ortaya çıktı. Kadınlara yönelik hakaret mesajlarını atanların yarısının kadın olduğunu söyleyeyim.
Tek çare engellemek
Araştırmayı yürüten Alex Krasodomski-Jones, sosyal medyada hakarete maruz kalmanın kadınlar açısından travmatik sonuçları olduğunu söylüyor. “Bu tür verileri araştırmacılarla paylaşmakta cömert davranan Twitter’a odaklansak da kadın düşmanlığının tüm sosyal medya platformlarında yaygın olduğunu vurgulamak önemli” diyor. “Araştırmalarının internetteyken, internet dışı hayattaki kadar iyi insanlar olmadığımızı çarpıcı bir şekilde ortaya koyduğunu” da söylüyor.
Evet, maalesef böyle insanlar var ve sayıları küçümsenecek gibi değil. Kucağında bir bebekle gördüğünüz eğitimli bir genç kadın, sosyal medyada hakaret yağdıran bir canavar çıkabiliyor. Ağzından kötü söz duymadığınız bir aile babası, eline cep telefonunu aldığında sokak magandalarına rahmet okutacak bir ruh durumuna girebiliyor.
Ve kişisel sosyal medya deneyimimin bana gösterdiği bir şey var ki, bunlarla mücadele edebilmenin tek yolu mesajlarını silip takip etmelerini engellemek.
Türk asıllı Alman oyuncu Sibel Kekilli bu yolu seçenlerden. Instagram’daki taciz mesajlarından o kadar yılmış ki Türkiye’den takip edilmesini engellemiş. ‘Türklere veda’ mesajında şöyle diyor: “Tehditlerinizi, istismarlarınızı ve iğrenç cinsel içerikli mesajlarınızı daha fazla tolere edemeyeceğim. Bağnaz, ikiyüzlü ve nefret dolusunuz. Size acıyorum, lütfen def olun gidin.”
‘Yetersiz’ mi hissediyorlar?
Oyuncu Hande Subaşı da hakaret mesajı alan ünlü kişilerden. “Ben iyi bir insan olmaya çalışıyorum” diye belirtiyor ve kibarca “Takibi bırakırsanız sevinirim” diyor Instagram’daki hesabından.
Sosyal medyada hiç tanımadığı insanlara hakaret yağdıran, kadınları taciz eden yaratıkların nasıl bir ruh durumuna sahip olduklarını gerçekten çok merak ediyorum. Bir ‘araştırma ülkesi’ olmadığımız için bunu belki de hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.
Ama genellemelerle tahminde bulunmak mümkün tabii. Gündelik hayatlarındaki ilişkilerinde, iş hayatında ya da cinsel yönden kendisini yetersiz hisseden insanlar olmalı bunlar. Bu yetersizliklerini, ünlü kişilere hakaret edebileceklerini göstererek örtmeye çalışıyorlar sanırım.