Hürriyet okur temsilcisinden Sabah ve Habertürk'e yanıt: Dil değişir, köhne zihniyet silinir!
Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, gazetesinin başlattığı ‘cinsiyetçi dil’den arındırılması kampanyasına gelen eleştirilere yanıt verdi.
Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, gazetesinin
başlattığı ‘cinsiyetçi dil’den arındırılması kampanyasını eleştiren
Habertürk yazarı Murat Bardakçı ve Sabah Okur Temsilcisi İbrahim
Altay'a yanıt verdi.
Faruk Bildirici, bugünkü yazasında, medyaya hâkim olan erkek
zihniyetinin kalkması gerektiğini savunurken okurlarından gelen
eleştirilere de yer verdi.
İşte Faruk Bildirici'nin bugünkü yazısından "Dil değişir,
köhne zihniyet silinir" başlıklı o bölüm:
HÜRRİYET’in, haberciliğin ‘cinsiyetçi dil’den arındırılması için
başlattığı girişim aslında Türkiye medyasında yeni bir dönemin
habercisi.
Ne de olsa Hürriyet öncü gazete. Hürriyet’teki bir yenilik, bir
gelişme diğer medya kuruluşlarını da etkiliyor, yeniliğin hızla
benimsenmesini sağlıyor.
Hürriyet’te kadın gazetecilerin liderliğinde hazırlanan ‘Cinsiyetçi
dile karşı rehber’ için de benzer bir sürecin işleyeceğine eminim.
İlk değerlendirmelerin olumlu olması da bunu gösteriyor.
Görebildiğim kadarıyla iki eleştiri vardı. Habertürk yazarı Murat
Bardakçı, bu girişimi “sözlük budamak” ve “dili kurutma çabası”
olarak nitelendirdi. Sanırım bir yanlış anlama söz konusu.
Hürriyet’in ‘Cinsiyetçi dile karşı rehber’i hiçbir sözcüğün dilden,
hele de sözlüklerden çıkarılmasını öngörmüyor. Sözcük ve
tanımların, gazetecilik dilinde yerli yerine oturması amaçlanıyor.
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bilâ’nın vurguladığı gibi,
“yayınlarda cinsiyet ayrımcı ifadelerin temizlenmesi”
hedefleniyor.
Sabah gazetesi Okur Temsilcisi İbrahim Altay da ‘kadınlara karşı
ayrımcılığın bazı kelimeleri kullanmamayı tercih ederek
çözülebilecek bir mesele olmadığını’ belirtti, medyada kadın
temsilinin arttırılması gerektiğini savundu. Elbette kadınların
medyada daha çok temsil edilmesi gerekli. Yönetici ve editör
kadınların artmasının değişim açısından etkili olacağı da muhakkak.
Ama tek başına kadın temsilinin artması da yeterli olamaz. Kadınlar
değil, eril düşünce yapısına karşı mücadele verecek kadınlar ve
onlara destek verecek erkekler çoğalmalı. Medyaya hâkim olan erkek
zihniyet böyle ortadan kalkar.
Sözcükler, düşüncenin dışavurumu değil midir? Ayrımcı sözcük ve
nitelemelerden arınmaya çalışmak, doğrudan o zihniyetle
mücadeledir. Dil arındıkça, gazetecilerin kadına yönelik algıları,
düşünceleri de değişmiş olur.
Zaten medyadaki ayrımcı zihniyete karşı mücadele yeni başlamadı.
Kadın örgütleri ve kadın gazeteciler ile gazetecilik meslek
örgütleri, yıllardır bu yönde çaba harcıyor. Örneğin ben de
Hürriyet Okur Temsilcisi (Ombudsman) olarak 2013 yılında ‘Kadın
haberleri manifestosu’ hazırlamış, orada da, “Kadın odaklı
habercilik için cinsiyetçi dilden uzaklaşmak şart” diye
yazmıştım.
‘Cinsiyetçi dile karşı rehber’, bu mücadelede gelinen aşamayı
simgeleyen olumlu bir gelişme. Medyada son yıllarda kadına karşı
ayrımcılık konusunda epey mesafe alınmıştı. Şimdi bu rehber, süreci
iyiden iyiye hızlandıracak, cinsiyetçi dili yaratan o köhne
zihniyetin silinip gitmesi çabalarına güç verecek.