Hürriyet Okur temsilcisinden medyaya Sedat Peker ayarı: Haberler aklamaz!
Hürriyet gazetesi okur temsilcisi Faruk Bildirici, Hürriyet ve medyaya Sedat Peker eleştirisi yaptı.
Yeraltı dünyasının ünlü ismi Sedat Peker’in düğünün medyada geniş yer bulduğuna dikkat çeken Faruk Bildirici, “Sedat Peker ile ilgili haberlerde hiçbir unvan verilmedi” diye yazdı.
“Sanatçı Sümer Tilmaç’ın, Peker’in düğününde kalp krizi geçirip yaşamını yitirmesine ilişkin haberlerde üç gün boyunca düğünden söz edildi. Fakat hiçbirinde Peker’in kim olduğu, geçmişi, unvanı gibi bilgiler yoktu” şeklinde yazarak medyayı eleştiren Bildirici, “Zaten Peker de geçmişini yadsımıyor, kendi deyimiyle “normalleşme”ye çalıştığını dile getiriyor” diye yazdı.
İşte Faruk Bildirici’nin yazısı:
“Haberciliğin en basit kurallarından biridir. Bir kişiden söz edilirken mutlaka unvanı da belirtilir. Ama her nedense medya kuruluşlarının çoğunda, Sedat Peker ile ilgili haberlerde hiçbir unvan verilmedi.
Sanatçı Sümer Tilmaç’ın, Peker’in düğününde kalp krizi geçirip yaşamını yitirmesine ilişkin haberlerde üç gün boyunca düğünden söz edildi. Fakat hiçbirinde Peker’in kim olduğu, geçmişi, unvanı gibi bilgiler yoktu.
Özellikle taradım; Hürriyet internette 12 Haziran’da “Sosyal medya Sümer Tilmaç için ağladı”, 13 Haziran’da “O düğüne ünlü akını” başlıklı haberlerde hep “Sedat Peker” ya da “Sedat Peker’in düğünü” denip geçilmişti. Basılı gazetede ise 13 Haziran’da çıkan “Düğünde kalp krizi” haberinde Peker’in “organize suç örgütü liderliği” suçundan cezaevinde yattığı bilgisi verilmiş ama 14 ve 15 Haziran’daki haberlerde sadece “Sedat Peker” denilmişti.
Medyadaki bu durum Necdet B. adlı okurun dikkatini çekmiş, haberlerde Peker’in kimliğiyle ilgili bilgi verilmemesini eleştiren bir elektronik posta gönderdi:
“Gazetemiz Sedat Peker deyip geçiyor, okurlarımızın onu tanıdığını varsayıyor. Eşi için avukat, cezaevinde evlendi gibi bilgiler aktarılırken, Peker hakkında tek kelime yok. En azından aldığı cezaları, yargılandığı davaları yazmak gerekmez mi? Yakında siyasi konularda görüş de alırlarsa şaşırmayacağım. Medyanın işi suçu, suçluyu övmek, parlatmak değildir.”
Okurun vurguladığı gibi, haberler, bu kişiyi nasıl olsa herkes tanıyor, “Sedat Peker’i okurlar bilir” varsayımıyla yazılmaz. Sedat Peker’i herkesin tanımasını bekleyemeyiz. Kaldı ki herkesin tanıdığı bir kişiden bahsederken bile kim olduğunu, unvanını yazmak gerekir, yazılıyor da.
Cumhurbaşkanı, Başbakan ya da parti liderleri gibi herkesin tanıdığı insanlardan bahsedilirken bile unvanları mutlaka yazılır. Dolayısıyla Peker’in de kim olduğunu belirtmek gerekirdi; bu bilginin verilmemesi büyük eksiklik. Hatta Peker’in kimliği düşünülünce eksiklikten ziyade bir karartma söz konusu. Çünkü Sedat Peker, bir işadamı ya da ünlü bir sanatçı değil. “Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek” ile “Hürriyetinden yoksun bırakmak” gibi suçlardan hüküm giymiş, uzun yıllar cezaevinde yatıp infazını tamamlamış bir kişi. Ayrıca Ergenekon davası sanıklarından. Bu davadan 10 yıl mahkûmiyet aldı ama dava dosyası halen Yargıtay’da. Peker, Vikipedia’da ise “Türk organize suç örgütü lideri, eski Ülkücü, Turancı” olarak tanımlanıyor.
Zaten Peker de geçmişini yadsımıyor, kendi deyimiyle “normalleşme”ye çalıştığını dile getiriyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan ile başka bir düğünde sohbet ederken çekilen fotoğrafı, blogundaki yazısında “Bu fotoğraftaki an, benim toplumdaki normalleşme konumum için önemli bir kırılma anıydı” diye değerlendirdi.
Biz gazeteciler de haberlerde Peker’in geçmişini örterek “normalleşme” çabasına katkı vermek gibi bir işlev yüklenemeyiz. Haberler hiç kimsenin aklama alanı olamaz, olmamalı.”