Hürriyet Okur Temsilcisinden Cengiz Semercioğlu'na "Harun Kolçak" ayarı: "Yanlış bilgilerle insanların anısını lekelemeyelim"
Harun Kolçak'ın ölümünün ardından Cengiz Semercioğlu'nun "uyuşturucu kullandığını medyamız yazmadı" yazısına bir tepki de Faruk Bildirici'den geldi.
Hürriyet gazetesi Ombudsmanı Faruk Bildirici'den Hürriyet yazarı
Cengiz Semercioğlu'na "yalan" ayarı geldi.
Cengiz Semercioğlu'nun Harun Kolçak'ın ölümünün ardından “bir dönem
alkol ve uyuşturucu tedavisi gördüğünü" yazmıştı. Bunu yazarken de
Türk medyasını bu gerçeği yazmamakla suçlamıştı.
Cengiz Semercioğlu'nun büyük tepki gören yazısı sonrası Kolçak’ın
doktoru Prof. Dr. Özkan Pektaş ve babası Eşref Kolçak 'uyuşturucu'
iddiasını yalanlamıştı.
UYUŞTURUCU İDDİASININ KAYNAĞI HÜRRİYET'İN YALAN
HABERİ
Hürriyet Ombudsmanı Faruk Bildirici, Harun Kolçak'ın uyuşturucu
kullandığı yolundaki iddiayı araştırdı ve bu iddianın
temelinde 1998 yılında Hürriyet'te çıkan bir haber olduğunu ortaya
çıkardı. Zaten o dönem de Harun Kolçak, uyuşturucu konusunu
yalanlamış, “Alkol bağımlısıydım artık bıraktım” demiş, 2010
yılında Kanaltürk’teki bir programda yine aynı gerçeği
tekrarlamıştı.
SEMERCİOĞLU O YALANI YENİDEN TEDAVÜLE SOKMUŞ
OLDU
Tüm bunları hatırlatan Faruk Bildirici, "Ama o haber düzeltilmediği
gibi Semercioğlu yazısında yeniden tedavüle sokmuş oldu. Doktoru ve
babasının açıklamasından sonra da bu hatayı düzeltmedi" dedi.
Sonunda da uyardı Faruk Bildirici: "Yanlış bilgilerle insanların
anısını lekelememeliyiz."
İşte Bildirici'nin "Ölen ünlünün ardından"
başlıklı bugünkü yazısı:
CENGİZ Semercioğlu’nun, sanatçı Harun Kolçak’ın yaşamını
yitirmesinin ardından kaleme aldığı ve tepkiler alan yazısı,
medyanın ölen ünlülerle ilgili tutumunu tartışmaya açmış oldu.
Okurlarımızdan Turgut Türkeş, Semercioğlu’nun yazısına atıfta
bulunarak, “Acaba ölen ünlülerin ölümleri sonrasında onların
sorunları, ilişkileri vb ne ölçüde ifade edilip okuyucunun
dikkatine sunulmalı?” sorusunu yöneltti. “Bu konunun çok iyi
tartışılması ve herkesin üzerinde mutabık kalacağı etik
düzenlemeler yapılması gerektiğini” savundu.
Bu görüşe ben de katılıyorum. Bilgi vereyim derken kırıp dökmemek,
kimseleri üzmemek için “ölenlerin biyografisinin nasıl
yazılacağını” tartışmalıyız. Önce Semercioğlu’nun dile getirdiği
görüşünü hatırlayalım:
“... Türk basını sözleşmişçesine Harun Kolçak’la ilgili tek bir
şeyden bahsetmedi: ‘Bir dönem alkol ve uyuşturucu tedavisi
gördüğünden. Bizde kaybettiğimiz bir ismin ardından bu konuları
konuşmak saygısızlık olarak algılanıyor. Oysa Batı medyası,
kaybedilen bir sanatçının kariyerinden bahsederken her şeyi dan dan
yazıyor.”
Bir kere “Batı medyası” denilen yer, bütün medya kuruluşları ve
gazetecilerin her zaman ilkelere uygun davrandığı öyle homojen bir
yer değil. Doğru, orada bazı gazetelerde “dedikodular bile dan dan
yazılır” ama bazı gazetelerde ise “obituary” (ölen kişinin ardından
yazılan kısa biyografi) yazımı, hassasiyeti nedeniyle uzman
gazetecilere bırakılır. Bir yöntem sırf “Batı medyası”nda bazıları
uyguluyor diye savunulamaz. Zaten ünlü iletişim kuramcıları, Doğu
medyasındaki yanlışların birçoğunun kaynağının Batı medyası
olduğunu söyler.
Semercioğlu, yaşamını yitiren ünlü kişilerle ilgili bütün
bilgilerin okurlara verilmesi gerektiği noktasında haklı. Çünkü biz
gazetecilerin asli işi, insanlara doğru ve eksiksiz bilgi vermek.
Türkiye’de özellikle de ölen siyasi liderlerin ardından sırf
“güzellemeler” yapıldığı, başarılarının yanında
başarısızlıklarının, olumlu işlerinin yanında olumsuzların da
verilmediği de doğru. Sanatçılar için de benzer yazılara tanık
oluyoruz.
Bütün mesele bunu nasıl yapacağımız. Temel ölçü, ölen kişiyle
ilgili bilginin bilinmesinde kamu yararı bulunması ve biyografinin
tamamlayıcı unsuru olup olmadığı. Bu bilgileri yazarken hayatta
olmayan kişinin anısını lekelememek ve yakınlarını haksız yere
üzmemek kırmızı çizgimiz olmalıdır.
Hayattaki biriyle ölen kişi hakkında yazmak arasında ciddi bir fark
vardır; ölen kişi size artık yanıt veremez, kendini savunamaz. O
nedenle iyice araştırmadan, doğrulamadan, emin olmadan
yazılmamalı.
Peki, Semercioğlu, Kolçak’ın “bir dönem alkol ve uyuşturucu
tedavisi gördüğünün yazılmadığı”nı savunurken yeterince araştırdı
mı? Çünkü Semercioğlu’nun bu iddiasını Kolçak’ın doktoru Prof. Dr.
Özkan Pektaş ve babası Eşref Kolçak yalanladı. “Harun Kolçak’ın
hiçbir zaman uyuşturucu tedavisi görmediğini” açıklarken, sadece
alkol tedavisi gördüğünü söylediler.
Ben de araştırdım. Harun Kolçak’ın uyuşturucu tedavisi gördüğü
şayiası, 25 Ocak 1998’de Hürriyet’te ortaya atılmış. Başka
gazetelerde de yazıldı mı bilemiyorum. Aslında Harun Kolçak o zaman
da uyuşturucu konusunu yalanlamış, “Alkol bağımlısıydım artık
bıraktım” demiş. Hatta 2010 yılında Kanaltürk’teki bir programda
yine tekrarlamış bu sözlerini. Ama o haber düzeltilmediği gibi,
Semercioğlu yazısında yeniden tedavüle sokmuş oldu. Doktoru ve
babasının açıklamasından sonra da bu hatayı düzeltmedi.
Zaten ölenlerin ardından nasıl yazmak gerektiğini bir kişi
üzerinden tartışmaya açmak yanlıştı. Bu üslubun Harun Kolçak’ın
yakınlarını ve hayranlarını üzeceğini hesaba katmak gerekirdi.
Yanlış bilgilerle insanların anısını lekelememeliyiz.