Hürriyet okur temsilcisi gazetesinin otomotiv sayfalarını eleştirdi!
Kendi gazetesi de dahil gazetelerin otomotiv sayfalarını incelediğini anlatan Bildirici, Türk basınında otomotiv sayfalarındaki haber ve yazıların çoğunun gelişmelere şirketler penceresinden baktığını yazdı
Hürriyet okur temsilcisi Faruk Bildirici, gazetesinin otomotiv
sayfasındaki haberlere gelen okur tepkilerini değerlendirdiği
yazısında bir eleştiriye kaynak olan haber için otomotiv servisini
yerden yere vururken, diğer bir habere gelen eleştiriyi ise haksız
buldu.
Kendi gazetesi de dahil gazetelerin otomotiv sayfalarını
incelediğini anlatan Bildirici, Türk basınında otomotiv
sayfalarındaki haber ve yazıların çoğunun gelişmelere şirketler
penceresinden baktığını yazdı ve nasıl olmalı sorusuna, "Halbuki
biz gazeteciler, her alanda olduğu gibi, otomotiv haberlerinde de
kamunun (başka deyişle tüketicinin) penceresinden bakmalıyız. Bu
sayfalardaki haberlerde de pekâlâ eleştirel tavır alınabilir." diye
yanıt verdi.
İşte Bildirici'nin okur temsilcisi köşesinde yazdıklarından
bir bölüm:
M. AKİF Nuray adlı okur, 6 Nisan'da yayımlanan "Türkler yakıtta F1
performansı arıyor" başlıklı otoyaşam sayfasını "açıkça S...
şirketinin reklamı" olarak nitelendirdi. Hürriyet Ekonomi Müdür
Yardımcısı ve Otomotiv Editörü Emre Özpeynirci, bu eleştiriye
katılmadığını belirtti, haberini şöyle savundu:
"Malezya Grand Prix'inde yarış dışında S...'in Formula 1 için
ürettiği yakıtlarla normal yoldaki araçlar için geliştirdiği
yakıtları laboratuvar ortamında ve pistte inceleme ve test etme
imkânı buldum. İzlediğimiz Formula 1 yarışını da o yakıtı kullanan
takım kazandı. Haberde adı geçen marka Türkiye genelinde 1000
istasyona sahip dünyanın en büyük akaryakıt şirketi. Yani Türk
halkının tüketim tercihlerini 3 aşağı 5 yukarı ortaya koyacak
nitelikte bir şirket.Ayrıca Formula 1'e yakıt veren ve bu yakıtın
benzerini istasyonlarına da taşıyan tek marka olduğu için haberde
sadece bu markaya yer verdik. Aynı şirketin farklı dizel ve benzin
yakıtı olmasına rağmen tüketiciler o markanın daha pahalı olan
performanslı yakıtını tercih ediyormuş. Oranlar çok yüksek.
Tüketicilerin yüksek vergi nedeniyle büyük motorlu araç
alamamasına, bunun için de teselliyi performansı yüksek yakıtlarda
bulduğunu anlatmaya çalıştım. Bunu da o şirketin verdiği bilgiler
doğrultusunda yaptım."
Okur temsilcisi olarak dikkatimi çeken ilk nokta, bu haberin, S...
şirketinin davetiyle gidilen Malezya'daki F1 yarışlarını izledikten
sonra yazılmış olması. Ancak Hürriyet'teki haberde mahreç de
kullanılmamış, haberde adı geçen şirketin geziyi finanse ettiği de.
Nitekim Emre Özpeynirci de "son dönemde haberlerde bu tür
ziyaretleri, davet eden firmayı belirterek yayınlamamıza rağmen bu
haberde atladığımız doğru" dedi. Evet, bu önemli bir eksiklik
olmuş.
Haberin mantığına da itirazım var. Haber, "Türkiye'de tüketicinin,
S...'nin ürettiği performans katkılı akaryakıtı tercih ettiği"
tezine dayanıyor. Oysa tüm akaryakıt şirketleri haberde adı verilen
katkılı yakıtı satmıyor. EPDK'nin Ocak 2015 petrol piyasası
raporuna göre, S...'nin pazar payı, pompa satışlarında benzinde
yüzde 24.84, motorinde yüzde 17.61. Demek ki, Türkiye'deki
tüketicilerin çoğu bu akaryakıtı tercih etmiyor. Haberde, diğer
şirketlerin katkılı ürün satışlarıyla ilgili veri de yok.
Dolayısıyla haberde anlatılan, sadece S...'den yakıt alanların
tercihi. Hatta S... tüketicilerinin ne kadarının bu yakıtı tercih
ettiğini de bilmiyoruz; haberde oran ya da miktar
belirtilmiyor.
Özetle, S... tüketicilerinin seçiminin tüm tüketicilerin tercihi
gibi sunulması yanlış. Sanırım bu da sadece geziye davet eden
şirketin yöneticilerine dayanarak yazılmasından kaynaklanıyor.
Nitekim bu haber, hemen aynı başlıklarla Sabah ve Sözcü
gazetelerinde de yayımlandı. O gazeteciler de aynı geziye davet
edilmişti.
Şirketin davet ederken yapmak istediği sanırım bu ürünü
tanıtmaktı... Bir de haberde, Ferrari takımının Malezya'daki
birinciliği bu yakıtı kullanmasına bağlanıyor; "F1'de lideri artık
yakıt belirliyor" deniyor. Bence bu yeterli kanıt olamaz. Zira
Malezya'dan önce yapılan Avustralya Grand Prix'ini Mercedes takımı
kazandı; 12 Nisan'da yapılan Çin yarışında da Ferrari, Mercedes'e
yine geçildi. Belki o takımın yakıtı daha iyidir ama
bilmiyoruz.
REKOR ÜRETİM
Otomotiv haberleriyle ilgili bir eleştiri de Reha Öztanyel adlı
okurdan geldi. 12 Şubat'ta çıkan "7 yılın rekoru" haberini
eleştiriyor; "Otomotiv üretimi haberi neye hizmet etmektedir?" diye
soruyordu. Haberin içeriğini yeterli bulmadığını vurgulayarak, "Her
yazılan faydaya yönelsin, tüketim aracı olmasın" diyordu.
Bu eleştiriyi, haberde imzası olan Emre Özpeynirci'ye sordum. "7
yılın rekoru" haberiyle ilgili eleştiriyi şöyle yanıtladı:
"Bu haberim ocak ayında rekor kıran otomotiv üretimiyle ilgili.
Şirket ve markalardan bağımsız önemli bir ekonomi haberi. Otomotiv
üretiminde 7 yılın en iyi ocak ayı yaşanmış, bu bir haberdir, yani
haber değeri taşır."
Özpeynirci'nin görüşüne katılıyorum; bu haberde bir şirketle ilgili
bilgi verilmiyor; otomobil üretimiyle ilgili gelişme
haberleştiriliyor. Otomobil üretiminin rekor düzeyde artması,
elbette ekonomi sayfaları için haberdir. Ekonomideki gelişmeler
açısından da önemi kuşku götürmez.
NASIL OLMALI?
Otomotiv haberleri nasıl olmalı? Bu soruya yanıt verebilmek için
bir süredir Hürriyet'in yanı sıra diğer medya kuruluşlarının
otomotiv haberlerini, sayfalarını dikkatle izliyorum.
Gördüğüm kadarıyla Türkiye'de bu sayfalarda sektörle ilgili
gelişmeler, şirket temsilcilerinin demeçleri, yeni otomobil
modellerinin tanıtılması ön planda tutuluyor. Haber ve yazıların
çoğu, şirketler penceresinden bakıyor gelişmelere.
Halbuki biz gazeteciler, her alanda olduğu gibi, otomotiv
haberlerinde de kamunun (başka deyişle tüketicinin) penceresinden
bakmalıyız. Bu sayfalardaki haberlerde de pekâlâ eleştirel tavır
alınabilir.
Örneğin yeni bir model tanıtılırken artıları ve eksileri birlikte
okura aktarılabilir. Hem okurun (tüketicinin) doğru seçim yapması
sağlanır hem de okur nezdinde tanıtım bülteni ile haber arasındaki
fark korunmuş; haberin güvenilirliği sağlanmış olur.