HÜRRİYET MUHABİRİ ''TELEKIZ DEĞİL DİJİKIZ'' İÇİN ÖZÜR DİLEDİ!
Hürriyet'in hem çok okunan hem de okurun tepkisini çeken "Telekız değil dijikız" başlıklı röportajı için gecikmeli de olsa bir özür geldi.
Röportajda sanal ilan siteleri aracılığıyla "fahişelik" yapan
üniversite öğrencisi bir genç kız yaşantısını anlatıyordu.
Hürriyet’in Pazar ekinde yayımlanan bu söyleşi her ne kadar
çok okunan ve çok tartışılan bir haber olsa da, okurlardan Hüriyet
okur temsilcisine fahişeliğin iyi bir iş gibi gösterildiği,
özendirildiği eleştirileri geldi.
Bugün konuyu gündemine alan Faruk Bildirici, o haber için bakın
nasıl bir yorum yaptı:
Söyleşi, akıcı bir dille kaleme alınmıştı, kendini okutuyordu. İlgi
çekici olduğu için de çeşitli internet siteleri aynen kopyalama
yoluna gittiler. Oralarda da yayımlanmasının ardından eleştirilerin
artması üzerine, söyleşiyi hazırlayan Erdal Kaplanseren, kendi
bloguna, "Dijikız röportajına dair zorunlu bir açıklama" yazısı
koydu.
Kaplanseren’in bu yazısının son bölümü söyleşiyi eleştiren Hürriyet
okurlarına yanıt niteliğindeydi:
"Röportajdaki dilin ve genel anlamda içeriğin özendirici, neredeyse
onaylayıcı olduğu yönünde eleştiriler var. Tanıdığım ve görüşlerine
güvendiğim dostlarımdan da benzer yorumlar almak beni iyiden iyiye
düşündürdü. Bir işi kaç yıl yapıyor olursanız olun, ne kadar önemli
deneyimler yaşarsanız yaşayın, daima yeni şeyler öğreniyorsunuz.
Maksadını aşan bir üslubun yazıda hâkim olduğunu kabul ediyor ve
özür diliyorum. Bu sürecin her adımı beni etkiliyor ve üzüyor."
Bildirici’nin köşesinin tamamını buradan okuyabilirsiniz.