İlk gece, ilk arkadaşlarım: Sevgi Abla’yla Ayhan. Sevgi Abla’nın kırmızı ayakkabıları falan var, kadın da olunca cesaretlenip yanlarına gidiyorum. Nerede yatacaklarını soruyorum. Ceylan Intercontinental Oteli’nin personel çıkışında yatıyorlarmış. Önünde taksi durağı olduğu için güvenliymiş. Üstü kapalı ve kuytuda olduğu için de soğuk değil. Parkın görevlisi gelip bizi banklardan kaldırıyor. Fıskiyeleri açıp çimleri sulayacak. “Islanırsınız” diyor.
“Oh kira yok, elektrik-su yok” demeyin. Gece termosta satılan bir bayat çay 1.5, tuvalet 1 lira. Günde kaç kere ihtiyacınız olabileceğini düşünün. Kiradan pahalıya geliyor. Çözümü civardaki fast-food’çularda buldum. Beni belleyip tanımasınlar diye hepsine sırayla gidiyorum. Gece kapanıyorlar ama zaten o saatten sonra başka kurallar işlemeye başlıyor. Çay mı? Onu da içmeyiver....
Öğleleri Dolapdere’de, akşamları Firuzağa’da dağıtılan yemeklerle karnımı doyurabiliyorum. Kirlenen çoraplarımı falan Ağa Camii’nin şadırvanında yıkıyorum. Şimdilik paraya ihtiyacım yok. Ama bu sonsuza kadar böyle gitmez. Eninde sonunda gidip bir hostelde yıkanmak, dağıtılanlar dışında başka yemekler alabilmek için para bulmam lazım.
Ramazan Abi Şileli. 71 yaşında. Eski filmci. Kameranın hem önünde hem arkasında 260 filmde görev almış. ‘Sahildeki Kadın’ filminde Cahide Sonku’yla rol arkadaşlığı yapmış mesela. ‘Atını Seven Kovboy’, ‘Ah Bir Zengin Olsam’, ‘Baba Evi’, ‘Kara Yazı’, ‘Haram Lokma’ gibi filmler de var rol kariyerinde. Tophane’de bir depoda yaşıyor. Köy çocuğu olduğu için zorlanmadığını, alışkın olduğunu söylüyor.