"HÜRRİYET GAZETESİ NE HALLERE DÜŞTÜ; NE YAPTIN SEN ŞÜKRÜ?"
Hürriyet; sadece yaptığı haberlerle değil bu ciddiyeti ile de Amiral Gemisi olmayı hak ediyordu. Ya şimdi?
Hürriyet Gazetesi ne hallere düştü?
1983 yılı Temmuz ayında Hürriyet'e redaktör olarak girdim. Haber Merkezi'nde ve İstihbarat'ta üretilen haberler daha sonra redaktörlere verilirdi. Bizler; o haberi mantık ve bilgi yönünden inceler; bir eksiklik olmadığını görürsek; altını imzalar; Yazı İşleri'ne gönderirdik. Bunu yaparken okuduğumuz haberin öncesi var ise onu da inceler; başka gazetelerdekilerle de karşılaştırırdık. Sık sık Ankara Bürosu'nu da arayıp merkezde yapılan haberleri de tartışırdık. Böylece; Yazı İşleri daha rahat biçimde çalışır; okura da bilgi yanlışı veya mantık yanlışı olan haber sunulmazdı.
Hürriyet; sadece yaptığı haberlerle değil bu ciddiyeti ile de
Amiral Gemisi olmayı hak ediyordu.
Ya şimdi?
NE YAPTIN ŞÜKRÜ?
Dünkü Hürriyet'in göbeğinde
Şükrü Küçükşahin imzalı kocaman bir haber aldı. Haber; CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yapılmış bir röportaj. Bu
röportaj belli ki pazartesi günü Güneş'te yayımlanan o ünlü '
PATLAMA, SABOTAJ' başlıklı Talat Atilla'nın
bu çok önemli haberini itibarsızlaştırmak amacıyla yapılmış.
Kendimi Şükrü Küçükşahin'in yerine koyup düşünüyorum: Acaba
Hürriyet'in Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu ona nasıl bir fırça
attı ki böyle zorlama bir konuşma imal etti.
İşin ilginç yanı şu: Şükrü Küçükşahin de bu haberi gazetenin göbeğine yerleştirip gözümüze sokan Hürriyet Yazı İşleri de Kemal Kılıçdaroğlu tarafından atlatıldı da onlar bunu bile anlayamadılar. Çünkü haber kıyaslaması bile yapacak durumda gözükmüyorlar.
NASIL MI?
CHP Lideri Kılıçdaroğlu; Şükrü
Küçükşahin'le sohbet ederken demiş ki: 'Ben o gazeteciye (Talat
Atilla) bunları (Yani sabotaj olduğunu) bir dost sohbeti olarak
söyledim. Eski komutanların bunu söylediğini belirttim. 'Eski'
sözcüğünü çıkarmış 'komutanlar' demiş. Kayıtları açıklasın, bu etik
değil.'
Bu sohbetteki sözlerine bakarsanız sanki Talat Atilla haberi çarpıtmış; Sayın Kılıçdaroğlu'na oyun oynamış. Şükrü Bey de bunu yakalamış havalarında...
Ama CHP Lideri, Güneş'e yaptığı açıklamanın sıradan bir konuşma
değil önceden düşünülmüş ve planlanlanmış olduğunu itiraf etti.
Bunu da halka karşı yaptığı geçen günkü konuşmasında dile getirdi.
Bakın, basın toplantısında neler diyor:
'Söylediğimiz her sözün arkasındayız. Söylediğimiz her söz
ölçülmüştür, biçilmiştir, tartılmıştır, uzun süre konuşulmuştur.
Ondan sonra dillendirilmiştir.'
Sayın Kılıçdaroğlu açıkça diyor ki: 'Biz o Afyon'daki patlamanın
sabotaj olduğunu rastgele söylemedik. Bunu ölçüp biçtik, uzun süre
tartıştık. Sonra da kamuoyuna açıklama yapma kararı verdik ve öyle
söyledik.'
Şimdi Şükrü Küçükşahin'e yapılan özel açıklamaya mı inanalım yoksa
bir genel başkanın bütün bir millete söylediğine mi? Elbette ki
geçerli olan; CHP Lideri'nin kamuoyuna yaptığı açıklamadır. Yani
'Afyon'daki cephanelik sabotaj sonucu patlatıldı!' iddiası önceden
düşünülmüş, konuşulmuş ve bu bilginin halkla paylaşılması
kararlaştırılmış.
Bunu ben demiyorum CHP Lideri Kılıçdaroğlu halka söylüyor.
YAZILMASIN DENİLMEDİ
Sayın Kılıçdaroğlu'nun
bu açıklaması gösteriyor ki kendisi 'Patlama, sabotajdır!'
iddiasını Talat Atilla'ya söylerken bunun yazılmamasını
istememiştir. Tam aksine bu bilginin dillendirilmesini, yani
yazılmasını istemiştir.
Kendisiyle konuştuğum Talat Atilla da yazılmasın diye bir talep
olmadığını; bu sabotaj iddiasının röportajın sonundaki konuşmalarda
dillendirildiğini açıkladı.
'Eski' sözcüğüne gelecek olursak. Talat Atilla; 'Bana söylenen
'eski komutanlar' değil 'üst düzey komutanlar' oldu. Onların emekli
mi yoksa muvazzaf komutanlar mı olduğunu sorma gereği duymadım.'
dedi.
Hemen belirtelim ki, ciddi bir gazeteci; ana muhalefet partisi
lideri ile konuşur iken önüne ses kayıt aracı koymaz.
KISKANMAYIN
Böyle çok önemli bir iddiayı
alıp da bunu haber yapmayan, gazeteciyi hemen işten atarlar. Ben
olsam öyle yaparım.
Böyle bir açıklama Hürriyet'in eline geçse idi sanırım onlar da
benzer biçimde değerlendirirlerdi. Öyleyse ciddi gazeteci
havalarına girerek; 'Yazılmasın kaydıyla söylenenleri yazmış!'
diyerek bu haberi karalamaya kalkışmayın.
Siz de soru sormasını, cevap almasını öğrenin. Aldığınız cevabı da
nasıl değerlendireceğinizi Güneş'ten izleyin.
Rıza ZELYUT / HÜRRİYET