Hürriyet, Erdoğan'ın 'Karargâh rahatsız' haberiyle ilgili açıklamalarını nasıl gördü?
Erdoğan'ın açıklamaları Hürriyet gazetesinin internet sitesinde yaklaşık 20 dakika sonra yayımlandı
Hürriyet gazetesi, cumartesi günü yayımlanan 'Karargâh rahatsız'
haberiyle ilgili ilk defa konuşan, "Atılan başlık çok çok çirkindi.
Bir terbiyesizlik, seviyesizliktir. Bedelini ağır ödeyecekler" gibi
ifadeler kullanan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarını
'Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar' başlığıyla gördü.
Erdoğan'ın açıklamaları Hürriyet gazetesinin internet sitesinde
yaklaşık 20 dakika sonra yayımlandı.
Hurriyet.com.tr'de yayımlanan haber şöyle:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Pakistan’a hareketinden önce
açıklama yaptı.
İşte Erdoğan’ın yaptığı açıklamalardan ve sorulara verdiği
cevaplardan satır başları:
İnşallah az sonra 13’ncü Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’ne
katılmak üzere İslamabad’a hareket edeceğiz. Zirveye katılacak olan
liderlerle ikili görüşme imkanı da bulacağım. Bildiğiniz gibi
Türkiye ekonomik işbirliği teşkilatının ilk kurucularındandır.
Bölgesel işbirliği kalkınma çabalarını artırmak amacıyla İran ile
birlikte 1985 yılında tesis ettiğimiz teşkilat, genişletilmiştir.
Bugün örgüt 8 milyon kilometrelik alanda 400 milyon nüfusa hitap
etmektedir.
Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan selim Köprüsü gibi projeler
sadece ülkemiz için değil teşkilat üyesi ülkelerin de ulaşım
kapasitesini yükseltmiştir. Üçüncü havalimanı gibi projelerimizin
ciddi katkıları olacaktır. Bakü – Tiflis – Kars gibi tren
hatlarının da ciddi katkısı olacaktır.
İslamabad Zirvesi’nin tarihi bir fırsat olduğuna inanıyorum.
Ticaretin serbestleştirilmesi yönünde önemli bir araç olan ticaret
anlaşmasını bir an önce hayata geçirmek istiyoruz.
Sayın Genelkurmay Başkanı Fırat Kalkanı’nda arzulanan
hedeflere ulaşıldı demişti. Daha sonraki hedefler ne olacak?
Rakka ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Biz başından beri bu süreci ÖSO ile beraber yürüttük. Yani kara
harekatı Özgür Suriye Ordusu'yla beraber yürütülmüştür. Biz ÖSO’ya
gerekli desteği verdik. Ama ta başından beri kullandığım bir ifade
var. Burada üç başlık uygulamada olmalı. Birincisi eğit-donattır.
Diğer terörden arındırılmış güvenli bölge, üçüncüsü uçuşa yasak
bölgedir. Tabi bunu Amerikalı dostlarımızla ne yazık ki
anlaşamadık. Çünkü onlar eğit-donat fikrine olumlu bakarken, uçuşa
yasaklı bölgeye sıcak bakmadılar, güvenli bölge olayın ta
Antalya’daki G20’de gayet güzel demiş olmalarına rağmen adım
atmadılar. Biz burada bir yerde yalnız kaldık.
Nereye kadar? Gaziantep’teki malum olaya kadar. Gaziantep’te 56
vatandaşımız şehit edilince ki DEAŞ’ın bir operasyonuydu. Artık
dedik, durmak yok gereği neyse bunu yapacağız. Böylece ÖSO ki, bu
bizim yetiştirdiğimiz eğit-donat kapsamındaki oranın halkı.
Bu desteğin birçok boyutu var. Fakat ABD yine burada ÖSO’ya başta
olumlu yaklaşmasına rağmen, daha sonra Suriye Demokratik Güçleri
diye bir yapı ortaya koydu. Buna karşı çıktık, çünkü bunun
içerisinde terör örgütü mensupları da var. Dedik ki biz kesinlikle
PYD ve YPG’den kimseyle mutabık veya beraber olmamız mümkün değil.
Çünkü biz bir terör örgütünü, diğer terör örgütünün asla karşıtı
gibi görmemiz mümkün değil. Ve mücadelemizi de özgür Suriye
ordusuyla beraber yürüttük. Cerablus’ta başarı, Rai’de başarı,
Dabık’ta başarı, El Bab’ta başarı.
Bu kararlılığımız bizim aynen devam ediyor. Şimdiki safha nedir?
Daha önce belirlediğimiz Münbiç’tir. Ki Münbiç Araplara ait bir
yerdir. PYD veya YPG’nin değildir. Fırat’ın doğusuna kesinlikle PYD
ve YPG’nin geçmemesi gerekir dedik. Geçiyorlar, geçmeye devam
ediyorlar. Ama hala geçmiş değildir. Oraya Münbiç’in yerel halkının
gelmesi lazım.
TSK’da kadın subay ve astsubayların başörtüsü takması
önündeki engel kaldırıldı. Değerlendirmenizi alabilir
miyiz?
Bu konu yeni değil, beklentiydi. Arkadaşlarımız hükümet olarak
değerlendirmelerini yaptıktan sonra adımlar atıldı. Şu anda
başlamış vaziyette. Temennimiz odur ki, hazırlanan mevzuata göre
hanım kardeşlerimiz de kendilerinin inanç hürriyetinden bu
noktadaki emek noktasında iş temini noktasındaki özgürlüklerinden
her yerde istifade edebilmesidir. Bu silahlı kuvvetlerimizde de
yargıda da eğitimde de bu ön açılmış vaziyette. Bundan sonraki
süreçte bütün mazlum mağdur hanım kardeşlerimiz bundan istifade
etmek suretiyle tüm kurumlarda yerlerini alabileceklerdir.
Dünyaya bakıyorsunuz her birinde silahlı kuvvetlerde de var,
Amerika’da da var. Oradaki Müslümanlar inancının gereği neyse onu
yapabiliyor. Oralarda bu oluyor da halkının yüzde 99’u Müslüman
olan ülkede niçin bunlar olmasın? Temennim odur ki hiçbir aşırılığa
fırsat vermeden, aşırılığa gitmeden çerçeve içerisinde devamı,
bütün gerilimleri bunlar alacak. Çok daha bu kurumlarımız bu
müesseselerimiz inşallah rahat bir şekilde yoluna devam
edecektir.
GENELKURMAY BAŞKANI AKAR'LA GÖRÜŞME
Öncelikle Genelkurmay Başkanımızla dün Beylerbeyi Sarayı'ndaki
görüşmemiz tabi birinci derecede malum El Bab operasyonunun
tamamlanması sürecine yönelik yapılan bazı görüşmeler var,
çalışmalar var. Türkiye Amerika Rusya arasındaki bu görüşmelerde
nerelere geldik, bundan sonra onlarla yapılacak görüşmelerde ne
durumdayız, onların değerlendirmesini birlikte yapma fırsatını
bulduk. Malum El Bab operasyonu tamamlandı. Ama bu tabi oradaki
sürecin bitmesi anlamına değil, bizim buradaki hedefimiz Cerablus
Dabık El Bab ondan sonra da tabi koalisyon güçleriyle, mutabık
kalmamız halinde gerek Münbiç gerekse Rakka’ya yönelik atılacak
olan adımlar var. Biz yakın bir ülke olarak Rusya ile görüşmemiz,
müttefik olarak Amerika ile koalisyon güçleriyle yapacağımız
dayanışma, bu süreç içerisinde önem arz ediyor. Bunları da
birliktelik içerisinde yürütmek de bizim önemli bir hedefimiz. Biz
daha önce bunları uzaktan çok seyrettik, bedelleri oldu. Artık hem
masada hem arazide olacağız dedik. Bunları açıkça dost muhatap
müttefike söylemiş bulunuyoruz.
Bir diğer konu da sizlerin ifade ettiği gibi ismini verdiğiniz bu
gazetede ön sayfada atılan başlık. Tabi içerde atılan başlık çok
çok daha çirkindi. Ve 7 soruya 7 cevap, öbür tarafta ‘karargah
rahatsız’ başlığı gibi ifadeler bunlar tabi bizleri rahatsız ettiği
gibi TSK’yı hayda hayda rahatsız etmiştir. Bizim rahatsız olduğumuz
konuda silahlı kuvvetlerimizin rahatsız olmaması mümkün değildir.
Biz aynı vücudun azaları gibiyiz. Zira bu işin başı neresidir?
Devlettir, hükümettir. Ve silahlı kuvvetler devletin bir uzvudur.
Burada yapılan çok açık net söylüyorum, atılan başlık
terbiyesizliktir, seviyesizliktir. Böyle bir başlığı atmaya bir
defa bu gazetenin ne yönetimi, ne patronaj kadrosu muktedir
değildir, olamaz. Bu işin hukuki süreci neyse…
Devleti kendi içinde birbirine düşürmeye kimsenin hak ve yetkisi
yoktur. Bunların bunlar eski alışkanlıkları. Bunlar artık geride
kaldı. Herkes yerini bilecek, konumunu bilecek. Yerini konumunu
bilerek adımını atacak. Siz kalkıp da 7 soruya 7 cevap derken bir
defa silahlı kuvvetleri zan altında bırakıyorsunuz. Öbür tarafta,
cumhurbaşkanı ile beraber genelkurmay başkanı ‘nereye giderse
yanında gidiyor’ ifadeleriyle ayrıca bir terbiyesizlik
yapıyorsunuz. Bir Genelkurmay Başkanı’nın herhangi bir toplantıya
gitmesinden daha tabii ne olabilir? Bunlar dünyayı bilmiyorlar ya…
Dünyayı tanımıyorlar.
Ama sorduğun zaman yok amiral gemisiymiş, yok şuymuş buymuş gibi de
hava atarlar. Kusura bakmasınlar, artık böyle bir şey yok. Yani
bizi kendi içimizde birbirimize düşürmeye çalışıyorsa, bunun
bedelini de ağır ödeyecektir. Biz şu anda ekonomik zirve
toplantısına gidiyoruz. Bir çok konuyu görüşeceğimiz zirvedir.
Savunma, ekonomi turizm her şey vardır.
Bu ne densiz bir yaklaşımdır? Böyle bir şey olabilir mi? Kusura
bakmasınlar, bunu da tabi genelkurmay başkanımızla tabi görüştük.
Kendileri de zaten bu konuyla ilgili kendisi de yapacaklar. Bunlar
bizleri ciddi manada üzmektedir. Çünkü her zamankinden daha fazla
birliğe kardeşliğe ihtiyacımızın olduğu dönemde bu tür yaklaşımları
ben, kusura bakmasınlar ben affedilir bulmuyorum.