Usta sanatçı, sinemada yapılan işlerle ilgili çok umutlu ve mutlu olduğunu belirterek, "Gençler çok cesurlar, girişkenler ve özgüvenliler. Sinema adına çok umutluyum. Bizim sinema yaptığımız dönemdeki imkansızlıklar içerisinde değiller. Dijital gibi bir imkanları var. Maddi imkanlar, teknolojik imkanlar fazla ve dünyayla iletişim mümkün" ifadelerini kullandı.
Ankara’nın hayatındaki yerine değinen Koçyiğit, "Ankara’da iki dönem okudum. Lise dönemimde de Ankara’ya gelmiştim. Ankara benim için arkadaşlık, dostluk. Benim için Ankara çok şey ve her fırsatta da geliyorum buraya. Benim okuduğum yıllardan sonra o kadar çok değişmiş ki gözlerime inanamıyorum. Elbette çok modern bir şehir olmuş, hepinize teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
“Sanat iltifata tabiidir. Sanat ilgi görmezse kaçar. Bugünün gençlerini burada görmek çok hoşuma gitti" diyen usta oyuncu, şu açıklamayı yaptı: "Bir insanın en güzel dönemi talebelik dönemidir. Hayata hazırlandığınız bu yıllar en önemli yıllarınız. Birçok şeyi öğrenmek için bu yıllardasınız. Değerini bilin."
Sinemanın sanat dallarını çevreleyen anlatım türüne sahip olduğunu belirten Hülya Koçyiğit, “Sinema diğer sanat dallarını içine alabiliyor.
Müzik, resim, hikaye anlatma sanatını barındırıyor. Bir hikayeyi, roman olarak okuyabilirsiniz ama sinema, insana insan hikayelerini anlatan bir mecra.
Bize yaşarken fark etmediğimiz ama hayatın fark etmemiz gereken yerlerini görüyoruz. Adeta insanların yüzüne tutulmuş bir ayna gibi. Sinema işaret ve tespit eder, yol gösterir. Elbette çare bulmaz. Çareyi bulacak olan izleyicidir. İzleyiciye daha önce fark etmediği olayları ve davranışları gösterir” ifadelerine yer verdi.